27 Aralık 2023 21:02
Son Güncellenme Tarihi: 27 Aralık 2023 22:18

İstanbul 13. ACM, Can Atalay'ı tahliye etmedi, dosyayı yine Yargıtay’a gönderdi

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM'nin Can Atalay hakkındaki ikinci kez verdiği hak ihlali kararının ardından dosyayı yine Yargıtay’a göndermeye karar verdi.

Fotoğraflar: Can Atalay (solda)/ MA  | AYM binası (sağda) Mehmet Kaman/AA

Paylaş

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) ikinci kez hak ihlali kararı verdiği Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında karar vermesi için dosyayı Yargıtay’a gönderilmesine karar verdi.

AVUKATLAR: "BU KARAR 'AYM YOK, ANAYASA YOK' DEMEKTİR"

Can Atalay’ın avukatları kararın ardından adliye önünde açıklama yaptı. Can Atalay'ın avukatı Özgür Urfa "10 saatin sonunda yaza yaza iki buçuk sayfalık evrağa imza atmışlar. Elimizdeki karar bir mahkeme kararı değildir. Yukarıda bu karara imza atan üç kişi cübbe giymiş olsa da hakim falan değildir. Bu üç kişi suçludur. Anayasa'ya karşı suç işlemişlerdir. AYM'yi de Anayasayı da tanımıyoruz demişlerdir. Anayasal rejime karşı başkaldırmışlardır. Bu üç hakimin derhal bu gece HSK tarafından açığa alınması gerekmektedir. Yerlerine yeni hakimler görevlendirilerek bu karar yeniden değerlendirilmek zorundadır. Böyle bir rezalet böyle bir kepazelik olamaz. 2 buçuk sayfa yazdık demek 10 saattir iktidardan talimat aldık demektir. İktidar partisinden onun küçük ortağınının talimatlarıyla hareket ediyoruz demektir. Onun Yargıtay'daki temsilcilerinin talimatıyla biz bu karara imza attık demektir. 'AYM yok, Anayasa yok' demektir. Siz bunları tanımıyorsanız biz de sizi tanımıyoruz. Hakim değilsiniz, birer emir erisiniz!" dedi." diye konuştu.

ERKAN BAŞ: DİRENİŞ ÇAĞRISINDA BULUNUYORUZ

TİP Genel Başkanı Erkan Baş da yaptığı açıklamada "Anayasayı ayaklar altına alma girişimine karşı direniş çağrısında bulunuyoruz. Türkiye İşçi Partisi tüm dostlarıyla, tüm yurttaşlarla birlikte üzerine düşeni yapmaya kararlıdır. Ne yaparlarsa yapsınlar, asla teslim olmayacağız!" dedi.

Demokrasi İçin Hukukçular tarafından yapılan açıklamada da "Anayasa Mahkemesi kararları yasama,yürütme ve yargı organları için bağlayıcıdır. Anayasa Mahkemesinin Can Atalay hakkında vermiş olduğu 2. ihlal kararına rağmen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi suç işleme yönündeki ısrarını sürdürmektedir." ifadelerine yer verildi.

İSTANBUL 13. ACM AYM'NİN KARARINA UYMADI, TOPU YİNE YARGITAY'A ATTI

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesinin Can Atalay hakkında vermiş olduğu hak ihlali kararını uygulamadı, dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararında şu ifadeler yer aldı:

"Anayasa Mahkemesi 2023/99744 başvuru numaralı, 21/12/2023 tarihli kararında başvurucu Şerafettin Can Atalay hakkında tespit ettiği hak ihlallerinin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak Mahkememizce başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, mahkumiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılama durma kararı verilmesi şeklindeki işlemlerin yerine getirilmesi için Mahkememize gönderilmesine oybirliğiyle karar vermiştir. 

30/03/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 50 maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında; 

“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. Ancak yerindelik denetimi yapılamaz, idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemez. 

(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.” hükümleri yer almaktadır.  Anayasa Mahkemesinin 21/12/2023 tarih ve 2023/99744 başvuru numaralı kararının, 51-54 sayılı değerlendirmelerinde ilgili Mahkemeyi belirleme yetkisinin doğrudan Anayasa Mahkemesinin yetkisinde olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar ilgili Mahkeme olarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi gösterilmiş ise de, kovuşturma aşamasının ilk derece mahkemesi safahatinde başvurucu Şerafettin Can Atalay'ın milletvekili olarak bulunmadığı, genel hükümlerine göre yargılamanın yapılarak neticelendirildiği, 

Söz konusu düzenlemeler dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesince verilen bireysel başvuruya konu ihlal kararı Mahkememizin kararına ilişkin olmayıp, Yargıtay ilgili Ceza Dairesince verilen tahliye talebinin reddi kararına ilişkin olduğu, dosyanın ilgili Daire önünde bulunduğu sırada başvurucunun milletvekili seçildiği ve bireysel başvuruya konu ihlalin bu Dairenin kararından kaynaklandığı, ayrıca bireysel başvuru yapıldıktan sonra ilgili Ceza Dairesince dosyanın esastan incelendiği ve karara bağlandığı, bu sebeple oluşan yeni hukuki durum karşısında Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılarak bireysel başvuruya ilişkin karar verildiği, bu karara karşı yeniden Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu kullanmak suretiyle başvuru yapıldığı, Anayasa Mahkemesince yapılan değerlendirme neticesinde ilgili başvuruya konu kararın Mahkememize yeniden gönderildiği, 

Belirtilen başvuruya konu yeni değerlendirmelerin Yargıtay 3. Ceza Dairesinin vermiş olduğu karara dair olduğu gözetilerek karara ilişkin oluşan yeni hukuki duruma karşı Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılmakla, 

Dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. 

Yukarıda açıklanan gerekçelerle, Anayasa Mahkemesi Başkanlığının 27/12/2023 tarih ve 2023/99744 sayılı yazısı ekinde gönderilen Anayasa Mahkemesinin 21/12/2023 tarihli ve 2023/99744 sayılı kararının, Yargıtay 3. Ceza Dairesince değerlendirilmesi için dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi."

NE OLMUŞTU?

AYM, Gezi davasında hakkında 18 yıl hapis cezası verilen tutuklu milletvekili Can Atalay'ın ilk bireysel başvurusunu 25 Ekim'de değerlendirdi. AYM, Atalay'ın "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" ve "kişi hürriyeti ve güvenliği" hakkının ihlal edildiğine hükmetti. 50 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmeden AYM, ihlalin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına, yargılamada durma kararı verilmesine ve hükmün infazının durdurularak Atalay’ın tahliye edilmesine karar verdi. 

AYM, ihlal kararını 25 Ekim’de İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. Tahliye kararı vermeyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 27 Ekim’de dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderdi. 

Yargıtay 3’üncü Dairesi, 1 Kasım’da mahkemeye bir yazı göndererek kendilerine gönderilen yazının bir "müzekkere" olduğunu söyleyip dosyanın gönderilmesiyle ilgili bir karar verilmesini istedi.

Bunun üzerine İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi dosyanın Yargıtaya gönderilmesi kararı aldı, 2 Kasım'da mahkeme dosyasıyla ilgili 28 adet kelepçeli çuvalı Yargıtay’a yolladı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 Kasım'da AYM'nin kararına "uymama" ve Can Atalay'ın serbest bırakılması yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması yönünde bir karar aldı.

Karar, hukukçular, Türkiye Barolar Birliği ve siyasi partiler tarafından "Anayasal düzeni değiştirme teşebbüsü" ve "Hukuk devletine yapılmış bir darbe" olarak değerlendirilerek tepkiyle karşılandı.

Avukatlar, Atalay için AYM'ye ikinci kez bireysel başvuru yaptı. AYM Genel Kurulu ikinci kez oy çokluğuyla hak ihlali kararı verdi.

Karara ilişkin, "Anayasa’nın 67. Maddesinde güvence altına alınan seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile 19. Maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının 3 karşı oy ve oyçokluğu ile ihlal edildiğine karar verilmiştir" açıklaması yapıldı. 

AYM, ilk ihlal kararını 5'e karşı 9 oyla almıştı. İkinci ihlal kararında ise bu sayı 3'e 11 oldu. (HABER MERKEZİ)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

İYİ Parti'de istifa krizi sürüyor: Gökhan Zan da partiden ayrıldı

SONRAKİ HABER

‘Komisyondakiler işçinin 4 katı maaş alıyor’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa