30 Aralık 2023 04:56

Almanak 2023 | 2023’te memleket sporu: ‘Memleket gibi’

“Yalan yalan, dolan dolan, 20 sene oldu, istifa ulan” tezahüratı futbol tribünlerinin her şeye rağmen baskıcı bir düzende ilerici toplumsal taleplerin sesi olabileceğini göstermesi bakımından değerli.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Mithat Fabian SÖZMEN

2023’ün spor sahnesi, bir kez daha bu alanın birilerinin iddia ettiğinin aksine toplumsal ve siyasal gerçeklerden azade olmadığını, hatta bunlara sıkı sıkıya bağlı olduğunu ortaya koydu. Günlük hayatımızı etkileyen ne varsa, devlet katında, toplum nezdinde neler yaşanıyorsa bunların spor dünyasındaki yansımalarına tanıklık ettik. Bu yılın almanağında VakıfBank kadın voleybol ve Fenerbahçe kadın basketbol takımlarının Avrupa şampiyonluğu ya da Galatasaray’ın Süper Lig şampiyonluğu gibi sonuçları anıp irdelemekten ziyade spor gündeminin tüm ülkeyi kapsayan yankılara sahip olaylarına odaklanacağız.

KADIN VOLEYBOLCULAR: KİMİNİN UMUDU, KİMİNİN KABUSU

Türkiye’de bir sporun, futbolun günlük hayat üzerindeki hakimiyetini tehdit edecek hâle gelmesi için en az 100 yıla ihtiyaç var ama kadın voleybolu, bir spor bir yılda aradaki farkı ne kadar kapatabilirse o kadar kapattı. Elbette ülkede voleybolun hikayesi 1 yıllık değil, kadın voleybolunun çıkışı için de bir milat belirleyeceksek Eczacıbaşı’nın Avrupa finali oynadığı 1980’e kadar gidebiliriz ama 2023 her şeyiyle özel bir seneydi. Dünya 1 numarası unvanını elde eden milli takım, Milletler Ligi ve Avrupa Kupası şampiyonu oldu, üst üste 22 maç kazanarak “Dünya Kupası” adıyla oynanan olimpiyat elemelerini de zirvede tamamladı. Yılbaşında koçluğa gelen Daniele Santarelli yönetiminde tarihindeki ilk olimpiyat vizesini alan kadın voleybolcuların popülaritesi o kadar büyüdü ki onlar üzerinden bilindik “toplumsal kutuplaşma” oyunları dahi oynandı. Kadın voleybolcuların bağımsızlığının ve başarılarının birilerine fazla geldiği kesindi! Bununla birlikte salonlar hiç olmadığı kadar doldu, YouTube yayınları hiç olmadığı kadar izlendi, voleybola özel programlar yapılmaya başlandı. E sermaye de boş durmadı tabii! Başta “voleybol ülkesi” iddiasının üzerine konan Zorlu Holding olmak üzere şu aralar birçoğu bu sempati trenine atlamanın peşinde. Ne olursa olsun, 2023’e ait olmayan ama 2023’te güçlenen şu tespiti yapmak elzem: Ülkemizde kadın voleybolunun yükselişiyle, kadına baskı politikalarının yükselişi arasında birbirleriyle ilişkisiz bir paralellik var. Bu da bu politikalardan rahatsız olan kesimler için voleybolcuların simgeleştirilmesini beraberinde getiriyor. Bu kadınlar, politik sahnede, sokakta, iş yerinde ve evde mücadele eden, boyun eğmeyen kadınların sembolü haline gelirken baskının kaynağı olan gerici odakların ise hedefine dönüşüyor.

ÇIKAN KISMIN ÖZETİ: FARUK KOCA

Türk futbolu da hal-i pürmelalini anlatacak bir simgeye ihtiyaç duyuyordu ki Ankaragücü Başkanı Faruk Koca hızır gibi yetişti. Onun Çaykur Rizespor maçı sonrası Hakem Halil Umut Meler’e saldırısı, futbolda sadece şiddetin değil ters giden pek çok şeyin özeti oldu. Kulüp başkanı olmak için patronluğun ötesinde neden AKP kartvizitine sahip olmak gerekiyor? Kulüp başkanları kitlelerine hakemleri sosyal yaşamlarında dahi hedef almalarını nasıl söyleyebiliyor? Ha bir de “Silahım olsa hakemi vururdum” diyen bir başkan vardı değil mi? “Futbolda şiddet”in bu ibretlik olayla son bulacağına inananlara şimdiden geçmiş olsun.

‘İSTİFA’ DİYEN TRİBÜNLER

6 Şubat depremleri ülkedeki her şeyi olduğu gibi sporu da derinden sarstı. Müsabakalara verilen ara, depremzede kentlerin takımlarının liglerden çekilmesi, spor kulüplerinin bölgeye yardım için harekete geçmesi derken ilk tepkiler şok sürecinin tahmin edilebilir sonuçlarıydı. Ancak iktidarın afetin felakete dönüşmesindeki rolünü sorgulayanların sayısı da az değildi. Fenerbahçe-Konyaspor maçında tribünlerden yükselen “Yalan yalan yalan, dolan dolan dolan, 20 sene oldu, istifa ulan” tezahüratı futbol tribünlerinin her şeye rağmen baskıcı bir düzende ilerici toplumsal taleplerin sesi olabileceğini göstermesi bakımından değerliydi. Tepkiler, kısa sürede diğer statlara da yayıldı ancak gözaltılar başlayınca ve kulüp yönetimleri taraftarlarını yüzüstü bırakınca kesildi.

1 KOYUP 3 ALAMAYINCA MAĞDUR OLANLAR!

Spor dünyasından ülke gerçeklerini başarıyla yansıtan bir başka örnek “yüksek kârlı gizli fon” vaadiyle vuku bulan dolandırıcılıktı. Denizbank Florya Şubesinde Galatasaraylı müşterileriyle yakından ilgilenen, Fatih Terim’le “baba-kız” ilişkisi olduğu belirtilen Seçil Erzan’ın aralarında Arda Turan, Emre Belözoğlu, Selçuk İnan, Semih Kaya gibi isimleri “1 koyup 3 alacakları bir fon” vaadiyle hülyalara daldırıp milyonlarca dolar dolandırabilmesi memlekette zenginlerin halkın geri kalanından ne kadar farklı işler kovaladığını gözler önüne serdi. Milyonlarca insan yüksek enflasyonun, değersizleşen TL’nin altında inim inim inlerken, iktidarın “faizciliği” sözde ayaklar altına aldığı bir dönemde, onlar yine bir şekilde milyonlarına milyon katmanın yolunu bulmuştu. Ama bu kez işleri rast gitmedi. Belli ki paraları tefeci bir kodamanın heybesinde sonsuzluğa karıştı.

ÖNCEKİ HABER

Yoksulluğa mahkum edilmek istemiyoruz

SONRAKİ HABER

Almanak 2023 | Kültürel iktidar mı olamadın? Yerine koyamadığını yerinden et!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa