Bakana STK, çocuklara şiddet, istismar ve baskı
Bütçe görüşmeleri sırasında Bakan Tekin’in, tarikatlarla yapılan protokollere devam edeceğini söylemesine veliler tepkili. Toplam protokol sayısı ise Tekin’in iddia ettiğinin aksine 10’dan fazla.
Fotoğraf: Hilal Tok/Evrensel
Nisa Sude DEMİREL
İstanbul
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in bakanlıkla protokol yapan tarikat ve cemaatlere ilişkin “STK” açıklamasının yankıları sürüyor. Bakan Tekin’in “Sizin tarikat-cemaat dediğiniz bizim STK dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır” açıklamasını bakanlığın kendi sitesi ve bugüne kadar basına yansıyan haberler yalanlıyor. Bakan Tekin’in iddiasının aksine tarikat ve cemaatlerle imzalanan protokoller 10’un çok üzerinde. Öte yandan tarikatların eğitim politikaları içindeki yerine hem eğitim alanında faaliyet yürüten kurumlar hem de veliler tepkili.
CEMAAT VE TARİKATLARLA İMZALANAN PROTOKOLLER
Henüz Bakan Tekin bu sözleri sarf ettikten sonra 21 Kasım’da Konya İli Müftülüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünün Cihannüma Derneği (Aynı zamanda Bakan Tekin’in kurucu başkanı olduğu dernek) ile “Değer gören, değer veren; tarihinden geleceğini inşa eden gençlik” konulu “eğitimde iş birliği protokolü” imzaladığı ortaya çıktı. Protokol kapsamında 13 Aralık’ta Rukiye Mehmet Akış Proje Fen ve Teknoloji Anadolu İmam Hatip Lisesinde “Kudüs bilinci” konulu panel düzenlendi. Yine Sakarya İl Milli Eğitim Müdürlüğünün de Cihannüma Derneğiyle protokol imzaladığı, 11 Aralık’ta Adabilim Okullarında lise öğrencilerine “ecdat yadigarı Kudüs” konulu seminer verildiği öğrenildi. Derneğin Malatya İl Temsilciliği ile Trabzon Kudüs Kardeşlik Derneği ise kentteki bazı okullarda “Kudüs” konferansları düzenledi.
Eğitim-İş Başkanı Kadem Özbay ise MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünün Hayrat Vakfıyla “eğitimde iş birliği protokolü” imzaladığını açıklamıştı. İmzalanan protokole göre, MEB ve Nur Cemaatinin Nakşibendi koluna bağlı Hayrat Vakfı iş birliğinde Osmanlıca kurs ve seminerleri ile yarışmaların yanı sıra Kur’an kursları ve okullarda “başat değerler eğitimine” ilişkin kurs ve seminerleri, yaz okulları düzenlenebilecek. Tanıtımların organizasyonunu bakanlık üstlenecek.
ETKİNLİKLER TARİKATTAN, BÜTÇE BAKANLIKTAN
Yine İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü; istismarlarla gündeme gelen Ensar Vakfı, İmam Hatipliler ve Mezunlar Derneği (İMHAD), Kur’an-a Hizmet Derneği İzmir İl Temsilciliği, İnsan Eğitimi Kültür ve Yardımlaşma Vakfı (İnsan Vakfı) İzmir İl Temsilciliği ile “hayat boyu aydınlık projesi” protokolü imzalamıştı. İMHAD protokolü duyurduğu paylaşımda “İzmir’in öncü sivil toplum kuruluşları ve İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Kur’anı Kerim’in öğretilmesi ve güzel ahlakın yaygınlaşması için kolları sıvadı” ifadelerine yer verdi.
Eski CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya da iş birliklerine dair şu bilgileri paylaşmıştı: “Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü 24 Temmuz 2017’de Ensar Vakfı ile ‘çeşitli eğitim, seminer ve sosyal etkinlikler düzenlenmesine dair iş birliği protokolü’ imzaladı. Vakfın öğrencilere yönelik yaz okulu, yaz kampı, okuma yarışması, gezi ve seminer düzenlemesine imkan verildi. TÜRGEV’le 2016’da imzalanan protokolle öğrencilere sosyal, sportif, mesleki ve teknik kurslar düzenlenmesine imkan verildi. Masrafların MEB bütçesinden karşılanması kararlaştırıldı. Türkiye Diyanet Vakfı ile imzalanan protokolle ise okul öncesi eğitim kurumlarında 4-6 yaş çocuklar için Kur-an kursu açılmasına imkan sunuldu. (Geçtiğimiz günlerde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş bu yaş aralığında 210 bin çocuğun bu eğitimlere dahil olduğunu açıklamıştı.) Hayrat Vakfına “değerler eğitimi” adı altında eğitim vermesine izin verildi. MEB ve TÜGVA arasında imzalanan, “medeniyet ve değerler protokolü” kapsamında vakfa okul derslikleri tahsis edildi. MEB ile Süleymancılar arasında, “değerler eğitimi protokolü” imzalanarak cemaatin ideolojisini okullarda çocuklara aktarmasına izin verildi. MEB; İnsan Vakfının ‘Mescitsiz okul kalmasın’ adı altında okullarda yürüttüğü kampanyaya onay vererek, sponsor oldu. İlim Yayma Cemiyetine online sistemindeki öğretim programlarını kullanarak her düzeydeki öğrenciye yönelik sosyal, kültürel, mesleki ve teknik kurslar düzenleme olanağı verildi.
İSMİ CİSMİ BELLİ OLMAYAN CEMAATLER DE VAR
Belirli bir vakıfla yapılmayan ancak isteyen tarikat ve cemaatlerin dahlini kolaylaştıran protokoller de var. MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ve DİB Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü arasında imzalanan hafızlık projesi de bu protokollerden. 2021 tarihli açıklamaya göre bu proje kapsamında 194 okulda/Kur’an kursunda 18 bin 536 öğrenci yer alıyor. Bu projeyle hafızlık eğitimi verilmesi üzere bir Kur’an kursuyla protokol yapılıyor. 6. sınıftaki hafızlık eğitimi kapsamında bulunan öğrencilerin bir Kur’an kursunda kayıtlı olması şartıyla bir yıl eğitim öğretimlerine “ara verilmesine” izin veriliyor. Yani öğrenciler bir sene boyunca okuldan uzak kalarak adı bile belli olmayan bir tarikat-cemaate ait Kur’an kursunda eğitim görüyor.
‘BİLİME VE DEMOKRASİYE DÜŞMANLIK’
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in sözlerini değerlendiren Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği (Öv-Der) İzmir Şube Yöneticisi Orhan Yüce, bakanın müsteşarlık döneminden bu yana sivil toplum kuruluşu dediği tarikatlarla ve cemaatlerle iç içe çalıştığını söyledi. Tekin’in bakanlığı ümmet anlayışında şekillendirmeye çalıştığını ifade eden Yüce, “Bakan olunca bunu daha etkili yapma fırsatı bulan Yusuf Tekin ‘Eski Türkiye geçti, uyanın uyanın’ derken doğru söylüyor. Çünkü eski Türkiye’de laik, bilimsel ve demokratik eğitimin belirtileri vardı. 20 yıldır bunları da kaldırdılar” dedi.
Veli, öğretmen ve öğrencilerin; yani toplumun, çocukları karanlık emellere alet etmemek için ayaklanması gerektiğini vurgulayan Yüce, “AKP’nin ve Yusuf Tekin’in Türkiye’sinde kamunun her kademesini tarikatlar ve cemaatler işgal etmiş durumdadır. Zaten Yusuf Tekin’in de anlayışı demokrasiye, bilime düşmandır” diye konuştu. Tarikatlar ve cemaatlerin bir kurum değil, despotik birer topluluk olduğunun altını çizen Yüce; tarikatların amacının karanlık olduğunu, yapılan işler hakkında topluluğun bireylerinin görüş ve öneride bulunamayacağını vurguladı.
‘KARANLIĞA KARŞI DURUŞ SERGİLENMELİ’
Millî Eğitim Bakanlığının ideolojik bir kurum haline getirildiğini, bakanın tüm işleri ve konuşmalarının ise bu ideolojiye hizmet ettiğini ifade eden Yüce, “Eğitim alanında faaliyet yürüten binlerce kurum ve kuruluş varken, hiçbiri ile ilişki kurulmamış, protokol imzalanmamıştır” dedi. Yüce, Bakan Tekin’in sivil toplum kuruluşları dediği tarikat ve cemaatleri karanlık güçler, insanlık dışı uygulamaların kaynağı, çocuk istismarı, kadın düşmanı, düşünce ve bilim düşmanı olarak niteledi. Tarikat ve cemaatler gibi karanlık güçlerin dinci anlayışlarının, dinle de bir ilgisi olmadığını ifade eden Yüce şöyle konuştu: “Onların amacı eğitim değil itaat ve boyun eğdirmektir. Bu karanlığa karşı çözüm; veli, öğretmen ve öğrenci birlikteliği ile toplumsal bir karşı duruşu sergilemektir. Yusuf Tekin’in ifadeleri sadece eğitimi değil, toplumu sarmaktadır. Onun için verilen mücadele siyasi bir özellik kazanmak zorundadır.”
TARİKATLARA TEŞEKKÜR ETMİŞTİ
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bakanlığın bütçe görüşmeleri sırasında “2023 yılı itibarıyla geçerli 2 bin 709 tane protokolümüz var. Bunların içinde sizin tarikat-cemaat dediğiniz bizim STK dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Ve ben bu protokollerle bize hizmet eden, destek olanlara da teşekkür ediyorum” dedi.
Bakan bu ifadelerin ardından tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceklerini söyleyerek “Protokol yaptığımız bu sivil toplum örgütleri sizin çocukları dağa çıkarmanıza engel olduğu için çatlıyorsunuz. Ben o STK’larla protokol imzalamaya devam edeceğim. Çocuklarımın dağa çıkmaması için, sizin insan kaynağınıza insan yetiştirmemek için buradan devam edeceğim” ifadelerini kullanmıştı.