30 Aralık 2023 05:10

Almanak 2023 | ‘Müstakbel Türk’ten ‘Sözde Vatandaş’a 100 yıl!

Kürt işçi ve emekçi halk kesimlerinde ulusal demokratik taleplerin yanı sıra insanca çalışma ve yaşam taleplerinin de giderek öne çıkması, sorunun çözümünde sınıfsal ayrımları da giderek belirginleşti

Fotoğraf: MA

Paylaş

Yusuf KARADAŞ

2023 diğer birçok alanda olduğu gibi Kürt sorununda da cumhuriyetin yüz yılının muhasebesinin yapıldığı bir yıl oldu. Kürtler için cumhuriyetin kurucu belgesi olan ama Ankara hükümeti ve İngiliz emperyalizmi arasında yapılan pazarlıklar üzerinden onları statüsüzlüğe mahkum eden Lozan Anlaşması da bu muhasebede önemli bir yer tuttu.

Kürt sorunu ve Kürtler bakımından cumhuriyetin yüz yıllık serüvenini Mesut Yeğen’in bir kitabına da adını veren “Müstakbel Türk’ten Sözde Vatandaş’a” nitelemesi ile özetleyebiliriz.

Kurtuluş Savaşı sürecinde Kürtlere verilen ulusal hak eşitliği (muhtariyet/özerklik) vaadi, cumhuriyetin ilanıyla birlikte yerine Türk burjuvazisinin çıkarları temelinde bir ulus-devlet inşasına bırakmış ve buna karşı ardı sıra Kürt isyanları gerçekleşmişti -ki, son günlerde Şeyh Said’in “şeriatçı” kimliği üzerinden yeniden tartışma konusu haline getirilen Şeyh Said isyanı da bu tarihsel bağlamdan kopartılarak anlaşılamaz ve dahası Erdoğan gericiliğine karşı olmak adına bu yanlışlar savunularak demokratik ve seküler bir gelecek inşa edilemez.

Kürt isyanlarının kanlı bir şekilde bastırılmasından sonra bu isyanlara katılanların batıya göç ettirilip zorunlu iskana tabi tutulması, Kürt yerleşim yerlerine Türklerin yerleştirilmesi, Kürtçe konuşmanın yasaklanması gibi asimilasyonu amaçlayan politikalarla Kürtler “Müstakbel Vatandaş” yapılmaya çalışıldı -ki, sıkça vurgulanan Kemalist milliyetçiliğin ‘ırkçı’ olmadığı söyleminin arka planında bu asimilasyon politikası bulunuyordu.

Ancak Demirel’in “29. Kürt isyanı” olarak tanımladığı son çatışmalı sürecin başlaması, köy yakma ve yerleşim yerlerinin zorla boşaltılmasıyla Kürtlerin batı kentlerine kitlesel göçü, legal Kürt hareketinin Kürt kentlerinde belediyeleri kazanması, Irak Kürdistan Bölgesi’nde Kürt federe yönetiminin oluşması gibi gelişmeler, Kürtleri ‘Müstakbel Vatandaş’ yapma politikasının başarısızlığa uğradığını görünür kıldı. 2000’li yılların başında dönemin genelkurmay başkanlarından birinin (Hilmi Özkök) ifadesiyle kendi ulusal demokratik taleplerinden vazgeçmeyen Kürtler, artık ‘Sözde Vatandaş’ haline gelmişti!

AKP-Erdoğan iktidarının 20 yılı aşkın bir süredir Kürt sorununda izlediği politikaya dair genel bir değerlendirme yapıldığında “Düşünmezseniz yoktur”dan “Kardeşim neyiniz eksik”e kadar birçok gelgitin olduğu söylenebilir. Ama bu politikaya daha yakından bakıldığında, aslında bu politikanın Kürtleri, iktidarın kader birliği yaptığı tekelci burjuva gericiliğin çıkarlarına yedekleme ve yedekleyemediklerini de sadece “Sözde Vatandaş” değil aynı zamanda “terörist” ilan etme çizgisinde devam ettiği/ettirildiği görülecektir -ki, Rojava’ya yönelik cihatçı çetelerle birlikte gerçekleştirilen operasyonlarda yüz binlerce Kürt evlerinden sürülürken bile “Bizim Kürtlerle bir sorunumuz yok. Biz, terör örgütü ile mücadele ediyoruz” denildi. Başka bir deyişle Öcalan’la müzakerelerin yürütüldüğü ‘çözüm süreci’nde ve Kürt siyasetine yönelik baskı ve tasfiye operasyonlarına sınır ötesi operasyonların eşlik ettiği son 7-8 yıllık dönemde iktidarın Kürtlere karşı tutumu değişmiş görünse de temelde Kürt sorununu ‘araçsallaştırma’ politikası değişmedi.

Bu araçsallaştırma politikası bugün de sorunu “terör” parantezi içine alarak içerideki baskı rejimi ve bölgedeki yayılmacı emeller için devam ettiriliyor. Irak Kürdistan Bölgesi’nde (Pençe-Kilit operasyon bölgesi) 12 askerin yaşamını yitirdiği son çatışmalar da bu politikanın bir sonucudur.

Bu genel değerlendirme üzerinden Kürt sorunu bakımından 2023 için bir panorama çizmek gerekirse; Kürt siyasetçilerin rehin tutulduğu, Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak için mahkeme kararlarının bile uygulanmadığı ve Öcalan üzerindeki tecridin sürdüğü bir yıl oldu. Kayyum politikası devam ettirildi ve ana dilinde eğitim önündeki engeller yerinde duruyor.

Yine İsrail’in Filistin’e yönelik işgal ve saldırganlığına karşı çıkılırken Rojava’ya yönelik İsrail’inkine benzer bir politika sürdürülüyor.

Öte yandan da Kürdistan Bölgesi’ndeki Barzani yönetimi ile ticari ve siyasi ilişkiler üzerinden demokratik Kürt hareketi çok yönlü bir kuşatma altına alınmaya ve bunun bir devamı olarak entegrasyonist/iş birlikçi Kürt burjuvazisi de iktidarın “çözüm”ünün bir aparatı haline getirilmeye çalışıldı/çalışılıyor.

Yine son seçim sürecinde artık resmen Cumhur İttifakının içine alınan ve kuruluş sürecinden bu yana Kürt siyasetini dini hassasiyetler üzerinden bölmek için kullanılmaya çalışılan Hizbullah’ın devamcısı HÜDA PAR üzerinden seküler-demokratik Kürt hareketini zayıflatmaya yönelik girişimler arttırıldı.

Bütün bu girişimler Kürt sorunundaki yüz yıllık gerçeği değiştirmedi; baskı, şiddet ve asimilasyon politikalarına rağmen Kürt halkının ulusal-demokratik mücadelesi devam etti. Ancak son seçimlerde Kürt hareketinin de bileşeni olduğu Emek ve Özgürlük İttifakının iktidara kaybettirerek emek ve demokrasi mücadelesinin alanını/olanaklarını genişletme taktiğinin burjuva muhalefet blokunun yenilgisiyle birlikte başarısızlığa uğraması, Kürt siyasetinde de yenilenme ve zayıflayan kitle ilişkilerinin geliştirilmesi tartışmalarını beraberinde getirdi.

Kürt sorununun ve çözümünün gidişatı bakımından önemli bir tespitle bitirelim: Son yıllarda Kürt işçi ve emekçi halk kesimlerinde ulusal demokratik taleplerin yanı sıra insanca çalışma ve yaşam taleplerinin de giderek öne çıkması, sorunun çözümünde sınıfsal ayrımları da giderek belirginleştiriyor: Bir yanda iktidarla “çözüm” arayan entegrasyonist/iş birlikçi Kürt burjuvazisi ve öte yanda kurtuluşu her milliyetten Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkıyla kader birliği yapmaktan geçen Kürt işçileri ve emekçi halkı.

İkinci yüzyıla girerken hem Türkiye’nin geleceğini ve hem de bu gelecekte Kürtlerin yerini bu yol ayrımı belirleyecek.

ÖNCEKİ HABER

Yönetmenlerden Gazze için ateşkes çağrısı

SONRAKİ HABER

Almanak 2023 | Deprem gerçeği: Üstümüz altımızdan çok daha çürük

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa