Sendikacılar ilk pazarlığı işçilerle yaptı
"Asgari ücret belirlenmeden alınmayacak başkanlar kurulu toplantısına ithafen; ‘Söz ve karar tabanındır’ ilkesiyle birlikte oluşacak olan taslağın oldubittiye getirilmesini kabul etmiyoruz"
Fotoğraf: Şişecam basın bülteni
Trakya’dan bir Şişecam işçisi
Tüm Şişecam işçisi arkadaşlara selam olsun. Evrensel gazetesine bizlerin sesini duyurduğu için teşekkür ediyorum, hep var olun.
Şişecam işçileri olarak toplu iş sözleşmesi (TİS) dönemine girmiş bulunuyoruz. Ama sendikamız Kristal-İş Genel Merkezi asgari ücret belli olmadan taslak oluşturulmayacak diye karar aldı. Süreci anlatmadan önce emek verdiğimiz şirketin ne kadar büyüdüğünü anlatmak istiyorum. Çünkü her sözleşme döneminde veya ek zam istenen dönemlerde, sendikacılar 500 veya 1000 kişilik bir tekstil fabrikasıyla Şişecam’ı bir tutuyor!
Bizleri sömürerek kârına kâr katan Şişecam, her gün daha da büyüyor. Bizlerin emeğiyle Şişecam’ın ne kadar büyüdüğünü verilerle açıklayalım!
- Şişecam’ın 2021 net kârı 9 milyar 133 milyon TL. 2020 yılına göre artış yüzde 272 oranında.
- 2022 yılı net kârı 19 milyar 345 milyon TL. 2021 yılına göre artış yüzde 197.
- 2023’ün ilk üç çeyreğindeki net kârı ise 13 milyar 300 milyon TL.
2 yıldaki kâr artışı, yüzde 500’e dayanmıştır. Ve bu şirket dünyada üçüncü, Avrupa’da birinci sıradadır.
GREV HAKKIMIZ KULLANDIRILMIYOR
Ancak Şişecam büyürken, bizlerin ücretleri küçüldükçe küçüldü!
Normal şartlarda TİS sürecinde bizler, alabileceğimizin en fazlasını; patron ise verebileceğinin en azını vermek için uğraşır. Patron, bizleri sefalet ücretine razı etmek için elindeki tüm kozları bir bir görüşme masasına sürer. Son yıllarda bürokrat, iş birlikçi sendikacılığın güçlendiği, buna karşın mücadeleci sendikacılığın giderek zayıflamasıyla birlikte sözleşme masasındaki dengeler, işçilerin aleyhine daha da değişti.
Keza yasaların işçilerden yana değil de patronlardan yana olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz... Var olan ufak tefek haklarımız da yok sayılıyor. Örneğin; grev hakkımız var, ancak, ‘Milli güvenliği tehdit ediyor’ iddiasıyla yasaklanıyor. Bürokrat, iş birlikçi sendikacılar, bütün bu yasaklamalara karşın bizleri arkasına alıp gerekli tepkileri göstermeyince, meydan siyasal iktidarın desteğini arkasına almış patronlara kalıyor.
DÜŞÜK RAKAMA RIZA ALIYORLAR
Sendikamız Kristal-İş, bölgelerdeki Şişecam işçileriyle taslak toplantıları yaparak, taleplerimizi dinlediler. Ancak taleplerimizi not edip taslağa koymak yerine, “Sizi anlıyoruz, dertlerinizi biliyoruz, ancak sizin taleplerinizi masaya koymamız çok zor” diye dert yanıp kafalarındaki rakamları dayatarak rızamızı almaya çalıştılar.
Yahu siz, oturduğunuz koltuğu korumak derdindesiniz... Yüksek ücretler alarak, yediğinizi, içtiğinizi, gezdiğinizi sendikaya faturalandırarak neyi anlayacaksınız! İşçinin halini, sendikacılığı meslek haline getirip ayaklar altına alarak, bizleri düşük ücretlere mahkum etme yollarını onayladığınızda mı anladınız! Çocuğumuzun isteklerini karşılayamadığımızda mı anladınız! İşten atılma korkusu salarak bizleri sindirmeye çalıştığınızda mı anladınız! Yoksa patronla her dönem kapalı kapılar ardında anlaştığınızda mı anladınız! Ancak gün gelecek o kapıları açacak ve her şeyi işçilerin gözü önünde, istediğimiz biçimde yapacağız.
ONAYIMIZI ALMADAN TASLAĞI SUNMAYIN
Şişecam’ın kârlarını göz önüne aldığımızda tüm işçi arkadaşlarımız da biliyor ki, bizim taleplerimiz devede kulaktır! Sorumlusu olmadığımız krizin kötü sonuçlarını iliklerine kadar hisseden, yaşayan biziz, siz nereden bileceksiniz bizim neler yaşadığımızı? Sendikalar durduk yere, keyif için kurulmamıştır. Sendikalar, işçilerin insanca yaşam ve insanca çalışma koşullarını kazanma mücadelesinde güçlü araç olarak kurulmuştur, sendikacılar buna uygun davranmalıdır.
Asgari ücret belli olmadan alınmayacak genişletilmiş başkanlar kurulu toplantısına ithafen; ‘Söz ve karar tabanındır’ ilkesiyle birlikte oluşacak olan ortak taslak metninde, daha önceki gibi taslağın oldubittiye getirilmesini kabul etmiyoruz.
Biz cam işçilerinin onayı alınmadan masaya oturulmasın. Gerçek şu ki; insanca çalışma ve yaşama koşullarına kavuşmamızın tek yolu, her türlü ayrımcılığı kenara itip birleşmek, sınıf bilinciyle donanmak ve sendikamızı sahiplenip mücadelemizin güçlü bir aracı haline getirmekten geçmektedir.