5 Ocak 2024 05:02

Elâzığ'da üreticiler şeker fabrikası önünde bekliyor: Emek de üretim de çok, karşılığı ise yok

Elâzığ'da şeker pancarı üretiminde ekonomik kaygılar öne çıkıyor. Üreticiler kaygılı ve karşılık beklemekte.

Elâzığ'da üreticiler şeker fabrikası önünde bekliyor: Emek de üretim de çok, karşılığı ise yok

Fotoğraf. Özkan Zülfikar/ Evrensel

Özkan ZÜLFİKAR
Murat KÖSE
Elâzığ

“Şeker pancarı, etli kökünden şeker elde edilen, ıspanakgiller familyasından bir bitkidir.” Böyle bir cümlenin ardından biyolojik sınıflandırma, devamında da bitkinin bilimsel adını ekleyip bilgilendirme yapabilirdik. Ancak Elâzığlılar bunları pek bilmez. Bilimsel adının ‘beta vulgaris’ olduğunu söylesek “Bulgarlarla ne alakası var” tepkisiyle karşılaşabiliriz herhalde. Şeker pancarı dedin mi Elâzığ’da başka anlam ifade eder. Geçim kaynağıdır. En önemli tarım ürünlerinden biridir. Haşlarsın. Dilim dilim keser, çaluk çocuk birlikte yersin. Bal gibi tatlıdır, fakir çikolatasıdır. Fabrikada işlendikten sonra arta kalan küspeyi hayvanlarına yem diye yedirirsin. Elâzığ’da her bir çiftçi şeker pancarı için “Bir çocuk gibi bakım ister” der. Her yıl farklı verim alınır.

1955 yılında faaliyete başlayan Elâzığ Şeker Fabrikası 68 yıldır üretimini sürdürüyor. Üretici de pancarını ekip biçiyor. Fakat bu yıl önceki yıllardan çok daha bereketli pancar. Kota uygulamasının kalkmasıyla üreticiler oldukça fazla ekti. Pancar üretiminin yüzde 110 arttığını ve son on yılın rekorunun kırıldığını söylemeden geçmeyelim. Şeker fabrikası önündeki kuyruk da kanıtı. Sıra sıra kamyonlar, tırlar, traktörler... Bazı traktörlerin arkasında beşli, altılı römorklar var. Kamyonlar, tırlar nereden derseniz, Diyarbakır’dan, Dersim’den, Bingöl’ün ilçelerinden... Bu nedenle sadece Elâzığ değil bölge illeri açısından da önemli bir tarım ürünüdür.

Şeker pancarı toplayan bir kepçe

Fotoğraf: Özkan Zülfikar/ Evrensel

"DEĞMİYOR AMA MECBUR EKİYORUZ"

Peki ama bu üretimin karşılığı ne? Sorusuna cevap aramak üzere Şeker Fabrikasının ‘pancar giriş kapısı’nda bekleyen bir üreticiye yaklaşıp “Müsaaden olursa biraz sohbet etmek isteriz” dedik ve ismini vermek istemeyen üretici anlatmaya başladı: “400 dönüm yer ekiyorum. (Baştan ayağa çamur içinde olan halini gösterdikten sonra) halime bak, değecek para geçiyor mu elime sen karar ver. Geçen yıl tonu 1450 liraya alınan pancar bu sene olmuş 1855 lira. Mazot, gübre, işçilik, su, elektrik… Bir hesaplasınlar. Değmiyor. Ama mecbur ekiyoruz.”

Başka üreticilerden de benzer şikayetleri dinledikten sonra Şeker Fabrikasının da sınırları içerisinde bulunduğu Yurtbaşı beldesinden bir üretici, “Bu yıl o kadar çok pancar var ki Malatya Şeker Fabrikası devreye girip buranın ürettiklerine yardım etmeseydi bizim fabrika tüm pancarı işletemezdi. Buranın kapasitesi günde 1900 ton” diyerek fabrikanın kapasitesinin artırılması isteğini de sözlerine ekliyor.

Fazla pancar silolarda bekletiliyor. Ekim ayında başlayan hasadın artık bitmesi gerek ama yine ürün fazla olduğu için beklemek zorunda. Pancar beklerse ne mi olur? İçerisindeki özü kaybeder. Kurumaya yüz tutup şeker oranının düşmesine sebep olur. Bu da şeker üretiminin verimsiz olması demek.

"YÜZDE 150 ARTIŞA KARŞI YÜZDE 30 ARTIŞ"

Bir bilene danışıp, Tüm Üretici Köylü Sendikası (TÜM KÖY SEN) Genel Başkanı Sadık Turan’a da durumu sorduk: Şeker pancarında yaşanan sorunlar 22 yıllık AKP iktidarının tarım politikalarından bağımsız değildir. Gelmiş geçmiş tüm iktidarlar bu konuda suçludur. Ancak aslan payı AKP iktidarınındır. Yerli ve yabancı tekellerin isteği doğrultusunda ülke tarımı çökertilmiştir. Tarıma ayrılan pay her yıl azaltılmış, bunun karşısında girdiler katbekat artmıştır. Bu sene şeker pancarı fiyatı yüzde 30 civarında arttı. Peki mazot? gübre? tohum? ilaç ve elektrik girdileri? Yüzde 150 arttı. Bu durumda yapılan üretim elbette karın tokluğunadır. Bu şekilde üretim yapılamaz. AKP iktidarı 2006 yılında bir tarım kanunu çıkardı. Kanunun 21. maddesine göre ‘çiftçilere verilmesi gereken destek, kişi başına düşen milli gelir seviyesinin yüzde birinin altına düşemez’ denilmesine rağmen bu destek verilmeyerek üreticilerimiz tarımdan koparılmıştır. Dolayısıyla sorunlar büyük ama çaresiz de değiliz.

Evrensel'i Takip Et