Almanak 2023 | Kadın düşmanlığına karşı 2024’te de gücümüz birliğimiz
2023’te iktidarın kadınlara reva gördüğü; güvencesizlik, şiddet, yoksulluktu. Ancak kadınlar, kendilerine reva görüleni kabul etmeyerek sokaklarda, fabrikalarda ve kampüslerde mücadeleyi sürdürdü.
Fotoğraf: AA
Elif Ekin SALTIK
“Bu sene yılbaşı kutlamak falan yok, o bizi kutlasın 2023’ten nasıl sağ kurtuldunuz diye…”
Sosyal medyada dolaşan bu cümle işçi, emekçiler açısından 2023’ü iyi özetliyor. Yıl sonuna yaklaşırken “2024’ten ne bekliyoruz?” soruları da zihnimizde belirmeye başladı, en çok da kadınlar açısından! Bu soruya cevap vermeden evvel kadınlar açısından 2023 tablosunu hatırlamaya ihtiyaç var.
2023’te de iktidar ve müttefikleri her alanda kutuplaşmayı ve halkı birbirine karşı kışkırtmayı sürdürdü. Kadınlar açısından ortaya konan pek çok kadın düşmanı politika 2023’te de peşimizi bırakmadı.
KADIN DÜŞMANLIĞI YASAL BİR FORM KAZANIYOR
2022’nin sonlarına doğru Anayasanın 24 ve 41. maddelerinde değişiklik yapılması üzerine önümüze gelen ‘teklifler’, 2023 yılında “Yeni Anayasa” tartışmalarına kadar ilerledi. Anayasanın 24. maddesi; dini inanca dayalı bir örtünme ve giyim tarzından açıkça söz edilerek inanç temelli giyimi bir dayatma olarak karşımıza çıkaran, bunun dışında kalanları tamamen korumasız hatta risk altında bırakan bir şekilde değiştirilmek isteniyor. Öte yandan Anayasa’nın 41. maddesine dair yapılan değişiklik teklifinde de apaçık bir ayrımcılık sürecinin hazırlığına işaret ediyor. “Evlilik birliği ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulur” tanımı getirilerek yapılmak istenen değişiklik, LGBTİ’lerin varoluşlarını, birlikte yaşamalarını tümüyle yasa dışı hale getirmenin önünü açıp devlet eliyle büyütülmeye çalışılan nefrete anayasal bir form kazandırmak amaçlanıyor.
Medeni Hukuk alanında planlanan kapsamlı değişikliği ‘müjdeleyen’ iktidar, boşanmalarda arabuluculuk uygulamasını devreye sokarak kadınları şiddete daha açık hale getirmek istiyor. İktidar, yoksulluk nafakasının kaldırılması, evlilik yaşının indirilmesi, çocuk istismarcılarına af getirilmesi gibi konuları da ayrıca gündeme getiriyor.
AKP’nin “annelere esnek çalışma modeli”, “kısmi çalışma imkanları” adı altında ballandıra ballandıra anlattığı esnek çalışma da bahsettiğimiz kadın düşmanı politikalardan biri. Esnek çalışma, doğrudan daha güvencesiz bir çalışma yaşamını önümüze koyarken iktidar, kadının sırtladığı bakım emeği sorununu çözmek yerine kadınları ağır şartlarda çalıştırmaya ve düşük ücretlere mecbur kılıyor.
NEREDE BU DEVLET?
Yılın ilk ayı emekçiler açısından iktisadi kriz ve zam gibi dertlerle geçerken; yoksulluk, sömürü, savaş ve şiddet kadınların dört bir yanını sardı. 11 ili etkileyen, milyonlarca insanın hayatını değiştiren, binlerce insanın yaşamını yitirdiği depremle sarsıldı ülke. “Devlet nerede?” isyanının karşısında AKP iktidarı, sermaye için var olduğunu bütün icraatlarıyla bir kez daha gösterdi. Devlet sermaye için vardı.
İktidarından muhalefetine iki burjuva ittifak halkın ihtiyaçları için konumlanmazken, ülkenin dört bir yanında halk dayanışma için seferber oldu. Kadınlar “Hayatı yeniden kuruyoruz” diyerek dört bir yanda kız kardeşlik köprüleri kurdu, elini uzattığı kız kardeşlerini dayanışmayla ayağa kaldırdı.
YAKAMIZI BIRAKMAYAN KARANLIK MÜJDELER!
Depremin yaralarını sarmaya çalışırken, bir gerçeğimiz de genel seçimdi. Seçim sonuçları birçoğumuzun yüzünü güldürmedi ancak ‘yıkılmadık ayaktayız’ mottomuza da zeval gelmedi. İktidar seçim sonrası hız kesmeden duyurduğu kalkınma planlarından Orta Vadeli Planlara emeğimizi daha da vahşi sömüreceğini açıkça ortaya koydu. “En az 3 çocuk” tavsiyeleriyle ucuz iş gücü ordusu yaratan ‘kuluçka makinesi’ muamelesi yaparken, güvencesiz ve ucuza çalıştırmanın, iliklerimize kadar emeğimizi sömürmenin yeni yöntemlerini icat etti.
Yaşamlarımızın daha çok zapturapt altına alındığı bu 2023 tablosu karşısında şu soru cevabı içinde saklıyor: “Aileye kul sermayeye köle olur muyuz?”
İNSANCA BİR YAŞAM HAYAL DEĞİL
Her geçen yıl daha sert biçimde gelen saldırılara, kölelik düzeni dediğimiz çalışma koşullarına, sömürülen emeğimiz karşısında layık görüldüğümüz düşük ücrete, içine hapsedildiğimiz şiddete karşı haklarımız ve hayatlarımızdan vazgeçmemeye de devam ediyoruz. İnsanca çalışma koşulları ve insana yaraşır bir ücret için sınıftan yana sendikalarda örgütleniyoruz. Bunun en somut örneğini Özak Tekstil, Burda Bebek, Agrobay ve Corning işçilerinin “vazgeçmemesinden” gördük.
1 ÖĞÜN ÜCRETSİZ, SAĞLIKLI YEMEK MÜCADELEMİZ DEVAM EDİYOR
2023’ün ikinci yarı yılında okul öncesinde uygulanmaya başlanan, 2023-2024 Eğitim-Öğretim yılında depremin etkilediği 11 ille sınırlı tutulan “Okullarda 1 öğün ücretsiz, sağlıklı yemek” kampanyasını bu yıl da sürdürmeye, sokak sokak kapı kapı gezmeye devam ettik, edeceğiz. Çocuğunun beslenmesine sadece kuru bir ekmek koymak zorunda kalan, pastaneleri gezip bayat poğaça arayan, derneklere başvurup çocuğu için beslenme isteyen kadınlar adına, açlıktan sınıflarda bayılan çocuklar için talebimizi 2024’te de büyütmeye devam edeceğiz.