28 Aralık 2023 16:26

İzmir Gemi Söküm Koordinasyonu: Türkiye çöplük değildir

İzmir Gemi Söküm Koordinasyonu, söküm için Aliağa’ya getirilen ve asbest başta olmak üzere çeşitli ölümcül kimyasallar barındıran Raymond Croze gemisine ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Fotoğraf: Emirhan Durmaz/Evrensel

Paylaş

İzmir Gemi Söküm Koordinasyonu, söküm için Aliağa’ya getirilen Raymond Croze gemisine ilişkin basın toplantısı düzenledi. İzmir Alsancak’ta yer alan Mimarlık Merkezinde gerçekleştirilen toplantıda basın metnini ise koordinasyon adına TMMOB İKK Sekreteri Aykut Akdemir okudu.

"ALINMAYAN ÖNLEMLER VE YETERSİZ DENETİM İLE SORUNLAR BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR"

Aliağa’nın yıllardır sanayi tesisleri ve gemi söküm tesislerinin yarattığı kirlilik ve yaşam sorunları ile mücadele ettiğini belirten Akdemir, “Aliağa’da söküm için gelen gemilerin isimleri değişse de gemilerin ülkeye giriş ve söküm süreçlerindeki usulsüzlükler, izin ve raporlardaki eksiklikler, uygunsuz çalışma şartları, yetersiz denetim ve alınmayan çevresel önlemler ile birlikte sorun büyümeye devam ediyor” diye konuştu.

DENETİMLERİN ŞEKLEN YAPILDIĞI "KANUN ÜSTÜNDE" BİR BÖLGE...

Gemi Geri Dönüşüm Tesislerinin tabi olduğu Avrupa Birliği Yasal Mevzuatı ile Türkiye’de uygulanan yasal mevzuat karşılaştırıldığı zaman Türkiye’deki yasal mevzuatın yetersiz kaldığını aktaran Akdemir, “Adeta gemi geri dönüşüm tesislerinin çevreyi ve doğayı katletmesinde bir sakınca olmadığı ve denetimlerin şeklen yapıldığı 'kanun üstünde' bir bölge statüsü kazandığı görülmektedir. Yaşanan örnekler gemi sökümleri ile ilgili işlemlerin yasal mevzuata uygun olarak gerçekleşmediğini, denetimlerin yetersiz kaldığını göstermekte, söylemlerimizi ve kaygılarımızı doğrulamaktadır” dedi.

"BU SÜRECİ İLK KEZ YAŞAMIYORUZ"

Raymond Croze isimli Fransız bayraklı kablo döşeme gemisi hakkında endişeleri dile getiren Akdemir, “Geminin, asbestin Fransa'da gemi inşa endüstrisinde hâlâ yaygın olarak kullanıldığı 80'li yılların başında Fransa'da inşa edildiğini, o dönemde Fransa'da inşa edilen gemilerin hepsinin asbest içeren boyayla (Bitulatex) kaplandığını biliyoruz. Dolayısı ile geminin bütünü ile tehlikeli atık olması ile birlikte, geminin her yerinde asbest kullanıldığı gemiye ait Tehlikeli Madde Envanter Raporunda (IHM) da doğrulanıyor. Gemide 5.000 m²'den fazla alanda asbestli boya olma ihtimali olmasına karşın, IHM'de boya numunesi alınmamış olması soru işaretlerini büyütüyor. Biz bu süreci, bu gemiyi, bu iddiaları ilk kez yaşamıyoruz. Daha önce de Otopan, Kuıto, Ethan, Sao Paulo ve nicelerinde olduğu gibi yine bir atık gemi ve ülkemizin atık çöplüğü olduğu gerçeği ile mücadele ediyoruz” şeklinde konuştu.

"YETKİLİ KURUMLARDAN YANIT BEKLİYORUZ"

Daha önceki mücadelelerde sorulan soruları yinelediklerini ve yetkili kurumlardan yanıt gelmeksizin yürütülecek her türlü faaliyete karşı mücadeleyi büyüteceklerini dile getiren Akdemir, soruları şu şekilde sıraladı:

  • Gemi ile ilgili Tehlikeli Madde Envanter Raporu bulunmakta mıdır?
  • Geminin notifikasyon onayı var mıdır?
  • Gemi Aliağa’ya gelmeden önce gas free belgesi sunulmuş mudur?
  • Gemiye ilişkin söküm izni verilmiş midir?
  • Radyasyon ölçümü yapılmış mıdır? Sonuçları nelerdir?
  • Geri dönüşüm ve atık bertaraf süreçlerine ilişkin planlar sunulmuş mudur?
  • Gemide boyaların potansiyel olarak asbest içerdiği hakkında söküm tesisi bilgilendirilmiş midir?
  • Bakanlık ve ilgili kurumlar tarafından atık içeriği ve miktarı ile ilgili değerlendirme ve denetim yapılmış mıdır
  • Söküm işlemleri safhasında alınacak çevresel önlemler nelerdir?
  • İşçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin önlemler nelerdir?

"BU BİR SEKTÖR SORUNUDUR"

Öte yandan şirketin iddialar ile ilgili yanıtlarına cevap veren Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Teknik Sorumlusu Selma Akdoğan, “Karşılaştığımız sorun bir sektör sorunudur. Yıllardır her şeye mevzuata uygun gerçekleştirildiği ifade edilse de denetimin yapılmadığı, mahkeme kararları beklenmeden parçalanan gemilerle karşılaştık. Gemi sektöründe işçi ve çevre sağlığı ile ilgili birçok tehlike var. Atık yağlar, petrol gibi listesi çok uzun. Bu maddelerin nasıl bertaraf edileceğini sunulması gerek. Denetimimin ilgili kurumlar tarafından yürütülmesi gerekir. Uzmanlar bu sürece dahil edilmelidir” diye konuştu.

"SORULARIMIZA GEREK OLMAKSIZIN SÜREÇ ŞEFFAF YÜRÜTÜLMELİ"

İzmir İKK Dönem Sekreteri Aykut Akdemir ise, ‘’Bu sorunun sorulmuş olmasına gerek dahi yok. Bu tip süreçlerde sorulara ihtiyaç kalmadan işlemlerin şeffaf şekilde ilan edilmesi gerekiyor. Miktara gelince ise 1 ton asbest ile 5 ton asbest arasında hiçbir fark yoktur” diye konuştu.

"TÜRKİYE BATI’NIN ÇÖPLÜĞÜ HALİNE GETİRİLİYOR"

İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak ise artık Çin’in bu tip süreçleri kabul etmediğini belirterek, “Konum itibariyle Batı’nın çöpleri Türkiye’de ortadan kaldırılması gibi bir proje yürürlüktedir. Türkiye şu anda dünyanın 3-4 ithalatçısından birisi haline getirildi. Bütün ülkemiz için bu bir çevre ve halk sağlığı tehdidi ve sorunu olmaya devam etmektedir. Türkiye ve Aliağa atık ve gemi çöplüğü değildir” diye konuştu. (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İstanbul Barosundan AYM'nin Can Atalay kararını tanımayan hakimlere suç duyurusu

SONRAKİ HABER

İzmir'de polis kurşunuyla ölüm

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa