05 Ocak 2024 11:23
Son Güncellenme Tarihi: 06 Ocak 2024 00:29

İsias davasında 3. gün | İsias patronunun oteli kumdan, odası çelikten

6 Şubat depreminde Adıyaman’da yıkılan ve 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel’e ilişkin dava, 3'üncü gününde tanık ifadeleri ile devam etti.

Fotoğraf: Nisa Sude Demirel/Evrensel

Paylaş

Nisa Sude DEMİREL
Adıyaman

Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Adıyaman’da yıkılan ve 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel’e ilişkin davanın görülmesi üçüncü gününde devam etti. İlk iki gün boyunca sanık savunmaları ve müşteki beyanlarının tamamlanmasının ardından duruşmanın üçüncü gününde tanık ifadeleri alındı. Tanık ifadelerinde, İsias patronu Ahmet Bozkurt'un "hafif malzemeden yapıldı" dediği 9'uncu kattaki kaçak odasının çelik konstrüksiyondan yapıldığı ortaya çıktı. Arama kurtarma çalışmalarına katılan KKTC Başbakanlık Müsteşarı Durali Güçlüsoy, "3. gün bize otelle ilgili bilgi verecek bir otel çalışanına rastladık. Enkaz başında otelden sorumlu kimse yoktu." derken enkazın kum yığını halinde olduğunu yaşam üçgeni oluşan tek bir alanın bile olmadığını belirtti. Müdafii avukatları, "bilinçli taksir" suçundan hazırlanan iddianamenin, "olası kastla insan öldürme" suçundan düzenlenmesini talep ediyor.

"SON SÖZ AHMET BOZKURT’TAYDI, İDARİ İŞLER EFE BOZKURT’TAYDI"

Duruşma otelin resepsiyon görevlisi Murat Kuştepe’nin tanıklığının dinlenmesi ile başladı. Sanıklardan Ahmet Bozkurt, Efe Bozkurt, Ulviye Bozkurt ve Mehmet Fatih Bozkurt’u tanıdığını ifade eden Can; otel işleriyle Ahmet Bozkurt’un ilgilendiğini söyledi. Kuştepe'ye otel müdürü Cuma Tufan’ın "Efe Bozkurt’un izni olmadan su dahi alınamadığını" söylediği savcılık ifadeleri hatırlatıldı. Kuştepe işe başladığında binanın 9 katlı olduğunu, 9. katta yapılan tadilat hakkında bilgisi olmadığını söyledi.

Otelin muhasebesiyle ilgilenen Celal Görücü beyanında otelle Ahmet Bozkurt’un ilgilendiğini, otelin idari işleriyle de Efe Bozkurt’un ilgilendiğini, gelirlerin Efe Bozkurt’a teslim edildiğini söyledi. Görücü 2000’li yılların başında ikinci inşaatla binanın otele çevrildiğini ifade etti.

PATRONUN HAFİF MALZEME DEDİĞİ KAÇAK KAT ÇELİKTEN

Teknik eleman Hasan Gündüzoğlu, Ahmet Bozkurt’un hafif bir malzemeden yapıldığını iddia ettiği ruhsatsız katın çelik konstrüksiyon şeklinde yapıldığını anlattı. Fotoğraflarda gözüken büyük beton parçanın ise ne olduğunu bilmediğini söyledi.

"BURADA ÇOCUKLARIMIZIN CANINI ALANLARDAN HESAP SORACAĞIZ"

Duruşmaya ara verildiği sırada aileler, İsias Otel'in enkazına gidip çiçek bıraktı. Otelin enkaz haline gelmesine sebep olanlardan hesap soracaklarını söyleyen aileler, enkaz alanında kaybettikleri yakınlarının eşyalarını aradı.

"DEVLET KURUMLARI DAHİL HERKES SORUMLU, CEZALANDIRILACAKLAR"

Enkaz alanında Evrensel'e konuşan, İsias Otel enkazında kardeşini kaybeden Özkan Öz, "Pırıl pırıl bir insandı, Marmara Üniversitesi mezunuydu. 4 dil biliyordu, müzikle uğraşıyordu. Burada, İsias Otel'de depreme yakalandı, hayatını kaybetti. Turist rehberiydi" dedi. Kardeşini ve diğer rehberleri en son işletmesinde ağırladığında gördüğünü anlatan Öz, "Ben inşaat konusunda uzman değilim ama tüm beton parçaları içinden dere taşı çıktı. Hâlâ burada duran kolonlar, kirişler var. Burada bir cinayet işlenmiş, üç gündür bunun mücadelesini veriyoruz. Otel sahipleri nüfuzlu insanlar, karşımızda kim olduğunu biliyoruz. Ama tarih bu davayı yazacak, emsal bir dava olacak" diye konuştu.

Hakiminden savcısına, müşteki ve sanık avukatlarına kadar herkesin mücadele etmek zorunda olduğunu söyleyen Öz, "Bizden sonra gelecek çocuklara düzgün bir miras bırakmanın mücadelesini veriyoruz. Bizim sırtımızı kimseye dayama lüksümüz yok. Nereden geldiğimiz, nereye gittiğimiz belli. Eğer tarihe yön verebilirsek bundan sonraki depremlerde hiçbir çocuğun burnu kanamaz. O yüzden devlet kurumları dahil, onlara ruhsat veren belediye, herkes bunun sorumlusudur, herkes cezalandırılacaktır" ifadelerini kullandı.

BİR TANIK DAHA ODANIN MALZEMESİNİN ÇELİK OLDUĞUNU SÖYLEDİ

Aranın ardından duruşma otelde vale olarak çalışan tanık İbrahim Kaya'nın ifadeleriyle devam etti. Kaya da otelin yönetiminde Ahmet Bozkurt’un söz sahibi olduğunu söyledi. Kaya diğer tanıkların aksine Bozkurt’un otelde olduğu zamanlarda ruhsatsız yapılan kattaki odasında bulunduğunu ifade etti.

Otelde teknik eleman olarak çalışan Enver Demir, Ahmet Bozkurt’un odasına çıktığını beyan eden ilk tanık oldu. Odanın ortalama 6 metrekare olduğunu söyledi, Bozkurt’un odasının üstünün çelik konstrüksiyonla kapatıldığını söyledi.

EFE BOZKURT, ŞOFÖRÜNÜ TANIMAMIŞ!

Bozkurt ailesinin özel şoförlüğünü yaptığını söyleyen tanık Bahattin Ateş da Renault bayisinde çalıştığını ve patronunun Fatih Bozkurt olduğunu söyledi. İfadesinde otelin Efe Bozkurt tarafından işletildiğini söylediği hatırlatılan Ateş, Efe Bozkurt’un patronun oğlu olması nedeniyle ona da “patron” dediklerini söyledi. Müşteki avukatının Efe Bozkurt’un ifadesinde Ateş’i tanımadığını söylemesi üzerine Ateş, “Niye öyle dedi ki anlamadım” diye cevap verdi.

TARTIŞMA NEDENİYLE DURUŞMAYA ARA VERİLDİ

Deprem anında otelde olan ve otelden çıkabilen Zeynel Can, asıl patronun Ahmet Bozkurt olduğunu söyleyerek Efe Bozkurt’un işe alım gibi yetkileri olmadığını söyledi. Otelden çıkma anını anlatan Can, “Otel 5-10 saniyede yıkılmış olsaydı, ben burada olmazdım” dedi. Can deprem sırasında otelin doğuya doğru yıkıldığını söyledi. Müşteki avukatlarının binanın yıkılma yönünü sorduğu sırada sanık avukatları ve müşteki avukatları arasında çıkan tartışmadan dolayı mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi.

"BOZKURT’UN ODASI OLDUĞUNU GAZETEDEN ÖĞRENDİM"

Aradan sonra soru tanığa yeniden yöneltildi. Zeynel Can, binanın yan taraftaki sokağa doğru devrildiğini anlattı. Enkazın üstündeki çatının sorulması üzerine Can, o çatının otelin çatısı olduğu cevabını verdi. 2013’ten beri otelde çalışan Can, sorular üstüne otelin imar affına dair bir bilgisi olmadığını söyledi. Ardından Can’a Efe Bozkurt’la arasındaki ilişki soruldu. Can yalnızca Efe Bozkurt otelde olduğunda bir ilişki kurduğunu söyledi. Ardından sanık avukatı Can’a yan taraftaki dört binanın nereye doğru devrildiğini sordu. Can, binaların otelin üzerine doğru devrildiğini söyledi.

Ahmet Bozkurt’la uzaktan akrabalığı olduğunu söyleyen Nusret Yıldız, son 10 yıldır Bozkurt’un mali müşavirliğini yaptığını söyledi. Efe Bozkurt’un iki yıldır alıştırma evresinde olduğu ve iş öğrendiğini, asıl karar alıcının Ahmet Bozkurt olduğunu söyledi. Bildiği kadarıyla Ahmet Bozkurt’un özel bir odası olduğunu söyleyen Yıldız, Bozkurt’un bir odası olduğu hatırlatması üzerine "Odası olduğunu ben de gazeteden öğrendim. Çok uzun süre otelde bulunmama gerek olmadığı için bilmiyorum” diye yanıt verdi. Resmi ve fiili olarak yetkinin Ahmet Bozkurt’a ait olduğunu ifade eden Yıldız, hisse devirleri sorulduğunda çok önemli hisse dağılımları olmadığını, kâr dağıtımı yapılmadığını söyledi. Efe ve Mehmet Fatih Bozkurt’un yetkisinin Ahmet Bozkurt bulunmadığında veya bankaya gidilmesi gerektiğinde olduğunu söyledi. Rehber grubunun varlığını bilip bilmediği sorulduğunda Yıldız, bunu sonradan öğrendiğini söyledi. Bu grubun ödemesine dair soruya ise "bilmiyorum" diye cevapladı. Avukat Şerif Özgür Urfa, otelde rehber ekibinin kaydı olmadığını söyledi.

Otelin yıkıldığını görünce şaşırdığını söyleyen Nusret Yıldız, "Ahmet Bey bir peçeteden dahi hesap sorar, bu sebeple yıkılmayacağını düşünürdüm” dedi. Yıldız’ın bu ifadesinin üstüne müşteki avukatları "Oteli Ahmet Bey mi inşa etti o zaman müteahhit yerine?" sorusuna ise yine "Bilmiyorum" diye cevap verdi.

Otelde aşçı olan Mehmet Ali Korkmaz, aşçılık yaptığı mutfağın ek binada olduğunu söyledi. İddianamede yer alan mutfağın olduğu binadan otele bağlantı olduğunu belirten Korkmaz, "Önden ve arkadan mutfağa giriş vardı. Otele geçişte bir koridor vardı. Nasıl açıldığını bilmiyorum” dedi.

BETONA DERE KUMU KARIŞTIRILMIŞ

Binanın yapımı sırasında kalıpçı olarak çalışan Abuzer Demir, Ahmet Bozkurt ve Mehmet Fatih Bozkurt’u otelden tanıdığını, Hasan Aslan ve Erdem Yıldız’ı inşaat işinde olduğu için tanıdığını söyledi. Demir, Ahmet Bozkurt’un kalıpçıya nervürlü demir kullanması için yüzde 50 daha fazla para ödediğini söylemesine dair ise "Öyle bir şey hatırlamıyorum” diye yanıt verdi. Ahmet Bozkurt’un binayı kendisinin yaptığını söyleyen Demir, beton dökümü sırasında Göksu çayından gelen kumla çimentonun karıştırıldığını, Adıyaman’da hâlâ bu şekilde beton döküldüğünü söyledi. Demirci, betoncu ve kalıpçıların Ahmet Bozkurt tarafından denetlendiğini ifade eden Demir, 1993’ten sonra binanın bir süre inşaat halinde beklediğini de ifade etti. O zamana kadarki yapılan kaba inşaatı koruyacak bir şey olup olmadığı sorusuna da olmadığı yönünde cevap verdi.

KARAKOLDA EFE BOZKURT DİYENLER, MAHKEMEDE AHMET BOZKURT DİYOR

Otelde temizlik görevlisi olarak çalışan Mahmut Çetin karakoldaki "Otelin sahibini Efe Bozkurt olarak bilirim" ifadesiyle ilgili, sahibi ifadesini çalışanlardan sorumlu anlamında kullandığını söyledi. Yine karakolda "Yan tarafta bulunan daireyi otelin bir parçası olarak bilirim" ifadelerini tekrarlayan Çetin, 8. katın temizliğini yaptığını belirtti. Terasın üstünün kapatılarak yapıldığı belirtilen kat hakkında ise Çetin diğer tanıkların aksine boş olarak bildiğini söyledi.

Deprem sırasında Gölbaşı'nda olduğunu söyleyen Mahmut Topbal, Ahmet Bozkurt'un otele geldiğinde lobide oturduğunu, otelde çalışanlar ve patron olarak "bir aile gibi" olduklarını söyledi. 8. katta Ahmet Bozkurt'a ait olan odaya dair "Odayı çok sık kullanmazdı ama iki günde üç günde bir çıkardı. Efe Bozkurt, Mehmet Fatih Bozkurt odaya gelmezdi. Üstünde sandviç panel, yanlarda cam kullanılmıştı" dedi. Karakoldaki ifadesinde 8. katta ytong beton kullanıldığını söyleyen Topbal, mahkemede bunun iç duvarlar için olduğunu söyledi. Bir dönem müdürlük yapan Topbal'a konu sorulduğunda, her imzayı Ahmet Bozkurt'un attığını söyleyerek yanıt verdi. Bunun üzerine avukatlar Mehmet Fatih Bozkurt'un imzaladığı imar affı başvurusunu sordu. 8. katta oturma salonu ve Bozkurt'a ait bir oda olduğunu söyleyen Topbal soru üzerine bunların 8. katın tamamını kapladığını söyledi. Tekrar soru yöneltilmesi üzerine restoran da olduğunu söyledi. Topbal, sandviç paneli tutması için alan boyunca çelik konstrüksiyon kullanıldığını söyledi.

Topbal yöneltilen bir soru üstüne Efe Bozkurt ve Mehmet Fatih Bozkurt'un imar affından yararlanan ve Bozkurt'un odasının bulunduğu katın durumunu bildiklerini söyledi. Sanık Ahmet Bozkurt'un sorusunun üzerine Topbal, restoranın söz konusu üst katta ve çekme katta olduğunu, imar affının üst kat için uygulandığını söyledi.

Yine Bozkurt ailesine ait Renault bayisinde çalışan Baran İnveyol, çalıştığı 8 sene boyunca birkaç defa otele araba bırakmak için uğradığını söyledi. Karakoldaki ifadesinde "İsias Otel Ahmet Bozkurt, Efe Bozkurt ve Mehmet Fatih Bozkurt'a aittir. 3 imza yetkilisi vardır" dediği hatırlatılan İnveyol, hisselere ve otel yönetimine dair bir bilgisi olmadığını söyledi. Tanığa üç imza yetkilisi olduğunu nereden bildiği sorulduğunda tahmin ettiğini söyledi.

Ekmek taşırken ekmek aracıyla otelin önünde depreme yakalandığını ve aracını bırakarak kaçtığını anlatan Yusuf Bozgun, binanın yıkılış yönünü anlamak üzere sorulan bir soru üzerine aracını anayola değil ara sokağa park ettiğini söyledi.

Yine Bozkurt ailesine ait Renault bayisinde çalışan İbrahim Saygılıer, Mehmet Fatih Bozkurt'un akşamları bazen otele gittiğini, 2021 yılında otele Efe Bozkurt'un baktığını ancak asıl sorumlunun Ahmet Bozkurt olduğunu söyledi. Karakol ifadesinde otelin Efe Bozkurt tarafından işletildiğini söylediği hatırlatılan Saygılıer, asıl sorumluluğun Ahmet Bozkurt'ta olduğunu tekrarladı.

Otelde aşçı olarak çalışan Muharrem Arslan'a karakoldaki ifadesinde otelin tüm işleyişinden Efe Bozkurt'un sorumlu olduğunu söylediği hatırlatıldı. Arslan sadece pratik işleyişten Efe Bozkurt'un sorumlu olduğunu tekrarladı. Arslan'a mutfaktan otele yapıldığı iddia edilen geçiş sorulduğunda Arslan, fotoğraf üzerinden bağlantıyı gösterdi.

"ENKAZ BAŞINDA OTELDEN SORUMLU KİMSE YOKTU"

Müşteki avukatları arama kurtarma çalışmalarına tüm süre boyunca katılan KKTC Başbakanlık Müsteşarı Durali Güçlüsoy'un da tanık olarak dinlenmesini talep etti. Sivil savuma bölge müdürü ve yardımcısı ile gelerek arama kurtarma çalışmalarına başladıklarını ifade eden Güçlüsoy, "Enkazdan canlı çıkarma ihtimalimiz az olduğundan, anında mevcut ekipman ve arama kurtarma personeliyle başladık" dedi. Binanın yola doğru yıkılması nedeniyle araç girişine izin vermediğini söyleyen Güçlüsoy, tanıklığına şöyle devam etti: "3. gün bize otelle ilgili bilgi verecek bir otel çalışanına rastladık. Bize otelle ilgili daha detaylı bir kroki çizmesini talep ettik. Biz enkazın ilk gününden itibaren yetkili birini aradık, valiliğe emniyete bildirdik. Enkazların çoğuna müdahale edilmemişti. Adıyaman özelinde bakılırsa en donanımlı arama kurtarma İsias Otel enkazında yapılmıştı. Ne insani olarak ne vicdani olarak ne ahlaki olarak bir destek, bir yardım görmedik. Bu da bizi çok etkiledi ve çok üzdü. Umarım bir daha böyle bir felaket görmeyiz"

"ENKAZ KUM YIĞINIYDI"

Binanın yıkılış şeklinden dolay yaşam üçgeni oluşmadığını, binanın ana caddeye doğru yıkıldığını ve yolu kapladığını anlatan Güçlüsoy, "Yandaki binanın çatısının düşmesinin mümkünatı yok. İhtiyacımız olabilecek tüm iş makinelerini alana çektik, ancak kullanmamıza gerek kalmadı. Çünkü binanın malzeme kalitesi iş makinesi gerektirecek güce sahip değildi. Gelen madenciler başarılı olamadı çünkü enkaz kum yığınına dönmüştü. Madenciler delik bulur, yaşam boşluklarını tespit ederek ilerler ancak bizim enkazda böyle bir yaşam alanı yoktu" dedi.

Çoğu bedenin şiltelerin üzerinde bulunduğunu, enkaz alanında ses duymadıklarını anlatan Güçlüsoy, Ahmet Bozkurt ve Mehmet Fatih Bozkurt'un sorularına cevap vererek tanıklığını şöyle bitirdi: "Enkaz başında otelden sorumlu kimse yoktu. Kesinlikle yoktu."

BASİT TAKSİR DEĞİL, OLASI KAST!

Tanık beyanlarının ardından müşteki avukatlarının mütalaaları ile devam etti. Müşteki avukatları sırasıyla binanın yapımındaki usulsüzlükleri sıralayarak taleplerini iletti. Avukatlar tanık beyanlarının çeliştiğini, neredeyse hepsinin karakolda verdikleri ifadeyi değiştirdiğini ve kabul edilemeyeceğini söyledi. Ahmet Bozkurt'un pişmanlık göstermediğine dikkat çekti. Avukatlar sanıkların tutukluluk hâllerinin devamını, tutuklu yargılanmayan sanıkların da davanın geri kalanında tutuklu yargılanmasını talep etti. Avukatlar aynı zamanda Mehmet Fatih Bozkurt, Efe Bozkurt  ve Ahmet Bozkurt'un kaldığı cezaevlerinin ayrılmasını ve tüm sanıkların bir sonraki duruşmalarda mahkeme salonunda hazır bulundurulmasını talep etti. Müşteki avukatları üniversite raporlarına ek olarak Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliğinden (TMMOB) de kusur raporu talep etti. Katliamda payı olan kamu görevlilerinin yargılanmasını ve kamu görevlilerine ilişkin, hâlâ iddianamesi savcılıkta bekleyen dosyanın sanıkların dosyasıyla birleştirilmesini talep etti. Aynı zamanda 4 ve 5 Şubat'a dair otel kayıtlarının dava dosyasına eklenmesini talep eden avukatlar, tur rehberlerinin otel kayıtlarına ulaşamadıklarını tekrarladı. Eksik statik raporlarından ruhsatsız kata kadar bir ihmal zincirine dikkat çeken avukatlar, sorumluların ve otelin yürütme kurulunun tamamının olası kastla yargılanması taleplerini de yineledi. 

FENNİ MESUL ASLAN'IN YAPI DENETİM KANUNA MUHALEFETTEN ADLİ SİCİLİ VARMIŞ!

Müşteki avukatları ihmaller zincirinde '93 tarihli ruhsatta fenni mesul olarak gözüken Hasan Aslan'ın daha önce yapı denetim kanununa muhalefet ettiği gerekçesiyle adli kaydı olduğunu da aktardı. Avukatlar, "İsias enkazında Türkiye Cumhuriyeti aileleri yalnız bırakmıştır, biz bu konuyla ilgili tüm idarelere başvuruyoruz. (Mahkeme heyetine) Siz de bu yalnız bırakışa ortak olmayın" dedi.

DURUŞMA 6 OCAK'TA DEVAM EDECEK

Duruşmaya 6 Ocak Cumartesi devam etmek üzere ara verildi. Duruşma sanık avukatlarının savunmalarıyla devam edecek.

Duruşma sonrası gazetemize konuşan Avukat Rozerin Seda Kip, "Adıyaman Adliyesinde üçüncü celsenin sonunda duruşma yarına ertelendi. Çok kapsamlı, çok acılı, çok duygulu bir duruşma olduğu için yargılamanın her aşamasında detaylara girildiği için uzun sürüyor. Sabah 9'dan gece 12'ye kadar süren yargılamalar yapılıyor. Belki de Türkiye tarihinin en enteresan davalarından birine tanık oluyoruz. Üçüncü günde müştekilerin ardından müşteki vekilleri olarak bizler beyanda bulunduk. Beyanlarımızın içeriği bilinçli taksirle düzenlenen iddianamenin olası kastla insan öldürmekten kaynaklı iddianameye dönüştürülmesi. Çünkü iddianame olası kastı bile geçen bir ton delille dolu. Bizim beklentimiz bu yönde, delilleri tartıştık. Yarın sanık avukatlarının mütalaalarıyla duruşmaya devam edeceğiz" dedi.

İDDİANAMEDE NELER VAR?

Maraş merkezli 6 Şubat’taki depremlerde yıkılan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden (KKTC) içlerinde sporcu, öğretmen ve tur rehberinin de bulunduğu 72 kişinin yaşamını yitirdiği Grand Hotel İsias isimli otele ilişkin hazırlanan iddianamede, 11 sanık hakkında “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası isteniyor. Ayrıca iddianamede 2018’de otelin imar affından yararlandığı ve bazı teknik gerekliliklerin sağlanmadığı bilgileri yer alıyor.

Davaya ilişkin hazırlanan iddianamede,

  • Bina projesinin 11 normal kat olmak üzere toplam 13 kat olarak hazırlandığı fakat ruhsatın 9 kat olarak verildiği,
  • Proje bilgileri ile ruhsat bilgilerinin uyuşmadığı,
  • Zemin etüt raporunun bulunmadığı,
  • Yapı kullanma izin belgesinin mevcut olmadığı,
  • Ruhsatsız olarak yapılan 8. kata 11.10.2018 tarihli yapı kayıt belgesinin düzenlendiği,
  • 6.03.2003 tarihli inceleme raporu ve 31.07.2003 tarihli genel denetim raporuyla denetimde tespit edilen eksiklikler ve çelişki içeren hususlar nedeniyle para cezası verildiği,
  • Bir otel çalışanının beyanında otelin teras katından otele sonradan dahil ettikleri ve halen mutfak olarak kullanılan binaya bağlantı yapıldığı,
  • Yine başka bir otel çalışanının beyanında ise ara duvarın kaldırılarak müdür ofisinin genişletildiği,
  • 2016’da içerisinde ruhsatsız bir kat eklendiği ve toplam kat sayısının dokuzdan ona çıktığının görüldüğü ve 2018’de imar affından faydalandığı, bilgileri yer aldı.

İddianamede yer alan bilirkişi raporunda ise yıkılan binanın taşıyıcı sistem elemanlarında donatı detayı ile ilgili eksiklikler olduğunun anlaşıldığı, donatı detayı eksikliklerininbinanın yıkılma nedenlerinden biri olabileceği, beton basınç dayanımlarının da değerlendirme kriterlerine göre şartları sağlamadığı ifadeleri yer aldı.

Davada kamu görevlisi olan diğer şüphelilerin ve tespit edebilecek şüphelilerin olduğu dosya ayrıldı, ona ilişkin soruşturma ayrı bir dosya olarak cumhuriyet başsavcılığı tarafından yürütülüyor.

ÖNCEKİ HABER

Kars'ta 2 otobüs ve 1 TIR zincirleme kaza yaptı: 2 ölü, 8 yaralı

SONRAKİ HABER

CHP, İmamoğlu'nun adaylığını açıkladı: İstanbul’u yeniden kazanacağız, İstanbul İttifakıyla başaracağız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa