03 Ocak 2024 11:06
Son Güncellenme Tarihi: 03 Ocak 2024 19:49

72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Oteli'ne ilişkin ilk duruşma bitti: İmar affından yararlanmış, bakanlıktan kredi almış

72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Oteli davasının ilk iduruşması sona erdi. Duruşma öncesi adalet talebinde bulunan aileler kararın emsal olmasını istedi.

Fotoğraf: AA

Paylaş

Nisa Sude DEMİREL
Adıyaman

Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Adıyaman’da 72 kişinin hayatını kaybettiği Grand Hotel İsias’a ilişkin ilk duruşması sona erdi. Mahkeme sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verirken, duruşma yarın (4 Ocak) devam edecek.

Duruşmada savunma yapan otel sahibi, 9 kat olması gereken otelin projesini yerel yönetimin sözü üzerine daha yüksek katlı hazırladıklarını, devlet yetkililerinin yönlendirmesiyle imar affından yararlandıklarını, 2018’de bakanlıktan 1 milyon 115 bin avro yenilenme kredisi aldıklarını anlattı.

Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşma üç gün sürecek. Duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılan 11 sanığın “bilinçli taksirle birden çok kişinin ölümüne sebep olma” suçuyla yargılandığı davaya, otelde hayatını kaybeden Kuzey Kıbrıs kız voleybol takımından çocukların aileleri, Kıbrıs basını ve Kıbrıs’tan bir heyet de katıldı. Aileler duruşma öncesinde adliye önünde atılı suç niteliğinin değiştirilerek sanıkların olası kast suçuyla yargılanmasını talep etti.

Duruşma salonunda yerel basına yalnızca iki kişilik yer ayrıldığı söylenerek TRT ve Anadolu Ajansı dışında basın girişine izin verilmedi. Basının yalnızca dönüşümlü olarak salona girebileceği, öğleden sonra ise DHA ve Haber Türk’e izin verileceği söylendi.

SANIK SAVUNMALARINDA TANIDIK İFADELER: İMAR ‘BARIŞI’, ASRIN FELAKETİ...

Duruşma ailelerin avukatı ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan’ın talep belirtmesiyle başladı. Sağkan sanıkların SEGBİS aracılığıyla bağlanmasının müştekilerin sanıklara doğrudan soru yöneltmesinin önüne geçtiğini ifade ederek sanıkların mahkeme salonunda bulunmasını talep etti. Sağkan ayrıca ceza mahkemelerinde SEGBİS kullanılamayacağını vurguladı.

Ardından sanık savunmaları dinlenmeye başlandı. Otelin sahibi Ahmet Bozkurt, iktidarın 6 Şubat depremlerinde sorumluluğu örtmek adına kullandığı “asrın felaketi” ifadesiyle, kendi otelinde kalanlar da dahil, hayatını kaybedenlere "Allah’tan rahmet, ailelerine sabır" dileyerek başladı. Bozkurt, proje ve yapının uyumsuz olduğu iddialarına 1992’de Adıyaman Belediyesinden kendisine şimdilik mevcut bölgede 9 kata izin olduğu ama en kısa zamanda 12 kata izin verileceği, projeyi bu şekilde hazırlayabileceğinin söylendiği şeklinde yanıt verdi. Aynı zamanda Adıyaman’ın otelin yapıldığı dönemde teşvik bölgesinde bulunduğunu ifade eden Bozkurt, otelin projeye uygun olduğunun hem Kalkınma Bankası hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylandığını iddia etti.

"BENİ ÇEKEMEYENLER VE BASIN İFTİRA ATIYOR"

Bozkurt otele daha sonradan çıkılan bir kata ilişkin imar affından yararlanılmasını anlatırken yetkililerden ‘imar barışının’ geleceğini duyduklarını, devlet yetkililerinin ne derlerse yaptıklarını söyledi. Bozkurt, oğlu Mehmet Fatih Bozkurt’a imar affına başvurmasını anlatırken ise “Devletimiz bize bir imkân vermiş, kullanalım” dedi. Bozkurt aynı zamanda 2018’de Turizm Bakanlığından 1 milyon 115 bin avro yenilenme kredisi aldığından, o zaman da Kültür ve Turizm Bakanlığının oteli denetlediğini ifade etti. Bozkurt iddianamedeki iddiaları “iftira” olarak niteledi. Bozkurt savunmasını şöyle tamamladı: “Gerek basın gerek başka kuruluşlar dedikoduyla, kulaktan dolma bilgilerle, sokak ağzıyla konuşuyor. Bunları söyleyenler Adıyaman’ı bilmiyorlar, bazıları benim otelimin yapıldığı tarihte hayatta bile yoktu. Hepsi asılsız, hepsi yalan. Bunlar da Adıyaman’daki iş hayatımdan dolayı beni çekemeyenler. Bu çember genişledi, içine basın da girdi. Ben işime çok özen gösterdim, otelimde usulsüz hiçbir şey yoktur. Otelim yapılışından, eksikliklerinden dolayı değil; asrın felaketi depremin şiddeti yüzünden yıkıldı. Benim de mühendisimin de hiçbir kusuru yok, günahsızız”

Ahmet Bozkurt'un savunması tamamlandıktan sonra mahkeme heyeti 15.30'a kadar ara verdi. Duruşmanın ilk celsesinin çıkışında İsias otelde hayatını kaybeden 27 yaşındaki Nazımcan Hartlap'ın annesi sanığın savunmalarına tepki gösterdi.

"OTELİN TÜM İŞLEYİŞİNDEN AHMET BOZKURT SORUMLU"

Aranın ardından mahkeme sanık Bilge Açık’ın savunmasıyla devam etti. Açık, anonim şirket olduğu için yüzde 5’lik bir hissesi olduğunu; kârdan herhangi bir pay almadığını, ortaklığının şekli olduğunu ifade etti. Açık, idare ve yapı işlerinden babası Ahmet Bozkurt’un sorumlu olduğunu ifade etti.

Sanık Efe Bozkurt ise yalnızca yönetim kuruluna alındıktan sonra Adıyaman’a gelmeye başladığını ifade ederek otelde yetkisinin olmadığını ve Ahmet Bozkurt’un talimatıyla hareket ettiğini söyledi. Otelin tüm işlerinin sorumluluğunun Ahmet Bozkurt’ta olduğunu tekrar eden Bozkurt, “ailemizin iki erkeği daha tutukludur, eşim ortada kaldı” ifadeleriyle tahliyesini talep etti.

Mahkeme heyeti Bozkurt’a otelde müdür olarak çalışan Cuma Tofan'ın “otel sahibinin Ahmet Bozkurt olduğunu ancak oteldeki tüm işleyişten Efe Bozkurt'un ilgilendiği”, 2008 yılından itibaren otelde teknik eleman olarak çalışan Hasan Gündüzoğlu'nun “2018 yılından itibaren Efe Bozkurt'un otelle ilgilendiği”, 2005 yılından itibaren şirkette şoför olarak çalışan Bahattin Ateş'in “oteli Efe Bozkurt'un işlettiği”, otelde aşçı olarak çalışan Mehmet Ali Korkmaz'ın “otelin sahibinin Ahmet Bozkurt olduğunu ancak otelle sürekli Efe Bozkurt'un ilgilendiği”, 2017-2019 yılları arasında otelde temizlik işçisi olarak çalışan Mahmut Çetin'in “otelin sahibini Efe Bozkurt olarak bildiği”, otelde aşçı olarak çalışan Muharrem Arslan'ın “tüm işleyişle Efe Bozkurt'un ilgilendiği” şeklindeki tanık beyanlarını hatırlattı. Bozkurt bu tanık beyanlarına tanıkların tarihi yanlış söylediği şeklinde cevap verdi.

Mimari Proje Müellifi ve Fenni Mesulün Mimar H. Erdem Yıldız Erdem Yıldız, otelin yalnızca ince işlerini yaptığını iddia etti. Yıldız sadece onaylanmış projenin uygulanmasında sorumluluk olduğunu söyleyerek projelerin hazırlanması ve onaylanmasının mühendisler ve belediyenin sorumluluğunda olduğunu ifade etti.

AİLEDEN KİMSE AHMET BOZKURT'UN ODASININ BULUNDUĞU KAÇAK KATA ÇIKMAMIŞ!

1993 tarihli ruhsata göre binanın fenni mesulü sanık Hasan Aslan; Karadeniz Teknik Üniversitesinin raporuna göre asli kusurlu olduğu kendisine iletildiğinde kusurlu olduğunu kabul etmedi, projede ne çizildiyse onu yaptıklarını iddia etti.

Statik proje müellifi Mehmet Göncüoğlu ise 1992'de statik projeyi hazırladığını daha sonrasında da hiçbir ilişiği kalmadığını ifade etti, asli kusurlu sayılmasına neden olan bilirkişi raporlarını ise kabul etmedi. Mehmet Fatih Bozkurt da Efe Bozkurt gibi otelde tüm idarenin Ahmet Bozkurt'ta olduğunu, yine kendilerine ait Renault şubesini işlettiğini ve otelle hiçbir ilişkisi olmadığını iddia etti. Aynı şekilde Seda Zeren de otelin işlerinden Ahmet Bozkurt'un sorumlu olduğunu, kendisinin bir ilişiği olmadığını söyledi. Şule Özbek de otelle herhangi bir ilişkisi olmadığını, sadece şeklen ortaklığı gözüktüğünü, ruhsatsız katı ise hiç görmediğini ifade etti. Şule Özbek avukatların ruhsatsız kata dair sorusuna ise "Babam aile hayatında olduğu gibi iş hayatında da onurlu bir insandır" diye yanıt verdi.

Ahmet Bozkurt'un eşi, şirketin hissedarı Ulviye Bozkurt ise iddianamedekilerin iftira olduğunu öne sürdü. İddiaların hiçbirini kabul etmediğini söyleyen Bozkurt, ruhsatsız katın ise kat olmadığını "terasın camekan şeklinde kapatıldığını" ifade etti, Bozkurt da çocukları gibi Ahmet Bozkurt'un da odasının bulunduğu ruhsatsız kata hiç çıkmadığını söyledi.

TUTUKLULUK HALLERİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ

Sanık ifadelerinin tamamlanmasının ardından mahkeme heyeti duruşmaya bir sonraki gün (4 Ocak Perşembe) saat 09.00'a erteledi. 5 tutuklu sanığın tutuklulukları üzerinden 29 gün geçtiği, bugün 30. gün olduğu ve her 30 günde bir tutukluluk günlerinin değerlendirilmesi gerektiği nedeniyle tutukluluk hali yeniden değerlendirdi. Savcılık kuvvetli delillerin olduğu ve kaçma şüphesi uyandırdığı sebepleriyle tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Müşteki avukatları suç niteliğinin olası kasta çevrilmesine yönelik fikirlerini yineledi. Mahkeme perşembe ve cuma günleri de devam edecek.

Duruşmanın ilk gününü gazetemize değerlendiren Doğu Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Yardımcı Doçent Doktor Nurcan Gündüz, sanıkların savunmalarının tek bir kişiyi suçlamak üzerine stratejik olduğunu ifade etti. Gündüz, davanın devamında suç vasfının bilinçli taksirle birden çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebep olmaktan olası kast suçuna değiştirilmesini beklediklerini söyledi.

DURUŞMA ÖNCESİ ADALET TALEP EDİLDİ

KKTC Başbakanı Ünal Üstel duruşma öncesi adliye önündeki gazetecilere, depremlerde hayatını kaybeden yaklaşık 50 bin kişinin arasında KKTC vatandaşlarının olduğunu, acılarının büyük olduğunu ifade ederek 100 kişilik heyetle Adıyaman'a gediklilerini belirtti. Üstel, şunları söyledi: "Dava bizim için çok önemlidir. İsias Oteli davası, depreme ilişkin davalardan biridir. Dolayısıyla dava görüşülecek ve çıkacak netice hem Türkiye açısından diğer davalara emsal açısından önemlidir, hem de KKTC için çok önemlidir. Çünkü İsias davası bizim de davamızdır. Biz Türkiye Cumhuriyetinin yüce Türk adaletine güveniyoruz. Kanunlar çerçevesinde yargılama sürecinde suçluların alacakları cezalar diğer davalarda emsal olacaktır. Bundan dolayı önemlidir. O yüzden acılarımız büyüktür ve paylaşıyoruz. Dava sonuçlanana kadar Adıyaman'da kalacağız. Adaletin tecelli edeceğine inancım tamdır."

Şampiyon Melekler Derneği Başkanı Ruşen Karakaya ise amaçlarının sadece İsias Oteli'ne ilişkin davada sanıkların cezalandırması olmadığını vurguladı.

Tüm depremzedeler için Adıyaman'da bulunduklarını aktaran Ruşen, "Deprem bu ülkenin bir gerçeğidir. Aktif fay hatlarında deprem olması kaçınılmazdır. Tarih yüzyıllarca bu coğrafyada depremlere tanık olmuştur ama binlerce masumun canlarını alan bizleri de diri diri öldüren depremler değildir adete toplu mezar inşa eden ve bunlara katkı sağlayan ve göz yumanlardır. İsias Oteli'ni yaratan her birey suçludur. Deprem sanıklarının tümü cinayetle yargılanmalıdır" dedi.

Şarkıcı Haluk Levent de yaşamını yitirenlerin ailelerinin yanında olmaya gayret edeceğini dile getirerek, davanın takipçisi olacağını aktardı.

Turist Rehberleri Birliği Başkanı Hakan Eğinlioğlu da suçluların cezalandırılmasını temenni etti.

İDDİANAMEDE NELER VAR?

Maraş merkezli 6 Şubat’taki depremlerde yıkılan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden (KKTC) içlerinde sporcu, öğretmen ve tur rehberinin de bulunduğu 72 kişinin yaşamını yitirdiği Grand Hotel İsias isimli otele ilişkin hazırlanan iddianamede, 11 sanık hakkında “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası isteniyor. Ayrıca iddianamede 2018’de otelin imar affından yararlandığı ve bazı teknik gerekliliklerin sağlanmadığı bilgileri yer alıyor.

Davaya ilişkin hazırlanan iddianamede,

  • Bina projesinin 11 normal kat olmak üzere toplam 13 kat olarak hazırlandığı fakat ruhsatın 9 kat olarak verildiği,
  • Proje bilgileri ile ruhsat bilgilerinin uyuşmadığı,
  • Zemin etüt raporunun bulunmadığı,
  • Yapı kullanma izin belgesinin mevcut olmadığı,
  • Ruhsatsız olarak yapılan 8. kata 11.10.2018 tarihli yapı kayıt belgesinin düzenlendiği,
  • 6.03.2003 tarihli inceleme raporu ve 31.07.2003 tarihli genel denetim raporuyla denetimde tespit edilen eksiklikler ve çelişki içeren hususlar nedeniyle para cezası verildiği,
  • Bir otel çalışanının beyanında otelin teras katından otele sonradan dahil ettikleri ve halen mutfak olarak kullanılan binaya bağlantı yapıldığı,
  • Yine başka bir otel çalışanının beyanında ise ara duvarın kaldırılarak müdür ofisinin genişletildiği,
  • 2016’da içerisinde ruhsatsız bir kat eklendiği ve toplam kat sayısının dokuzdan ona çıktığının görüldüğü ve 2018’de imar affından faydalandığı, bilgileri yer aldı.

İddianamede yer alan bilirkişi raporunda ise yıkılan binanın taşıyıcı sistem elemanlarında donatı detayı ile ilgili eksiklikler olduğunun anlaşıldığı, donatı detayı eksikliklerininbinanın yıkılma nedenlerinden biri olabileceği, beton basınç dayanımlarının da değerlendirme kriterlerine göre şartları sağlamadığı ifadeleri yer aldı.

Davada kamu görevlisi olan diğer şüphelilerin ve tespit edebilecek şüphelilerin olduğu dosya ayrıldı, ona ilişkin soruşturma ayrı bir dosya olarak cumhuriyet başsavcılığı tarafından yürütülüyor. 

ÖNCEKİ HABER

Cizre'de katledilen 13 ismin dosyası AİHM’e taşınacak

SONRAKİ HABER

TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Markette takip edilen 41 ürünün tamamında fiyat artışı oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa