En meşru taleplerimiz için en meşru yönteme soruşturma
Anayasa tarafından korunan toplantı ve gösteri yürüyüşü gerçekleştirme hakkı, rektörlük tarafından suç sayıldı.
Fotoğraf: Wikimedia Commons
Deniz VAROL
ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi
21 Aralık 2023 tarihli rektörlük mailini alan öğrencilerden biriyim. Aynı hafta içinde 86 sıra arkadaşımıza daha rektörlük tarafından disiplin soruşturması açıldığını öğrendik. Hafta içerisinde gelen yeni disiplin soruşturmalarıyla birlikte artık bu sayının 100’e yakın olduğunu tahmin ediyoruz.
Kampüste nitelikli beslenme, barınma, ulaşım; erişilebilir psikolojik destek, için yüzlerce dilekçe imzalayan ODTÜ öğrencilerinin talepleri insanca yaşamak. Son zamanlarda ihmaller sonucu yaşanan öğrenci ölümleri ve artan intihar oranları, yetersiz beslenme, öğün atlama, yaşam alanlarında hijyen ve özel alan eksikliği, ekonomik koşullar ve hayat pahalılığı sebebiyle okurken çalışmak zorunda olan öğrencilerin, üniversite hayatının normali olmasını kabul etmiyoruz. Bu talepleri içeren dilekçelerin muhatabı olan rektörlük makamına teslim edilmesi kadar doğal işleyecek bir süreç de olamaz. Bürokratik yapı içerisinde kaybolan, göz ardı edilen, cevapsız kalan onlarca resmî talep ve yazışmanın varlığı, bizlerde taleplerimize sahip çıkma ihtiyacı doğurdu. Böylece dilekçelerin teslimi süreci geniş katılımcıyla gerçekleştirilmek istendi ve bütün kampüse bir çağrı yapıldı.
SORUŞTURMALAR BİZİ YILDIRAMAZ
Anayasa tarafından korunan toplantı ve gösteri yürüyüşü gerçekleştirme hakkı, rektörlük tarafından suç sayıldı. En meşru taleplerimiz için en meşru yöntemi kullanmak; hukuku, hakları ve özgürlükleri artık bir kalıba sokmaya ihtiyaç duymadan ihlal eden 22 yıllık iktidarın ve bu iktidarın temsilcilerinin gözünde elbette suç sayılacaktır. Özellikle son günlerde yalnızca kadın ve LGBTİ+’ları baskılamaya yarayan bir “suç” olarak müstehcenliğin icat edilmesi, Can Atalay ve Selahattin Demirtaş’ın hukuksuz tutuklulukları, keyfî gözaltılar ve nihayetinde bu sindirme politikasının son ayağı olarak üniversitelerde öğrencilere açılan disiplin soruşturmaları. Bizler bu soruşturmaları tanımıyoruz ve hakkımız olanı almak için yine hakkımızı kullanmış olmaktan mutluluk duyuyoruz. Soruşturmalarla yıldırmaya çalıştıkları, ODTÜ’yü ODTÜ yapan öğrencilerin iki dönemlik makamlarında kendileri olarak değil bir baskı mekanizmasının aracı olarak oturan makam sahiplerine boyun eğmeyeceğini belirtmek istiyorum. ODTÜ’den Boğaziçi’ne üniversiteler de kampüsler de bizimdir.