Erdoğan'ın hayali: Seri katil hastaneler
Erdoğan’ın “10 yıllık hayalim” dediği sağlıkta kamu-özel ortaklığı sistemi İngiltere’de her yıl 30 bin kişinin ölümüne yol açıyor.Vikipedi’de yer alan tanımlamaya göre seri katil, benzer özellikler taşıyan kurbanlarını aynı kurguda öldürüyor. Bu tanımlamaya göre İngiltere’nin
Vikipedi’de yer alan tanımlamaya göre seri katil, benzer özellikler taşıyan kurbanlarını aynı kurguda öldürüyor. Bu tanımlamaya göre İngiltere’nin en büyük seri katili ise uygulanmakta olan Ulusal Sağlık Sistemi (NHS). Zira İngiltere’de parası olmayanın sağlık hizmeti alamadığı bu sistem nedeniyle her yıl 30 bin kişi hayatını kaybediyor. Üstelik bu ölümlerin nedeni devlet sağlığa daha az para ayırdığı için da yaşanmıyor. İngiltere’nin sağlık bütçesi son 20 yıl içinde tam üç katına çıktı. Ancak bu para halkın sağlık hizmetine değil, özel şirketlerin kasasına akıyor. İngiltere’de çıkan Times gazetesine konuşan Sağlık Bakanı Jeremy Hunt da bunu doğruluyor. Hunt, teşhis ve tedavideki yetersizlikler sonucu çok sayıda kişinin önlenebilir hastalıklar nedeniyle hayatını kaybettiğini dile getirdi. BAŞBAKANIN HAYALİ İngiltere’deki sağlık sisteminin geldiği bu nokta Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Başbakanın “10 yıllık hayalim” dediği kamu özel ortaklığı sistemi, İngiltere’deki bu sağlık sistemi örnek alınarak yasalaştırıldı. Kamu özel ortaklığını içeren yasa Mecliste görüşüldüğünde de AKP adına yapılan konuşmalarda bu vurgu dile getirilmişti. TÜRKİYE İÇİN DAHA VAHİM OLUR Gelişmeleri gazetemize değerlendiren Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyesi Osman Öztürk, sağlıkta özelleştirme politikalarının İngiltere’de yaşanan durumu yarattığına dikkat çekti. Bu politikalarla parası olmayanların sağlık hizmetine erişememesini ya da kalitesiz olmasına yol açtığını dile getiren Öztürk, “Türkiye’de bu politikaların çıktısı daha vahim olur. İngiltere’de bir takım koruma politikaları var ve Türkiye’ye göre daha gelişkin. Ama yaşanacakları Türkiye için hayal bile etmek istemiyorum” dedi. PARA KİMİN İÇİN HARCANIYOR? Türkiye’de de İngiltere’de olduğu gibi sağlığa ayrılan miktarın arttığını anlatan Öztürk, “Ancak burada önemli olan bu paranın ne şekilde ve nereye harcandığıdır. Bunun en kötü örneği ABD’dir. En çok para orada harcanıyor ama bundan ancak zengin bir grup yararlanıyor. Türkiye’de de pay arttı ama aynı zamanda sağlık paralı hale geldi. Örneğin sadece muayene için ödenen miktarın toplamı 2012 yılı için 2.1 katrilyon oldu” diye konuştu. Bu paranın ağırlıklı olarak özel hastanelere, ilaç ve teknoloji tekelleri için kullanıldığına işaret eden Öztürk, bu sistemin vatandaşa olumlu yansımayacağına dikkat çekti. NHS NASIL İŞLİYOR? İngiltere’de uygulanan sağlık sistemi, halk sağlığından çok kâr hedefiyle çalışıyor. NHS’ye bağlı en büyük hastanelerde, yeterli parası olmayan hastalar tedavi edilmiyor. Uzmanlaşmış hastaneler yüksek miktarda para ödeyebilen hastalara öncelik tanıyor, tedavileri öne alınıyor ve en iyi doktorlar tahsis ediliyor. Diğerleri ise ya kaderleriyle başbaşa bırakılıyor ya da ikinci sınıf hastanelere sevk ediliyor. Örneğin kalp baypas ameli-yatı olmak isteyen sigortalılara, altı ay ila bir yıl arasında bekleme süresi veriliyor. Aynı hastaların 15 bin sterlin ödemeleri durumunda ise hemen ve istedikleri doktor tarafından ameliyat olabilmeleri sağlanıyor. Hastanelerin, paralı hastalar için hazırladığı satış broşüründe şu sözler yer alıyor: “Dünyanın dört bir tarafından bize gelen özel hastalarımız, 24 saat boyunca, özel bir hastanenin konforu içinde tedavi edilmektedir. Özel koğuşumuzdaki tüm odalar tek kişiliktir. Özel banyolar, telefon ve uydu kanallarını alan televizyonumuz bulunmaktadır.” Broşürlerin hemen sonunda ise kredi kartı ve nakit ödemenin yanı sıra çek de kabul edildiği yazıyor. Parası olan bir özel hastaya karşılık, çok sayıda sigortalıya ise tedavi verilmiyor. KANADA ÖRNEĞİ OLACAKLARI GÖSTERİYOR Kamu Özel Ortaklığı (KÖO) uygulama ve sonuçlarına, TTB tarafından yayınlanan, Kanada Kamu Emekçileri Sendikasının “Kamu Özel Ortaklığı Hastaneleri: Yanlış Yön” adlı araştırma raporunda ayrıntılı olarak yer veriliyor. KÖO hastanelerini “kâr amaçlı hastaneler” olarak niteleyen sendikanın hastaneleri incelemesinden çıkardığı sonuçların özeti şöyle: KÖO hastanelerinin aşırı harcamaları Kanada ekonomisine zarar veriyor. Hizmet kalitesini olumsuz etkiliyor, erişimi kısıtlıyor. KÖO şirketleri, sözleşmeleri gizliyor ve kamu denetiminden kaçırıyor. Hastanelerin merkezi yerlerde toplanması nedeniyle kırsal kesimdeki kamu hastaneleri kapatılıyor ve küçük yerleşim yerlerindeki hastaların erişimi zorlaştırılıyor, acil bakım hastaları sıkıntı yaşıyor. Daha az insan çalıştırılması nedeniyle temizlik işleri aksıyor, kâr dürtüsü hizmet kalitesinin önüne geçiyor. Toplam yatak sayısı azalıp, erişebilirlik kısıtlanırken hizmet kalitesi de geriliyor. Daha küçük kamu hastaneleri KÖO’lar yüzünden kapandıkça acil bakım hizmetleri giderek erişilmez oluyor. YENİ ZELANDA: UMARIZ AYNI HATAYI YAPMAYIZ Kamu-özel ortaklığını içeren yasaya ilişkin Meclis alt komisyonunda TTB adına yapılan sunumda, bu sistemin özelleştirme anlamına geldiğini belirterek İngiltereli akademisyenlerin tespiti aktarılmıştı: “Kamu özel ortaklığı, özelleştirme ya da imtiyaz kelimelerinin olumsuz etkisinin yarattığı psikolojik karşı duruşu engellemek için icat edilmiş bir kelime oyunudur.” Sunumda dikkat çeken konulardan biri de aynı sistemin gündeme geldiği Yeni Zelanda’da yapılan değerlendirme. İngiltere’deki kamu özel ortaklığı modelinin dev bir oyuna-tertibe dönüştüğü belirtilen değerlendirmede, “Umarız kendimizi hastaların değil finansörlerin yararına, pahalı, esnek olmayan, verimsiz özel sektör düzenlemelerine bağlayıp İngiliz kuzenlerimizin ve diğer ülkelerin yaptığı hataları yapmayız” dendi. (İstanbul/EVRENSEL) Kenan Ateş: NHS ve John'un kıvranışı http://evrensel.net/news.php?id=50758