27 Aralık 2023 04:52

İşkenceci Esat Oktay’ın adı okula verildi: “İktidarın işkencecilere ödülü”

Diyarbakır 5 No’lu Cezaevine kalan Haşim Demir bir ilkokula işkenceci Esat Oktay'ın adının verilmesine tepki göstererek; "Esat Oktay’ın lanetlenmesi gerekiyor. Bu işkenceciler için ödüldür” dedi.

İzmir Buca Belenbaşı köyündeki ilkokulun isim değişikliği için Buca İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Güneş’in katılımıyla resmi tören düzenlendi.

Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

İzmir Buca Belenbaşı köyünde bulunan bir ilkokula 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Diyarbakır E Tipi Askeri Cezaevinde yaşanan işkencelerin önemli faillerinden biri olarak bilinen Esat Oktay Yıldıran’ın adı verildi.

Okulunun isminin değiştirilmesiyle ilgili yapılan törene Esat Oktay Yıldıran’ın ailesi, Buca Kaymakamı Mahmut Nedim Tunçer, Konak Kaymakamı Gökhan Görgülüarslan, Buca İlçe Mili Eğitim Müdürü Hüseyin Güneş, ilçe protokolü, köy halkı, öğretmen ve öğrenciler katıldı.

Okulun isim değişikliği töreninde Esat Oktay Yıldıran için lokma da dağıtıldı. Yıldıran’ın isminin okula verilmesi tepkilere neden oldu. Sendikalar, insan hakları örgütleri, siyasi partiler yaptıkları açıklama ile karardan derhal vazgeçilmesini istedi; iktidara tepki gösterdi.

Esat Oktay Yıldıran’ın görev yaptığı dönemde cezaevinde kalan ve işkence görenler ise tanıklıklarını ve isminin okula verilmesini gazetemize değerlendirdi.

"SAĞ GİRİP ÖLÜ ÇIKACAKSINIZ"

Ekim 1980’de tutuklanarak Diyarbakır 5 No’lu Cezaevine gönderilen Haşim Demir, 4 yıl kaldığı cezaevinde vahşetin her türlüsünü yaşayanlardan biri.

O yıllarda Esat Oktay Yıldıran’ın işkencelere bizzat kaldığını söyleyen Demir, yaşadıklarını “Tek kişilik hücreye 50-60 kişi konuluyorduk. Yemek ve su verilmiyordu. Dışkı yedirme, diş macunu, tütün, deterjan, hamam böceği, fare, kurbağa, solucan yutturma olağan hale getirilmişti. İşkencede kusanların kusmukları zorla bir başkasına yediriliyordu. Plastik ve naylon türü maddeler yakılarak vücudumuzun değişik yerlerine damlatılıyor, el ve ayak parmaklarının arasına kağıt konularak yakılıyordu. Yemeklere dışkı, kum ve idrar karıştırılıyordu. Sık sık mahpusların kol ve bacakları kırılıyordu. Ayakta bekletme, su içinde yatırma, elektrik…” diye anlattı.

Bir hafta boyunca lağım suyu bulunan foseptik çukurunda bekletildiklerini anlatan Demir, “Copla, kalaslarla, demir çubuklarla dövülüyorduk. Vücudumuzda sigara söndürülüyordu. Esat Oktay Yıldıran sürekli mahpuslara ‘Sağ girip ölü çıkacaksınız’ diyordu. 65’e yakın arkadaşımızı işkencede kaybettik. 250’den fazla arkadaşımız sakat kaldı” dedi.

"İŞKENCENİN İZLERİNİ TAŞIYORUM"

Esat Oktay Yıldıran’ın Diyarbakır Cezaevine planlı şekilde gönderildiğini ifade eden Demir, “İnsanlar büyük travmalar yaşadı. Dışarı çıkan arkadaşlarımızın bir kısmı intihar etti, bir kısmı bugün yürüyemeyecek, ayakta kalamayacak durumda. Konuşma kabiliyetini yitiren, ağır hastalıklarla boğuşan onlarca arkadaşımız var. Vücudumda hâlâ işkencelerin izlerini taşıyorum” diye konuştu.

Esat Oktay gibi bir işkencecinin isminin bir okula verilmesine tepki gösteren Demir, “Çocukların orada yetişmemesi lazım. Eğer oradaki öğrenci velileri Esat Oktay’ı tanısa asla bunu kabul etmezdi. Tiksinmenin ötesinde çok korkunç. Esat Oktay’ın lanetlenmesi gerekiyor. Bu işkencecilerin kutsanması anlamına gelir, işkenceciler için ödüldür” dedi.

"İŞKENCEDEN ZEVK ALIRDI”

7 yıl Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde kalan Bülent Koç da birebir Esat Oktay Yıldıran’ın işkencelerine maruz kalan mahpuslardan. Yıldıran’ın isminin bir okula verilmesine tepki göstererek sözlerine başlayan Koç “Esat Oktay işkencenin başındaki kişiydi. İşkence yaparken, izlerken zevk alıyordu. Bize işkence yaparken ‘Buradan sizi sağ çıkarmayacağım, arkamda 17 kolordu var’ diyordu. İşkenceyi eğlenceye dönüştürmüşlerdi” ifadelerini kullandı.

Oktay’ın isminin bir okula verilmesinin acıların yeniden yaşatılması gibi bir duygu yaratacağını söyleyen Koç “Türkiye’de bir kara leke Esat Oktay. Bence yaraları tekrar hatırlatmak gerçekten çok kötü bir şey. 12 Eylül’le hesaplaşılmadığı gibi işkencecilerin adlarını da yaşatıyorlar. Türkiye’de karanlık bir insanın isminin böyle bir yere verilmesi gerçekten çok acı” dedi.

ARINÇ “BEN DE DAĞA ÇIKARDIM” DEMİŞTİ

AKP’li Bülent Arınç Başbakan Yardımcılığı görevini yürüttüğü 2012’de, darbe sonrası Yıldıran’ın görevli olduğu Diyarbakır Cezaevinde işkence gören Gültan Kışanak’ı kastederek “Onunla ilgili bir hatırayı dinledim. Genç kızken Diyarbakır Cezaevinde o kadar ahlaksızca işkenceye maruz kalmış ki ben de aklıma gelse dağa çıkardım” demişti.

BAKANLIK TOPU VALİLİĞE ATTI

Tepkiler üzerine Milli Eğitim Bakanlığından açıklama geldi. Okula “Esat Oktay Yıldıran” isminin verilmesine yönelik kararın tsavip edilemeyeceği söylenen açıklamada “Hangi dönemde alınmış olursa olsun hafızalarımızdaki derin izlerini koruyan bir dönemin yanlışlarını bugüne taşıma anlamına gelen bu kararı tasvip etmemiz mümkün değildir. Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği’ne göre ad verme yetkisi olan valiliğe gerekli bilgi verilmiştir” denildi.

ÖNCEKİ HABER

İran, Avrasya Ekonomik Birliği ile serbest ticaret anlaşması imzaladı

SONRAKİ HABER

İran, Reisi'nin ocak ayında Türkiye'yi ziyaret edeceğini duyurdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa