Prof. Dr. Mesut Yeğen: Muhalefeti hizaya çekmek amaçlanıyor
"2016’da 'Yenikapı ruhu' diyerek başlattığı muhalefeti iktidarın hizasına sokma kampanyasını devam ettirmek istiyorlar. CHP’nin yaptığı bu hizada durma eğiliminden küçük de olsa bir kopma işareti."

Fotoğraf: MA
İLGİLİ HABERLER

TSK'nin Rojava'ya hava operasyonları sürüyor

Irak'ın kuzeyinde 2 günde hayatını kaybeden asker sayısı 12'ye yükseldi

DEM Parti: Sivil yerleşim yerlerinin bombalanması savaş suçudur

"Ortak bildiri" tartışması | CHP Genel Başkanı Özgür Özel: Biz artık burada yokuz

Kobane davası | Demirtaş: Müzakere ve diyalogdan kaçanlar bu ölümlerin sorumlusudur
Şerif KARATAŞ
İstanbul
TSK’nin Irak Kürdistan Bölgesi’nde süren sınır ötesi operasyonunda 12 askerin yaşamını yitirmesinin yankıları sürüyor. Kürt meselesi üzerine önemli çalışmalar yapan Prof. Dr. Mesut Yeğen, 2016’daki darbe girişimi ve tek adam yönetiminin inşasıyla beraber rejimin Kürt meselesiyle ilgilenme biçimini kökten yenilediğini söyledi. Asker cenazesine katılan CHP lideri Özgür Özel’e yönelik provokasyonla ilgili Yeğen, "Yapılmak istenen asker cenazeleri üzerinden oluşan milliyetçi hassasiyetin, öfkenin iktidar tarafında tekelleştirilmesi" dedi.
Hem Suriye hem Irak Kürdistan Bölgesi’nde askeri operasyonlar uzun süredir devam etse de can kayıpları olduğunda kamuoyunun haberi oluyor. En son 12 askerin yaşamını yitirmesiyle operasyon tekrar gündeme geldi. İktidarın sorumluluğunu kabul etmek yerine, yine güvenlikçi politikaları sürdüreceğini söylemesini nasıl yorumlarsınız?
Doğrusunu söylemek gerekirse muhalif kamuoyunun 12 askerin öldürülmesi üzerinden verdiği reaksiyonları, çatışmasızlık durumuna dönülsün taleplerini, askerlere o koşullarda niye görev yaptırıldığına dair eleştirileri vs. biraz naif bulduğumu söylemek zorundayım. 2016’daki darbe girişimi ve ardından rejimin karakterinin değişmesiyle beraber Türkiye’de rejim Kürt meselesiyle ilgilenme biçimini kökten yenilemiş durumda ve Pençe-Kilit operasyonu, Rojava’ya yapılan harekatlar ve SİHA’larla yapılan bombardımanlar bu yenilenmenin sonucu. Türkiye artık Kürt meselesinin Irak ve Suriye’deki tezahürleriyle doğrudan ilgileniyor ve bu iki ülkedeki merkezi devletler toparlanmadıkça, ki imkansız görünüyor, ve bölgede yeni bir uluslararası statüko oluşmadıkça, ki bu da yakın zamanda ihtimal dahilinde görünmüyor, bu biçimde ilgilenmeye devam edecek. Kaldı ki, rejim Kürt meselesiyle bu biçimde ilgilenmek için geniş bir kamuoyu desteğine sahip. 1990’larda ‘güvenlikçi siyaset’ takip edilirken ortada halen haber verebilen bir medya, eleştirel olabilen kanaat önderleri ya da partiler ve sivil toplum örgütleri vardı. Bugünse bunların etkisi çok az. Dolayısıyla, iktidarı bugünkü politikalardan caydıracak bir unsur ya da faktör yok ortada. Burada yeni olan Türkiye’nin bu düzeyde bir kayıp vermesi. Bu da herhalde hava ve coğrafya şartlarıyla ilgilidir. Hülasa Türkiye, Kürt meselesinde güvenlikçi diye tabir edilen, benim uzun zaman önce jeopolitik dediğim perspektiften yakın zamanda vazgeçecek gibi görünmüyor. İçeride ve dışarıda şartlar kökten değişmedikçe Türkiye de bu siyasetini sürdürecek görünüyor.
CHP İKTİDARIN GÜVENLİK SİYASETİNİ ELEŞTİRİYOR
12 askerin hayatını kaybetmesinin ardından AKP, MHP, İYİ Parti ve Saadet Meclis gruplarının ortak bildirisine imza atmayan CHP, iktidar ve ona yakın basın tarafından hedef alındı. Daha önce Kılıçdaroğlu’na olduğu gibi şimdi de Genel Başkanı Özgür Özel’in Manisa’da katıldığı askerin cenaze töreninde provokasyon girişimi yaşandı. İktidar muhalefet partilerini neden bu alana sokmak istemiyor?
CHP’nin yaptığı iktidar tarafından “Kürt siyasetinin yanında konumlanmak” olarak lanse ediliyor ama olan biten aslında şu: CHP, “Bitti bitti diyorsunuz, bu işler nasıl oluyor, kimin sorumluluğu var, gelin açıklayın, hesap verin” türünden her açık rejimde, en sıradan demokraside bile normal sayılacak bir iş yapıyor. Ancak, iktidar ve yeni müesses nizam bu meselede herkesin iktidarın hizasında durmasını istiyor. 2016’da Yenikapı Ruhu diyerek başlattığı muhalefeti iktidarın hizasına sokma kampanyasını devam ettirmek istiyor. CHP’nin yaptığı bu hizada durma eğiliminden küçük de olsa bir kopma işareti. Cenazedeki protestoya gelince, bunun organik bir tepki olmadığı, görevlendirilmiş ya da kendisini vazifeli sayan birilerinin provokasyonu olduğu açık. Burada da yapılmak istenen asker cenazeleri üzerinden oluşan milliyetçi hassasiyetin, öfkenin iktidar tarafında tekelleştirilmesi. CHP’nin hem askerlerin cenaze törenlerine katılıp hem de iktidarın bölge ya da güvenlik siyasetini eleştirmesi ve siyasette yeni bir pozisyon alması ya da örgütlenmesi engellenmek isteniyor.
"İKTİDARIN SEÇİMLERİ MANİPLE İÇİN ELİNDE KÜRT MESELESİ KARTI VAR"
Geçtiğimiz seçim öncesi “Erdoğan operasyon istiyor” değerlendirmeleri yapılıyordu. Bugün de yerel seçime giderken asker ölümleri ve operasyonla giriliyor. İktidarın beka sorunuyla operasyonlar arasında nasıl bir bağ var? İktidar askeri operasyonlardan neden vazgeçmiyor?
Operasyonların ve Türkiye’nin bölgede bu biçimde bulunmasının seçimlerle ya da gündelik siyasetle doğrudan, birebir ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Bu biçimde bulunmanın sonuçları seçimlere tahvil edilmek istenir o ayrı ama Türkiye 2016’dan beri Irak ve Suriye’de bu biçimde bulunuyor ve rejimin otoriterleşmesine katkısı olmakla beraber bunun kendisinin direkt bir seçim siyaseti olduğunu söylemek zor. Türkiye Irak ve Suriye’de bu biçimde bulunarak Kürt meselesinin Türkiye, Irak ve Suriye’deki tezahürlerini, hepsini birden kontrol ediyor ya da gözetim altında tutuyor. Kaldı ki, seçimleri maniple etmek için iktidarın elinde Kürt meselesini, DEM Parti’yi kriminalize etmek kartı var ve bu kartı istediğinde kullanmakta zaten zorlanmıyor. Geçen seçimlerde gördüğümüz üzere sonuç da alabiliyor. Ayrıca operasyonlara vs. ihtiyacı yok, ki zaten ortada yeni bir operasyon da yok. Kaldı ki, son kayıplar sonrasında oluşan kamuoyu tepkisinin biraz kendiliğinden, biraz da yönlendirilerek kuvvetli bir AntiABD tepkiye evrilmesi ihtimali var ve (bir kısım mensupları ayrı bahis) ama iktidar ve Erdoğan tam da İsveç’in NATO üyeliğine onay vermek karşılığında F-16’lar almak pazarlığında sona yaklaşmışken bu türden bir Antiamerikan hava oluşmasını ister mi emin değilim.
Evrensel'i Takip Et