03 Ocak 2024 04:50

"Bu kutuplaşma iktidar lehine"

“Seküler milliyetçilik iktidarın dinselleşme politikalarına bir tepki olarak yükseliyor ama hedef tahtasına sığınmacıları/göçmenleri ve Arapları/Araplığı yerleştiriyor.”

Fotoğraf: Elif Öztürk Özgöncü/AA

Paylaş

Kübra KIRIMLI
Ankara

İstanbul'da Milli İrade Platformu tarafından düzenlenen Gazze yürüyüşündeki tartışmaların iktidar lehine kutuplaşma siyasetine çekilmek istendiğini anlatan Siyaset Bilimci Fatih Yaşlı, iktidarın kültür/kimlik eksenli kutuplaştırmaya ve sembollere dayalı siyasetini eleştirdi. Yaşlı, bu stratejinin şeriat isteyen grupların yanı sıra onun karşısında milliyetçilere de alan açtığı uyarısında bulundu.

“İsrail’e lanet” sloganıyla Milli İrade Platformunun Galata Köprüsü üzerinde düzenlediği Filistin’e destek mitingi ardından yapılan hilafet çağrısı tartışmaları sürüyor. Konuya dair konuştuğumuz Yazar ve Siyaset Bilimci Fatih Yaşlı, “İktidar 7 Ekim saldırısından beri Filistin meselesini kendi iç ve dış politika gündeminin bir parçası olarak kullanıyor, araçsallaştırıyor. İçeride tabanı tahkim etmek, muhalefeti sıkıştırmak, yaşanan derin yoksulluğun üzerini örtmek, dışarıda ise başta ABD olmak üzere Batı’yla pazarlık yapabilmek için Filistin meselesi bir araç olarak görülüyor. Pazar günkü miting de aslında bunun bir parçasıydı” dedi.

Milli İrade Platformunu bir çatı STK olarak görmenin zor olduğuna da dikkat çeken Yaşlı, “Karşımızda sivil toplum kuruluşu adı altında doğrudan iktidarla, rejimle bağlantılı bir İslami ağ yapılanması var. Zaten konuşmayı bu yapılanma adına Bilal Erdoğan’ın yapması durumu çok net bir şekilde ortaya koyuyor” dedi. 

Mitingin bilinçli bir şekilde 1 Ocak tarihine dek getirildiğine de değinen Yaşlı, iktidarın kültür ve kimlik eksenli kutuplaşmaya devam ettiğini söyledi. “Miting bilinçli bir şekilde 1 Ocak sabahına getirildi. Bir tarafta ‘Yılbaşı kutlayanlar’ diğer tarafta ise ‘Kalbi İslam davası için atanlar’ ayrımı üzerinden, iktidarın kültür/kimlik eksenli kutuplaştırmaya ve sembollere dayalı siyaseti yoluna devam edebilsin. Böylesi bir stratejinin AKP’nin daha da sağındaki, doğrudan şeriat/hilafet isteyen grupları sokağa taşıdığını, onlara alan açtığını da not etmek gerekiyor” diye konuştu.

DİNCİ POLİTİKALAR KARŞISINDA MİLLİYETÇİ TEHLİKE

Öte yandan mitinge katılan bir kişinin yumruklanmasına ilişkin ise Yaşlı,  şöyle konuştu: “Bir süredir Türkiye’de seküler milliyetçiliğin yeni bir versiyonunun yükselmekte olduğuna dair yazılar, makaleler kaleme alıyor ve bu versiyonu yeni kılan şeyin seçilen ‘düşman’ olduğunu söylüyorum. Bütün milliyetçilikler gibi seküler milliyetçilik de ‘biz ve onlar’ ayrımı üzerine kurulu ve günümüz seküler milliyetçiliğinin ‘onlar’ı, ‘öteki’si, göçmenler ve sığınmacılar, onların da etnik kimliği ‘Araplık’ olduğu için karşımızda Arap düşmanlığı üzerinden yükselen yeni bir milliyetçilik var. Dolayısıyla tevhid bayrağına yumruk atan gencin politik pozisyonunu cumhuriyetin kazanımlarına, laikliğe, aydınlanmaya sahip çıkmaktan ziyade bu düşmanlık belirliyor. Seküler milliyetçilik iktidarın dinselleşme politikalarına bir tepki olarak yükseliyor ama hedef tahtasına sığınmacıları/göçmenleri ve hem Süper Kupa finalinin hem de yumruk hadisesisin gösterdiği üzere Arapları/Araplığı yerleştiriyor.”

"İKTİDAR’IN KAYGISI FİLİSTİN DEĞİL, KENDİSİ"

Filistin davasının geçmişten bugüne İslamcı-siyonist denkleme sıkıştırıldığını belirten Yaşlı, Batılı ülkelerde sokağa çıkan milyonlara bakınca meselenin aslında din ve medeniyet savaşı olmadığının açıkça görülebileceğini söyledi. Dinci bakış açısının Filistin halkına değil, Erdoğan iktidarının devamına yaradığını ifade eden Yaşlı, “AKP iç politika ile dış politika arasındaki göreli özerkliği ortadan kaldırdı, dış politikadaki her hamleyi aslında içerideki rejim inşası adına yaptı. 7 Ekim saldırısı sonrası meselenin ısrarla “haçlı-hilal savaşı” olarak değerlendirilmesinin, “medeniyetler çatışması” paradigması üzerinden konuşulmasının, Kudüs ve Mescid-i Aksa vurgularının gerisinde hep bu var. İktidar, Filistin’i dinselleştirme sürecini hızlandırmanın, kendi tabanındaki yoksulluktan kaynaklığı hoşnutsuzluğu bertaraf etmenin, Osmanlı ve hilafet rüyalarını canlı tutmanın bir aracı olarak görüyor ve adımlarını da buna göre atıyor” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Hablemitoğlu suikastının şüphelilerinden Nuri Gökhan Bozkır yakalandı

SONRAKİ HABER

ABD, İsrailli bakanların Filistinlilerin Gazze dışına yerleştirilmesine ilişkin açıklamalarını eleştirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa