27 Aralık 2023 14:56

"Hem dünyada hem de sağlıkta şiddetten uzak bir yıl diliyoruz"

ATO, BDS ve SES tarafından 2023 yılında sağlıkta yaşananlarla ilgili açıklamada olumsuzluklara rağmen mücadeleden vazgeçilmeyeceği vurgusu yapılarak “Sağlıkta şiddetten uzak bir yıl diliyoruz” denildi

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Ankara Tabip Odası (ATO), Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES); ATO Genel Merkezi’nde bir araya gelerek 2023 yılında sağlık alanında yaşanalara dair açıklama yaptı.

Tüm olumsuzluklara rağmen umudu sürdürmekten ve mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini ifade eden ATO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Muharrem Baytemür, 2024 yılında dünyada ve sağlık alanında şiddetten uzak bir yıl olmasını dilediklerini söyledi.

“SAĞLIK HİZMETİ KONTEYNER VE PREFABRİK YAPILARDA VERİLİYOR”

Kurumlar adına ortak açıklamayı ATO YK. Başkanı Dr. Muharrem Baytemür okudu. 2023’ün hem ülke hem de dünya açısından zor geçtiğini ifade ederek sözlerine başlayan Dr. Baytemür, "Ülkemiz 6 Şubat depremleriyle yıkıldı. On binlerce insanımızın hayatını kaybettiği, milyonlarca insanımızı etkileyen, yurdundan eden, Cumhuriyet tarihimizin en büyük yıkımı yaşandı. 21 yıldır iktidarda olan yapının yetersiz kaldığı, insanlarımızın enkaz altında konuşarak öldüğü, sonrasında çoğu sorunun çözülemediği bir tabloyla karşı karşıyayız. Gönüllü kuruluşlar, meslek odaları, sendikalar, büyükşehir belediyeleri, siyasi partiler başta olmak üzere yaralar sarılmaya, insanlar hayatta tutunmaya çalıştılar. Üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesine karşın çoğu insan çadır ve konteynerlerde yaşıyor. Yıkılan hastaneler prefabrik yapılarda, aile sağlığı merkezleri, eczaneler, diş klinikleri konteynerlerde hizmet vermeye çalışıyor” diye konuştu.

“AİLELER YOKSULLUK KARŞINDA ÇOCUKLARINI BAKMAKTA ZORLANIYOR"

Mevcut ekonomik kriz ile beraberinde gelişen yoksullaşmaya da değinen Dr. Baytemür, “Yoksulluk yurt dışından ithal edilen bürokratlara rağmen emekçilerin kaderi olmaya devam ediyor. Milyonlarca insan sosyal destekle yaşamını idame ettiriyor, yüz binlerce çocuk ise aileleri tarafından bakılamıyor” dedi. Sağlık emekçilerinin zor durumda olduğunu ifade eden Dr. Baytemür, “özellikle de emekliler ekonomik kriz ve yoksulluktan payını fazlasıyla almış durumda. Yoksulluk sınırının altında kalan ücretler ile açlık sınırı altında kalan BağKur ve SSK emekli maaşlarıyla insanlar yaşam savaşı veriyor”diye konuştu.

“SAĞLIK DA GERİCİ POLİTİKALARDAN NASİBİNİ ALDI”

Sağlık alanının da ülkeyi yoksulluğa ve gericiliğe iten politikalardan nasibini aldığını ifade eden Dr. Baytemür; "Hastanelere manevi danışman adı altında atanan din görevlileri bilime meydan okuyan bir karşıtlığı temsil ediyor. Türkiye’nin her köşesinden, hastanesinden, aile sağlığı merkezinden sağlıkta şiddet haberleri bir günü bile boş geçirmiyor. Yarılan kaşlar, kırılan burunlar, ezilen gövdeler günlük hayatın bir parçasına dönüşmüş durumda” diye ifade etti.

Döviz kurunda meydana gelen yükselmenin de etkisiyle tamamen dışa bağımlı olunan ilaçların yokluğunun sıkça yaşandığını ifade eden Dr. Baytemür; “Hastalar, ilaca ulaşamadı, ulaşamıyor. Ortez, protez ve diğer birçok tıbbi üründe aynı sorun yaşanıyor, ameliyatlar erteleniyor, bu nedenle çoğu zaman hastaların sağlığına kavuşmaları ancak cepten ödeme gücü olanlar için mümkün oluyor” dedi.

“İNTİHARLAR KARŞISINDA ÖNLEM ALINMIYOR"

Konuşmasında 2023 yılında artan intiharlara da yer veren Dr. Baytemür, "Hekim, öğrenci intiharları gittikçe artan oranda devam ediyor. Adana, Adıyaman ve Mersin’de bir günde gencecik üç hekimin intiharı yüreklerimizi dağladı. Geliyorum diyen bu intiharlara yönelik yönetenler, üniversite idarecileri herhangi bir önlem almıyorlar maalesef” diye konuştu.

Ankara’da ise sağlıkta şiddetin yoğun yaşadığı bir dönemin geride bırakıldığını hatırlatan Dr. Baytemür; “Ankara EAH acil serviste silahlar patladı, bir doktor ile bir güvenlik görevlisi kıl payı ölümden döndü. İçeriye rahatlıkla silah sokulan bir yer durumunda hastaneler ve bu konuda hiçbir önlem alınmış değil. ASM’ler hasta ve yakınlarının rahatlıkla şiddet uyguladıkları yerlere dönmüş durumda. Çok zor koşullarda yoğun ve yorucu bir tempoda çalışan sağlık emekçilerine verilen yemekler ise oldukça sıkıntılı. Gerek kalori açısından, gerekse kalite açısında son derece düşük nitelikte olan yemeklere çoğu zaman böcek ve kurtlar eşlik ediyor. Sağlığı ticari metaya dönüştüren, taşeronlaşmanın getirdiği sonuç; yemekler başta olmak üzere her türlü hizmete yansımış durumda” diye konuştu.

“ASM’LER EKONOMİK KRİZDE SAĞLIK HİZMETİ SUNMAKTA ZORLANDI”

Etlik Şehir Hastanesi’nin açılmasıyla etkisiz hale getirilen, zamana yayılarak kapatılan iki hastanenin; Sami Ulus ve Dışkapı SSK’nın yıkılmayı beklediğini ifade eden Dr. Baytemür, “Buralardan hizmet alan yoksul halk, randevu alabilirse 5 dakikalık muayene için Etlik Şehir Hastanesi’ne ulaşmakta sıkıntı çekiyor. Yıllardır yeniden yerleştirme işlemleri için açılan sanal aile sağlığı merkezleri bir türlü tercih edilmiyor. Son yerleştirmede açılan 104 boş pozisyonun 73 tanesi sanal asm. Çankaya ilçesinde 18 boş birimin 17 tanesi sanal, karşılığı; böyle bir aile sağlığı binası yok demek. Türkiye’nin her köşesinde birinci basamak sağlık hizmetlerini yürüten aile sağlığı merkezleri ekonomik krizin etkisiyle temel halk sağlığı hizmetlerini sunma konusunda zorlanmakta, kamusal bir anlayışla yeniden düzenlemeye ihtiyaç duymaktadır” dedi.

“TTB KARARI, ADALETE GÜVENİ ORTADAN KALDIRDI”

Konuşmasında TTB MK üyelerinin hukuksuzca görevden alındığını da hatırlatan Dr. Baytemür, “12 Eylül darbe döneminde bile yapılmayan bu hukuksuzluğun, yargı eliyle yapılması da, adalete olan güveni ortadan kaldırmış durumda” dedi.

“Ankara Tabip Odası üyesiyken ATO adına katılmış olduğu bir açıklama nedeniyle Dr. Ayşe Uğurlu hakkında soruşturma açılarak açığa alınmıştı. Savcı soruşturmada takipsizlik verince görevine iade edilen Dr. Ayşe Uğurlu’ya bu kez Sağlık Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu memuriyetten çıkarmak için soruşturma başlatmış durumda” diye konuşmaya devam eden Dr. Baytemür; Dr. Uğurlu’nun maruz kaldığı garabetin de bir an evvel son bulması çağrısı yaptı.

“BÜTÇENİN YÜZDE 72’Sİ TEDAVİ EDİCİ HİZMETLERE AYRILDI”

Sağlık Bakanlığı bütçesinin yüzde 72’sinin tedavi edici hizmetlere,yüzde 28’nin ise koruyucu hizmetlere ayrıldığını ifade eden Dr. Baytemür, “Bütçeden de anlaşıldığı üzere Sağlık Bakanlığı tercihini tedavi edici hizmetler ile şehir hastaneleri yönünde belirlemiştir.Ülkemiz ve sağlık alanında yaşanan bütün olumsuzluklara karşın mücadelemizi ve umudumuzu koruyoruz.2024’ün Dünyada, ülkemizde, sağlık alanında şiddetin olmadığı, insanların zorla yerinden edilmediği, daha demokratik, doğayla barışık bir yaşamın hakim olacağı bir yıl olmasını diliyoruz” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Balcalı Hastanesi emekçileri: Depremde çalıştık, hakkımızı istiyoruz

SONRAKİ HABER

Zonguldak'ta ruhsatsız 3 maden ocağı imha edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa