6 Ocak 2024 11:47
/
Güncelleme: 23:02

İsias Oteli davası 26 Nisan 2024'e ertelendi

Depremde 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Oteli'ne ilişkin davanın görülmesine dördüncü gününde devam etti. Ara kararını açıklayan mahkeme "tüm sanıklar tutuklu yargılansın" talebini kabul etmedi.

İsias Oteli davası 26 Nisan 2024'e ertelendi

Fotoğraf: Nisa Sude Demirel/Evrensel

Nisa Sude DEMİREL
Adıyaman

Adıyaman'da, Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinde 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel'e ilişkin dava görülmeye devam ediyor. 5'i tutuklu 11 sanığın yargılandığı üç günde bitmesi beklenen dava uzayarak cumartesi gününe sarktı.

Mahkeme heyeti ara kararı açıkladı. Avukatların, tüm sanıkların tutuklu yargılanması talebini kabul etmeyen mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına, tutuksuz sanıkların adli tedbir kararlarının itiraz yolu açık olmak üzere devamına karar verdi.

Bir sonraki duruşma 26 Nisan 2024'e ertelendi.

DÖRDÜNCÜ DURUŞMADA NELER YAŞANDI?

Mahkeme, savcının mütalaasını açıklamasıyla başladı. Tutuklu sanıkların tutukluluğunun, tutuksuz sanıkların ise adli kontrol halinin devamını isteyen savcı; sanıkların cezaevlerinin ayrılması, tutuksuz yargılanan sanıkların tutuklanması, tanık Cuma Tofan’ın yanlış tanıklık yaptığı hakkında suç duyurusunda bulunulması taleplerine ise katılmadı.

Savcılık mütalaasının ardından tutuksuz sanıkların savunmaları başladı. Bilge Açık, "Ben 93 yılından beri Adıyaman'da yaşamıyorum. Adana'dan da çok sık Adıyaman'a gelemiyorum. Elbette otelde kaldığım olmuştur ama babama ait odanın olduğu kata dair hiçbir şey bilmiyorum" dedi. Mehmet Göncüoğlu ise depremden sonra kaçtığı iddialarını yalanladı, daha önceki ifadelerini tekrarladı. Ahmet Bozkurt'un avukatı Fuat Göktaş'ın sorusu üzerine Göncüoğlu, ruhsatın alındığı tarihte zemin etüdü yaptırmanın zorunlu olmadığını, zemin etüdünün mal sahibi tarafından istenmesi gerektiğini söyledi.

'ŞEKLİ ORTAKLIK' SAVUNMALARI DEVAM EDİYOR

Seda Zeren de yaklaşık 32 senedir Adana'da yaşadığını, Adıyaman'a gidip gelse de otelde herhangi bir görevi veya söz hakkı olmadığını söyledi. "İftiraları" kabul etmediğini söyleyen Zeren, beraatini talep etti. Ulviye Bozkurt da olayla bir alakası olmadığını söyleyerek beraatini talep etti. Şule Özbek ifadelerini tekrarlayıp, ailesine ve kendisine yönelik 'iftiraları' kabul etmeyerek, beraatini talep etti. Seda Zeren ve Şule Özbek'in avukatları ise iki kardeşin de uzun zamandır Adıyaman'da yaşamadığı yönünde savunma yaptı.

Ulviye Bozkurt'un avukatı Emin Emre Sarıgül ne ortaklıkta ne de hisse payında bir yetkisi olduğunu söyledi. Sarıgül Ulviye Bozkurt'un otelin bazı çalışanları tarafından bile tanınmadığını, sadece şekli Adıyaman şartlarında kadınların çalıştırılmadığını ifade eden Sarıgül, Ulviye Bozkurt'un bir otel yönetecek yeterlikte olmadığını söyledi, adli kontrol kararının da kaldırılmasını talep etti.

"SANIKLARA ÖNYARGIYLA YAKLAŞILIYOR"

Yine Mehmet Fatih Bozkurt'un avukatı Raşit Yılmaz, binanın çeşitli teknik unsurlarını bilirkişi raporlarını yazan akademisyenlerden farklı akademisyenlere incelettiğini, akademisyenlerin binayı sağlam bulduğunu ifade etti. İddianamede olması gerekenden az olduğu ifade edilen etriye aralığının az olmadığını, kendisinin ölçtürdüğünü ancak daha sonra enkaz alanının ihalesinin verildiğini ve demirlerin alandan götürüldüğünü iddia etti. Yılmaz yine davaya önyargıyla yaklaşıldığını, kamuoyu baskısı oluşturulduğunu iddia etti. İsias Otel'in çevresindeki binaların yıkılmamasını ise Yılmaz, yine bir akademisyene sorduğu ve depremin homojen olmadığı gerekçesiyle açıkladı. Bozkurt'un avukatları dava boyunca sadece tanıkların aleyhine delillerin toplandığını iddia etti. Ayrıca avukatlar ruhsattaki eksiklikleri de "Devlet disiplinini tüm dünyaya göstermiş bir milletiz, devletimiz aleyhine söylenenleri kabul etmiyorum" diye savundu.

Ahmet Bozkurt'un avukatı Fuat Göktaş'ın savunmaya başlarken müşteki avukatlarının mahkeme heyetine parmak salladığını iddia etmesiyle avukatlar arasında tartışma çıktı. Mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi.

SUÇLU USULSÜZLÜKLER DEĞİL DEPREMMİŞ!

Aranın ardından konuşan sanık Ahmet Bozkurt savunmasında ruhsatların belediye tarafından onaylandığını, devlette ahbap-çavuş ilişkisi olmayacağını, müşteki avukatlarının iddialarının aksine her şeyin usulüne uygun olduğunu, ruhsatsız katın asmolen tavan şeklinde yapıldığını iddia etti. Bokurt, depremin büyüklüğünün 7'den küçük olduğu durumda otelin yıkılmayacağını söyledi, kendisinin Gebze'ye kaçtığı iddialarını ise yalanladı.

Bir suçlu aranıyorsa bunun depremin büyüklüğü olduğunu söyleyen Bozkurt, depremin büyük bir felaket olduğuna dair söylemlerini yineledi. Bozkurt tekrar pişman olmadığını, üzgün olduğunu söyledi; sağlık durumu nedeniyle tahliyesini talep etti. Sanık Efe Bozkurt da önceki ifadelerini tekrarladığını söyleyerek tahliyesini talep etti. Sanık Mehmet Fatih Bozkurt yeniden yaptığı her şeyi babasının talimatıyla yaptığını söyledi. Otelde bir görevi olsa da bunun suç olmadığını ifade eden Bozkurt, otelle ilişkisinin sadece hisse sahibi olmasından kaynaklandığını söyledi. Bozkurt hakkındaki suçlamaları reddetti.

"İMAR AFFINA KARŞIYIZ AMA DEVLET YASAL BİR HAK VERMİŞ"

Mehmet Fatih Bozkurt'un avukatı Celal Nuri Demirtürk Adıyaman'da 17 bin kişi öldüğünü, sadece İsias davasının gündeme geldiğini, mahkemelerin bu konuya hassasiyeti göstermesi gerektiğini söyledi. KTÜ'den gelen bilirkişi raporunu Gazi Üniversitesinden hocalara incelettiklerini ifade eden Demirtürk, "Bu dava duygusal değil bilimsel ilerlemelidir. Bu davanın konusu hukuki değil tekniktir. Tamam imar affına karşıyız ama devlet yasal bir hak vermiş, artık bu kata kaçak diyemeyiz" dedi. İddianamede Mehmet Fatih Bozkurt'a dair tek suçlamanın imar affı başvurusu olduğunu söyleyen Demirtürk, "Tamam imar affına karşıyız ama devlet yasal bir hak vermiş, artık bu kata kaçak diyemeyiz. Bu başvuruyu Mehmet Fatih Bozkurt'un yapmış olması onun kendi iradesiyle yaptığı anlamına gelmez. Ahmet Bozkurt yapamadığı için Mehmet Fatih Bozkurt yapmış olabilir, ben de yapamadım daha önce. Yetkisi olsa da olmasa da imar affı ile ilgili müracaat etmiş olması suç değildir" ifadelerini kullandı.

"AHMET BOZKURT'UN TEK SORUMLULUĞU İYİ MALZEME BULMAKTIR"

Aranın ardından duruşma Fuat Göktaş'ın savunmasıyla devam etti. Müteahhit olmak için herhangi bir diplomaya ihtiyaç olmadığını ifade eden Göktaş, "Müvekkilimin tek sorumluluğu gerekli malzemeleri temin etmektir. Kendisi de ifadesinde bunların en iyisini bulmaya çalıştığını söylemiştir. İyi işçiyi bulmak, iyi malzemeyi bulmak. Benim müvekkilimin sorumluluğu burada bitiyor" dedi.

Belediyeye giden herhangi bir kişiye imar artışının olabileceğinin söylendiğini ifade eden Göktaş, "Bu Ahmet Bozkurt'un kolunun uzun olduğunu veya ilişkilerinin olduğunu göstermez" şeklinde konuştu. Yine aynı şekilde Kalkınma Bankasından alınan kredilerin de teşvik bölgesi olan Adıyaman'da otel yapacak herhangi birine verileceğini söyleyen Göktaş, "Sürekli kaçak kat olarak bahsedilen alanın tamamının kaçak olduğu anlamına gelmez, kaçak metrekare şeklinde olabilir. Raporda kaçak kat denmiyor" dedi.

Hakimin enkaz üstündeki beton parçalarına dair sorusu üzerine Göktaş, "Beton parçaları, Ahmet Bozkurt'un odasının ara bölmeleridir. Bu betonların da doğrudan binanın yıkımına sebep olup olmayacağı raporlanmalıdır" diye yanıt verdi. KTÜ bilirkişi raporunda usulsüzlüklerin olduğunu ifade eden Göktaş "Bir binayı sadece deprem yıkmaz, kötü malzeme kullanmak da yıkar. Ama benim müvekkilimin binası sağlamdır" dedi. Göktaş'ın ardından savunma yapan Efe Bozkurt'un avukatları da bina yapılırken Efe Bozkurt'un yaşının küçük olmasını sebep göstererek durumdan sorumlu olamayacağını söyledi. Ardından savunmasını yapan Fenni Mesul Halil Bağcı inşaattan haberinin olmadığını, yazdığı raporda bir kusur bulunmadığını söyledi. Bağcı, belediye yetkililerinin statik proje yeterliliği verdiğini iddia etti. Halil Bağcı'nın avukatı da belediyenin bina kaba inşaat şeklinde bekledikten sonra yeniden inşaata başlarken performans denetimi yapması gerektiğini, belediyenin bu konuda hatalı olduğunu söyledi. İmar affının depremlerin ardından gelen yıkımdaki rolüne de dikkat çeken avukat gerekçeli kararda imar affına da yer verilmesini istedi.

ARA KARAR BEKLENİYOR

Sanık Erdem Yıldız da 30 yıldır mimarlık yaptığını, hiç statik proje yapmadığını söyledi. Bir mimarın statik proje yapamayacağını söyleyen Yıldız, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini ifade etti. Yıldız'ın avukatları da Erdem Yıldız'ın mimar olduğu ve ince işleri yaptığını vurgulayarak Yıldız'ın tahliyesini talep etti.

Mahkeme ara kararı açıkladı. Avukatların, tüm sanıkların tutuklu yargılanması talebini kabul etmeyen mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına, tutuksuz sanıkların adli tedbir kararlarının itiraz yolu açık olmak üzere devamına karar verdi.

Evrensel'i Takip Et