Kocaeli’de halkçı belediyecilik çalıştayı
Kocaeli’de 13-14 Ocak'ta yerel seçimlerde sorun ve taleplerini tartışmak için hafta sonu çalıştay düzenleyecek olan emek ve demokrasi güçleri, halkçı belediyeciliğin olanaklarını ele alacak.
Kolaj: Evrensel
Gözde MEYDAN
Kocaeli
Kocaeli’de yerel seçimlerde sorun ve taleplerini tartışmak için hafta sonu çalıştay düzenleyecek olan emek ve demokrasi güçleri, halkçı belediyeciliğin olanaklarını ele alacak.
Kocaeli’de emek ve demokrasi güçleri yerel seçimlere hazırlık için 13-14 Ocak’ta “Nasıl bir kent, nasıl bir yönetim anlayışı?” soruları etrafında bir çalıştay yapmaya hazırlanıyor. İki gün sürecek çalıştayda, ilk gün 11 atölyede çeşitli tartışmalar sürdürülmesi, ikinci gün ise bir forum yapılması hedefleniyor.
Çalıştayın düzenleyicilerinden DEM Parti İl Yöneticisi Ali Buğdaycı halkın kent yönetiminde söz ve karar sahibi olması gerektiğini belirterek “Dürüst, şeffaf, hesap verebilir, katılımcı bir yönetim anlayışı için bir tutum belgesi ortaya koymayı hedefliyoruz. Kenti yönetmeye aday olanlara bu taleplerimizi anlatacağız. Halkın iradesinin yok sayıldığı, kayyumların atandığı mevcut baskıcı faşist iktidar blokunun egemenlik alanını daraltmak için çabalıyoruz” dedi.
KOCAELİ’DE EMEK VE DEMOKRASİ MÜCADELESİ İÇ İÇE
Emek Partisi İl Başkanı İlhami Şahbaz ise belediyelerin rant şebekesine dönüştüğünü ifade etti. Şahbaz, “Her gün grevlerin, direnişlerin, eylemlerin olduğu bir kentte yaşıyoruz. Dolayısıyla emek ve demokrasi mücadelesinin iç içe olduğu böylesi merkezlerde oluşturulan platformlar bir ihtiyaca da işaret etmektedir. Kocaeli’de sendika, siyasi parti, meslek örgütü inanç ve yöre derneklerinden oluşan 20’ye yakın kurumun yan yana gelerek yerel yönetim anlayışını tartışmak ve ilkeli bir ortaklığı hedeflemeleri sadece yerel yönetimler için değil halk güçlerinin emek ve demokrasi mücadele zeminini de güçlendirmesi bakımından da önemli” diye konuştu.
KENTLERİN RANTINDA ÇETELER SÖZ SAHİBİ
SOL Parti İl Başkanı Hicran Turan da kentsel oluşumlar ve çevreye ilişkin kararların yasa dışı güçler ve çeteler tarafından rant kapsamlı belirlendiğini ifade ederek “Kocaeli’de de aynı şeyler yaşanıyor. Halkın yerel yönetimlere katılımı kısıtlandı, denetimsiz harcamalarla belediyeler borçlandırıldı. Kocaeli emek ve demokrasi güçleri olarak bizler bu kentte yaşayan halkın gerçek sorunları üzerinden halkçı ilerici bir yerel yönetim programı oluşturmak adına bu çalıştayı düzenliyoruz. Kocaeli’de halkın yönetime doğrudan katıldığı ekolojik krizin ve halk sağlığının gözetildiği bir kent olarak yeniden üretmek kentimizin tüm ilerici güçlerinin tarihsel bir sorumluluğudur” dedi.
TİP İl Yöneticisi Umutcan Tarcan da belediyelerin rant uğruna her geçen gün daha fazla borçlandırıldığı ve temel kamu hizmetlerinin dahi yerine getirilemediğini ifade ederek “Kocaeli’nin tüm olanaklarının Saray rejiminin talan düzenine terk edildiği bir dönemde kentin halkçı ve çoğulcu bir yerel yönetim programına gereksinim duyduğuna inanıyoruz” dedi.
"İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ ANAYASAL GÜVENCEDE DEĞİL"
Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkan Yardımcı ve Kocaeli Şube Başkanı Birol Sağlam “Sosyal, ekonomik, kültürel açıdan daha zengin bir kent için çalışma atölyeleri kurulacak. Din ve inanç özgürlüğü ülkemizde hâlâ altı doldurulmamış anayasal düzlemde güvence altına alınmamış bir konu, Türkiye’de hâlâ birçok kentte yerel yönetimler yurttaşlarına eşit hizmet sağlamıyor. Çalıştaydaki inanç atölyesinde kentte yaşayan tüm kesimlerin din ve inanç özgürlüğü, eşit yurttaşlık talepleri temelinde yerel yönetim hizmetlerinin adil sunulmasına katkı sunacak çalışmalar yapmayı hedefliyoruz” dedi.
KAMUCU ANLAYIŞTA KENT SÖZLEŞMESİ
Kocaeli Dayanışma Akademisi Üyesi Dr. Ruhi Demiray, “Türkiye’de rejim, yaşamını emeğiyle üreten halkı yoksullaştırarak; devletin biçtiği deli gömleğini giymek istemeyen herkesi aşağılayarak ve dışlayarak çalışıyor. Aslında ezici çoğunluk iktidarın uyguladığı politikalar yüzünden büyük sıkıntı yaşıyor. Ne var ki rejime yönelik bu tepkiler örgütlü kitlesel taleplere dönüşemiyor. Bunun temel nedeni tabii ki de özellikle 12 Eylül sonrasında Türkiye’de örgütlü toplumun muktedirler tarafından sistematik biçimde tasfiye edilmeye çalışılmasıdır. Bu tasfiyeye karşı koyan, memleketin yüz akı olarak sayabileceğimiz, emeği, barışı, eşitliği ve özgürlüğü merkezine alan sendikalar, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, demokratik kitle örgütlerimiz elbette ki var ve bu örgütlerin dayanışması ve eş güdümüyle örülecek bir muhalefet cephesi, rejimin bizi içine soktuğu cendereden kurtulmak için tek seçeneğimiz. Çalıştayda kamucu belediyecilik anlayışının ilkelerini ortaya koyacak bir kent sözleşmesi hazırlamayı hedefliyoruz” dedi.