Gazeteci Bahadır Özgür: Kentsel dönüşüm yasasındaki değişiklik her mahallede anlatılmalı
EMEP Bakırköy İlçe Örgütü, kentsel dönüşüm yasası olarak da bilinen 6306 Sayılı Kanun’da yapılan değişiklikleri Gazeteci Bahadır Özgür ile tartıştı.
Fotoğraf: Evrensel
Emek Partisi (EMEP) Bakırköy İlçe Örgütü tarafından “Rezerv yapı alanı mı rant alanı mı?” konulu panel düzenlendi. Panele Gazeteci Bahadır Özgür konuşmacı olarak katıldı.
Bakırköy Mimarlar Odası konferans salonunda düzenlenen panelde konuşan Bahadır Özgür, kentsel dönüşüm yasası olarak da bilinen 6306 Sayılı Kanun’da yapılan değişiklikler ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulan yeni bir başkanlık yapılanmasına dikkat çekti. “Kentsel dönüşüm yasası gerçekten depremden bizi korumak için mi yoksa yeni bir müteahhitlik projesi mi” sorusuna Özgür 3 ana başlık altında cevap verdi:
"DEPREM TOPLANMA ALANLARI YOK EDİLDİ"
“Bir, tescil dışı alanların hazineye kaydedilip sonra imar haklarının cumhurbaşkanlığına devredilmesi yetkisi. Tescil dışı alanlar, tarım alanları, ormanlar, su kaynakları, kıyılar ve bunun yanı sıra kent içerisindeki yollar, boş alanlar, yeşil alanlar, yol için terk edilmiş bölgeler... Bunlar aslında kamunun ortak alanlarıdır hazine malı sayılmaz. Bu yasayla bu alanlar hazineye geçiriliyor ve imara açmak için cumhurbaşkanlığına devrediliyor.
İki, cumhurbaşkanı kararı ile Şirket kurma veya özel şirketlere ortak olma yetkisi. Örnek olarak varlık fonu, birçok bölgeyi kendine yakın şirketlere endüstri bölgesi ilan ederek onlarla ortak olma... 11 yılda İstanbul’un öncelikli riskli alanlarının sadece yüzde 2’sini dönüştürdüler. Geri kalana ne oldu? Defalarca örnekleri sıralandı. Lüks konutlar, AVM’ler, rezidanslar dikildi. Deprem toplanma alanları yok edildi. Parklar, yeşil alanlar, askeri bölgeler yandaş şirketlere ihale edildi ve imara açıldı. 130 büyük projede imar oyunları ile 85 milyar dolarlık inşaat rantı yaratıldı. Bu parayla bile riskli alanlar bir kaç kez dönüştürülebilirdi. Yani yandaşa imar rantı sağlarken, üzerinde yapı olmayan yerleri riskli alan ilan edip, mesela Suudi Arabistanlı şirketlere rezidanslar yaptırılmış, muhalefetin açtığı davalar buna engel olamamıştı.
Üç, tapuya ortak olma ve ihale ile bu payı satma yetkisi. Var olan evinizin değerini STK onaylı gayri menkul değerleme şirketi belirliyor. Evinize biçilen değeri dönüştürmek için üzerine inşaat maliyet bedelini de ekleyerek tapunuza ortak oluyor, yaklaşık yüzde elli oranında ve size bunu alabilecek misiniz, diye soruyor. Eğer dönüşüm kapsamına alınan evinizin üzerinde banka kredisinden kaynaklı ipotek varsa buna ortak olmuyor sadece temiz kısmına ortak oluyor. Süreç içerisinde para bulur ve evinin kalan kısmını almak ister iseniz o günün rayiç bedelini ödeyerek kalan kısmını alabilirsiniz. Size o evde kira ödemeden oturabilirsiniz diyor ama siz öldükten sonra çocuklarınız o evde kira ödemeden oturamaz. Çocuklarınıza paran varsa annenden babandan kalan payını sana satıyım paran yoksa ihale usulü bu evi satıp sana kalan payı vereceğim diyor.”
"HALKA ANLATILMALI"
Özgür sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu yasa, anayasal barınma hakkımızı elimizden alıyor, mevcut hükümet kentsel dönüşüm yasasında yaptığı değişikliklerle arzu ettiği her yeri riskli ve rezerv alanı ilan ediyor. Bu konu görmezden gelemeyeceğimiz kadar önemlidir. Konunun semtlerde ve mahallelerde özellikle muhtarlar üzerinden halka anlatılması ve toplumun bilgilendirilmesi gerekir.” (İstanbul/EVRENSEL)