İmamoğlu: Can Atalay acilen TBMM’deki koltuğuna oturmalı
SZC TV'de soruları yanıtlayan Ekrem İmamoğlu, Can Atalay'ın serbest bırakılması çağrısı yaparak "Eğer şu anda ülkemizde Can Atalay, TBMM'de değilse büyük bir hukuki suç işleniyor" dedi.
Ekran görüntüsü Sözcü Televizyonu'nun Youtube yayınından alınmıştır
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın serbest bırakılması çağrısı yaparak "Can Atalay acilen TBMM’deki koltuğuna oturmalıdır. Yargı sistemini, demokrasiyi, anayasal hakları sınıfta bırakıyorsunuz. Dünyaya bizi rezil ediyorsunuz. Anlatamıyoruz hiçbir ülkeye" dedi. Gezi davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan şehir planlama uzmanı Dr. Tayfun Kahraman ile ilgili de "Benim can yol arkadaşım Tayfun hapiste, diğer Gezi tutukluları hapiste. Bu insanın devletin hangi makamlarıyla oturup neleri konuştuklarını biliyorum. Neleri çözmeye çalıştıklarını biliyorum. Basiretsiz, anlamsız suçlamalarla muhattap ediyorsunuz" diye konuştu.
İBB Başkanı İmamoğlu, SZC TV'de Senem Toluay Ilgaz moderatörlüğünde; Duayen Gazeteci ve Sözcü Yazarı Uğur Dündar, Sözcü Tv Sunucusu İpek Özbey ve Sözcü Yazarları İsmail Saymaz ile Deniz Zeyrek'in sorularını yanıtladı.
İmamoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Bir metne imza atılmadı. Yayınladıkları metnin içeriğine baksınlar. Bu metinde bir sıkıntı var. Şunu yapmadılar; hiçbir dönem hükümetin hesap, bilgi vermediği bir ortama dönüştü. Meclis’te buna dönük bir talep var. Bu konuda bilgi istemek, detayları almak hakkı herkesin hakkı. Ne için insanlarımız şehit oldu? Birçok şeyin üstü kapandı memlekette. Terör saldırısı oldu ama neden ve nasıl oldu? Birçok şeyin üstü kapatılıyor. Bu sefer cambaz oyununu milletimiz tarafından çöpe atılacağını düşünüyorum. Bu memlekete yapılan büyük bir kötülük. Buna müsade etmeyeceğiz."
"Bugünün açılacak penceresi şu; Can Atalay acilen TBMM’deki koltuğuna oturmalıdır. Yargı sistemini, demokrasiyi, anayasal hakları sınıfta bırakıyorsunuz. Dünyaya bizi rezil ediyorsunuz. Anlatamıyoruz hiçbir ülkeye. Benim can yol arkadaşım Tayfun hapiste, diğer Gezi tutukluları hapiste. Tayfun benim neredeyse 15 yıllık arkadaşım. Gezi döneminde onu odasında ziyaret eden, hatta o dönemde CHP ilçe başkanlığı yapan biriydim. Tayfun’un anlattıklarına bire bir şahidim. Aynı zamanda meslek itibarıyla da dostuz. Bu insanın devletin hangi makamlarıyla oturup neleri konuştuklarını biliyorum. Neleri çözmeye çalıştıklarını biliyorum. Basiretsiz, anlamsız suçlamalarla muhattap ediyorsunuz. Şimdi anayasal hak olarak seçilmiş birinin Meclis’e gelmesini önlüyorsunuz. Utanç verici. Gazetecilere, siyasetçilere, vatandaşlarımıza yapılmadık şey kalmadı. İnsanlar da endişe ediyor. Ekrem İmamoğlu’na bir şey olur mu? Hapse atılır mı? Biz, Allah’ın izniyle yargıda hakkıyla karar alan mensupları biliyoruz, görüyoruz. Verilen mesnetsiz bir kararın da geriye döneceğine olan inancımı belirteyim."
"AKŞENER'İN SÖZLERİNİ ÜZERİME ALINMADIM"
"(Meral Akşener'in sözleri) Hiçbir şekilde üstüme alınmadım. Dolayısıyla beni ilgilendiren bir tarafı yok sözlerin. Bazen diyorlar ki 'seni hedef alıyor'. Evet, bazı hedef aldığını ya da hissettiğim belki 1-2 parçası olabilir. Üzülüyorum. Sözler söylenebilir ama bazı hukukları önemsiyorum. Buradaki bazı sokakta söylenen abla, kardeş hukukundan bahsederler. Meselenin daha da geçmişi vardır, o abla kardeş hukukunu inşa eden. Hiç üzerime alındığım tarafı yok"
"Sert ifadeler, sert söylemler bir rota değişimi bir parti için doğaldır. Ama bunun muhatabı biz değiliz. Kumpas, şu bu vs... Bizi hiç ilgilendirmez bile. Nereye kadar ilgilendirir? Çok basit. Bir mesele var, bu meselenin üç aşaması var. Genel İdare Kurulu, karar alıyor. Diyor ki 'Biz kendi adayımızı çıkaracağız'. Benim için nokta. Ama bazen sordular bana. 'Ümit bitmiş midir?' Siyasette bitmez."
"2019'da seçildiğim ve beraber mücadele ettiğimiz süreç 2024 Mart ayında bitiyor. Biz oraya kadar müttefikiz ve onların müfettik oldukları bir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu olarak onların asla yüzünü aşağıya eğdirmeyecek gururla anlatacakları belediye başkanlığı yaptığımı düşünüyorum. Bugün söylenen sözlerin hiçbiri bana değmiyor."
"Bir siyasi partinin kendi yol yürüyüşündeki eksen değişikliği ya da farklı bir strateji çizmesi ancak saygı duyabileceğimiz bir husustur." (HABER MERKEZİ)