11 Ocak 2024 15:02

Bağların ortasına kurulmak istenen jeotermal kuyu projesinin yürütmesi durduruldu

Manisa'nın Alaşehir ilçesi Karacalar Mahallesinde İncir ve üzüm bağlarının ortasına yapılması planlanan 2 adet Jeotermal kuyu projesi ile ilgili yürütmenin durdurulması kararı verildi.

Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel

Paylaş

Özer AKDEMİR

Manisa'nın Alaşehir ilçesi Karacalar Mahallesinde yapılması planlanan 2 adet Jeotermal Kaynak Arama Sondaj Faaliyeti projesi ile ilgili olarak yürütmenin durdurulmasına karar verildi. Mahkeme kararını projenin tanıtım dosyasındaki eksiklikleri ve bölgenin tarım arazisi olduğunu ortaya koyan. Bilirkişi raporuna dayandırdı.

“BÜYÜK OVA”NIN ORTASINA JES!

Sis Enerji AŞ. tarafından yapılması planlanan Özmen-3 JES projesi için ilave 2 adet jeotermal kaynak arama sondaj faaliyetine Manisa Valilğince "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı verildi.

Bu karara karşı dava açan Alaşehir Ziraat Odası'nın dava dilekçesinde JES projesi ve jeotermal kuyularının çevreyi kirleteceği, yöredeki özellikle üzümcülüğü ve incir üretimini etkiyeceği gibi iddialara yer verildi. Dilekçe de jeotermal atık suların hem sulama suyunda hem de bu su ile sulanan topraklarda olumsuz etkiler oluşturduğu, dolayısıyla bu alanlarda tarımı yapılan bitkilere özellikle de bora çok duyarlı olan üzüm bağlarına zarar verdiğine dair bilimsel araştırmalara da vurgu yapıldı. Dilekçede ayrıca yörenin 2016 yılında Bakanlar Kurulu tarafından "Büyük Ova Koruma Alanı" içine alınan Manisa Ovasında olduğuna dikkat çekildi.

BİLİRKİŞİ RAPORUNDA NELER VAR?

Davaya bakan Manisa 2.İdare Mahkemesi uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi incelemesi yaptırdı. Bilirkişi raporunda özetle şu görüşlere yer verildi:

PTD raporunun eklerinde verilen jeolojik ve hidrojeolojik haritalar ile raporlardaki değerlendirmelerin bölgesel düzeyde olması, jeolojik ve hidrojeolojik kesitler alınarak sahanın kavramsal modelinin açıklanmamış olmasından dolayı etkinliğin tanıtımında yetersiz olduğu,

Üretim testleri ve re-enjeksiyon hattının jeolojik, hidrojeolojik riskleri konularındaki açıklamaların da yetersiz olduğu,

Sondaj işleminde kesilebilecek jeolojik birimler hakkında yeterli jeolojik ve jeofizik veri olmadığından, sondajlar sırasında yüzey ve yeraltı sularının kirlenme potansiyeli olduğu,

Mevcut işletme şekli doğaya, toprağa veya tarıma bir yarar sağlama durumu bulunmadığı, aksine olumsuz etkilere neden olacağı,

Sondaj operasyonunda önemli rol oynayan sondaj çamuru havuzlarının kapasitesinin olası riskler için yetersiz olduğu,

Jeolojik formasyon tanımlamalarının detaylandırılmaması ve jeofizik verilerinin eksik olması da yürütülecek sondaj çalışmaları için risk teşkil ettiği,

PTD içeriğinde ‘akışkan kesinlikle alıcı ortama deşarj edilmeyecektir.’ taahhüdünün gerçekleştirilebilmesi için test sularının yönetimiyle ilgili mühendislik olarak uygulanabilir bir yöntemin sunulmamış olması

MAHKEME PROJENİN YÜRÜTMESİNİ DURDURDU

Bilirkişi raporunu karar için yeterli gören mahkeme heyeti oy birliği ile ÇED Gerekli Değildir kararında hukuka uyarlılık bulunmadığı sonucuna vardı. Mahkeme  işlemin uygulanması halinde, belirtilen alanda telafisi güç ya da imkansız zararlar meydana getirebileceği gerekçesiyle işlemin yürütmesini itiraz yolu kapalı bir şekilde durdurdu. Davanın avukatı Akın Yakan, Daha öncede aynı şirketin 3 santral ve 90 kuyuluk ÇED olumlu kararının iptal edildiğine dikkat çekti.

ÖNCEKİ HABER

DEÜ Rektörlüğünden akademisyen Çelik çiftine mobbing

SONRAKİ HABER

İçme suyu borularının yüzde 20'si hâlâ asbestli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa