9 Ocak 2024 08:00

Psikiyatr Doç. Dr. Halis Ulaş: İşsizlik gençlerde intiharı tetikliyor

İstatistik yok ancak genç intiharları artıyor. Psikiyatr Doç. Dr. Halis Ulaş, 2002-2022 yılları arasında intihar eden 65 bin 545 kişinin 6 bine yakınının ekonomik sebeplerle intihar ettiğini söyledi.

Psikiyatr Doç. Dr. Halis Ulaş: İşsizlik gençlerde intiharı tetikliyor

Halis Ulaş | Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel

Ramis SAĞLAM
İzmir

Derinleşen ekonomik kriz toplumda farklı sonuçlar doğurmaya devam ediyor. Özellikle gençler arasında işsizlik ve gelecek kaygısı oldukça yaygın. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Aç kalan yok, vicdansızlık yapmayın”; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın ise “Türkiye’de aşırı yoksulluk veya açlık sınırı içinde yaşayan kişi yok” açıklamalarına karşın uzmanlar artan yoksulluk, genç işsizliği ve geleceksizlik nedeniyle genç intiharlarındaki artışa dikkat çekiyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ise 2019 yılından bu yana intihar istatistiklerini açıklamıyor.

Dünyada her yıl yaklaşık 700 bin intihar yaşanıyor. Bu intiharların yüzde 77’si düşük ve orta gelir grubundaki ülkelerde gerçekleşiyor. Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) 2019 verilerine göre 15-29 yaş arasındaki ölümlerde intihar 4. sırada yer alıyor.

TÜİK’in açıkladığı verilere göre 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı önceki yıllara göre artış gösterdi. DİSK-AR’ın TÜİK verilerinden yola çıkarak yaptığı hesaplamaya göre geniş tanımlı işsizlik sayısı 1.4 milyon artarak 9 milyona dayandı. İşsizlik ve intihar girişimi arasındaki bağlantıyı Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi (DEÜTF) Psikiyatri Ana Bilim Dalından Doç. Dr. Halis Ulaş ile konuştuk.

İntiharın ortaya çıkmasında biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörleri göz önünde bulundurmak gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Halis Ulaş, “Bu çerçevede sosyal faktörler içinde yer alan yoksulluk ve işsizlik başlıklarına ayrı bir pencere açmanın da önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.

KORE VE TAYVAN ÖRNEĞİ

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonomik krizin yaşanan intiharlarda önemli yer tuttuğu biliniyor. İşsizliğin intiharla ilişkisinin 100 yılı aşkın bir süredir bilindiğini aktaran Ulaş, “İşsizlik ve intihar ilişkisi ilk olarak Emil Durkheim tarafından tanımlandı. Durkheim işsizliğin sosyal izolasyonu arttırdığını, sosyal izolasyonun da intihar riskinde artışa neden olduğunu belirtmişti. İşsizlik ve intihar arasındaki nedensel ilişkiyi araştıran çalışmalarda, işsiz olan bireylerin çalışanlara göre intiharının 2-3 kat arttığı tespit edilmiştir” diye konuştu.

İşsizlik oranlarında belirgin artış olması nedeniyle intiharın ekonomik krizle ilişkisini araştıran çalışmalar bulunduğunu söyleyen Ulaş, “1997 Güney Doğu Asya krizi sonrasında Kore’de intihar oranlarının yüzde 63 oranında arttığı saptandı. Bu artışın ekonomik büyüme oranı ile negatif, işsizlik oranı ile pozitif ilişkili olduğu belirlendi. Aynı çalışmada intihar oranlarının sosyoekonomik düzeyi düşük insanlarda daha fazla görüldüğü de kayıtlara yansıdı. Benzer şekilde kriz sonrası Tayvan’da da intihar oranlarının arttığı saptanmış. İntihar oranları 1999 yılında Tayvan tarihindeki en yüksek orana ulaşmıştır. Bu artışın da ekonomik büyümedeki ani düşüş ve işsizlik oranındaki artış ile ilişkili olduğu düşünülmektedir” dedi.

İSTATİSTİKLER AÇIKLANMIYOR

Ülkemizde işsizlik ve yoksullukla intihar ilişkisini doğrudan inceleyen kapsamlı bilimsel çalışmalar bulunmadığını söyleyen Ulaş, “Bu noktada TÜİK ölüm istatistikleri içerisinde yer alan intihar oranları el yordamı ile bazı şeyleri anlamamıza aracılık edebilir. Gerçi ülkemizde kovid-19 pandemisi baş gösterdikten sonra 3 yıl süresince hiçbir gerekçe gösterilmeden yayımlanmasına ara verilen bu istatistikler ne kadar ince elenmiş ne kadar sık dokunmuştur bir şey söylemek zor. Haziran 2023 tarihinde yayımlanan bu raporun intihar istatistiklerine baktığımızda; özellikle 2017-2021 yılları arasında yaşanan artışın dikkat çekici olduğu görülmektedir. 2017 yılında 100 bin kişide intihar oranı 3.94 iken, 2021 yılında bu oranın 4.98’e yükseldiği görülmektedir” diye konuştu.

ORTALAMA ÜCRETLERDEKİ DÜŞÜŞÜN ETKİSİ

İntiharların eğitim düzeyine göre incelenmesi sonucunda da önemli bir durumun dikkat çektiğini söyleyen Ulaş, “Yükseköğretim mezunlarının intihar oralarında önemli bir artış yaşandığı gözlemleniyor. 2016 yılında kadın intiharları arasında yükseköğretim mezunlarının oranı yüzde 8.6 iken; 2022’de bu oran yüzde 12.7’ye ulaştı. Yine aynı dönem içinde bu oran erkeklerde yüzde 13’ten yüzde 16.2’ye ulaştı. Bu süreç son yıllarda özellikle ortalama ücretlerin asgari ücrete eşitlenmesi çabasının bir sonucuna işaret ediyor olabilir. Son yıllarda özellikle üniversite mezunu çalışanların ekonomik kazançlarındaki düşüş ciddi bir geçim sıkıntısına yol açmış ve bu sıkıntı da yükseköğretim mezunları arasındaki intihar oranlarındaki artışın nedenlerinden biri olabilir” dedi.

İNTİHAR NEDENLERİ

WHO’nun yayımladığı intihar raporuna göre intihara sürükleyebilecek riskler arasında ilk sırada aile içi anlaşmazlıklar, akıl hastalıkları yer alırken ekonomik sıkıntı ve bunalımlar hızla yaygınlaşıyor. Çiftler arasında şiddet olaylarının yaşanması, iş kaybı, kişinin çocukluk döneminde psikolojik taciz ve baskıya maruz kalması, alkol ve esrar kullanımı da insanların yaşamlarını sonlandırmasına neden olabilecek faktörler arasında gösteriliyor. Raporda yer alan dikkat çekici istatistikler ise şöyle:

  • Dünya üzerinde her yıl 700 bin insan intihar nedeniyle hayatını kaybediyor
  • Kadınlara göre erkekler, 4 kat daha fazla hayatını kaybediyor
  • 15 ve 19 yaşları arasında intihar ölüm sebepleri arasında dördüncü sırada
  • Dünya üzerinde gerçekleşen intiharların yüzde 77’si düşük ve orta gelirli ülkelerde gerçekleşiyor
  • Önceden yapılmış bir intihar teşebbüsü intiharın asıl belirleyicisi

Evrensel'i Takip Et