11 Ocak 2024 15:41

İsrail soykırımı davası başladı: İsrail saldırıları soykırım niyeti taşıyor, derhal durdurulmalı!

Güney Afrika'nın İsrail'e açtığı soykırım davası Lahey'de Uluslararası Adalet Divanı'nda görülmeye başladı. Duruşmanın ilk gününde Güney Afrika’nın Divandan talep ettiği geçici tedbirler okundu.

Fotoğraf: Selman Aksünger/AA

Paylaş

Güney Afrika devletinin Uluslararası Adalet Divanı aracılığıyla İsrail’e açtığı soykırım davası Hollanda’nın Lahey kentindeki mahkemede başladı. Güney Afrikalı hukukçuların konuştuğu duruşmanın ilk gününde İsrail’in soykırım eylemlerinin 7 Ekim’den önce başladığı vurgusu dikkat çekti. İsrailli yetkililerinin söz ve eylemleriyle soykırım niyetini açıkça ortaya koydukları vurgulanırken, saldırıların derhal durdurulması için mahkemeden acil karar talep edildi.

Duruşma sırasında mahkeme önünde Filistin bayraklarıyla toplanan onlarca kişi de “Soykırımı durdurun” sloganları attı.

GÜNEY AFRİKALI TARAFI KONUŞTU: HAMAS SALDIRISI İSRAİL SALDIRILARINA GEREKÇE OLAMAZ 

Duruşma, Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı dava dilekçesinin okunmasıyla başladı.

Dilekçede, İsrail’in Gazze’deki saldırılarının derhal askıya alması gerektiği belirtilerek, “İsrail’in 7 Ekim’den bu yana düzenlediği saldırılarda 23 binden fazla Filistinlinin öldüğünü ve yaklaşık 60 bin kişinin yaralandığını hatırlatmak isteriz” denildi.

Duruşmada konuşan Güney Afrika’nın Hollanda Büyükelçisi Vusimuzi Madonsela “Başvuru, İsrail’in soykırım eylemlerini ve ihmallerini, İsrail’in 75 yıllık apartheid, 56 yıllık işgal ve Gazze Şeridi’ne uyguladığı 16 yıllık kuşatmanın daha geniş bağlamına yerleştirmektedir” dedi.

Güney Afrika Adalet Bakanı Ronald Lamola da “Ellerimizi Filistin halkına uzatırken, bunu bir insanlığın parçası olduğumuzun bilinciyle yapıyoruz. Bunlar kurucu başkanımız Nelson Mandela’nın sözleriydi, Güney Afrika’nın 1998’de Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ne katılmasının ruhu budur. Sözleşmeye taraf bir ülke olarak bu mahkemeye bu ruhla yaklaşıyoruz. Bu herkese, hem Filistin halkına hem de İsraillilere karşı bir taahhüttür.”

“Filistin ve İsrail’deki şiddet ve yıkım 7 Ekim 2023’te başlamadı. Filistinliler son 76 yıldır, 6 Ekim 2023’te ve 7 Ekim 2023’ten bu yana her gün sistematik baskı ve şiddete maruz kaldılar. Gazze Şeridi’nde, en azından 2004’ten bu yana, İsrail hava sahası, karasuları, kara geçişleri, su, elektrik ve sivil altyapı ile kilit hükümet işlevleri üzerinde kontrol sahibi olmaya devam etmektedir. Bir devletin topraklarına yönelik hiçbir silahlı saldırı, ne kadar ciddi olursa olsun, hatta vahşet suçları içeren bir saldırı bile, ister hukuk ister ahlak meselesi olsun, sözleşmenin ihlaline gerekçe ya da savunma sağlayamaz. İsrail’in 7 Ekim saldırısına verdiği karşılık bu çizgiyi aşmış ve sözleşmenin ihlal edilmesine yol açmıştır. Bu tür kanıtlar ve Sözleşmenin 1. Maddesinde yer aldığı üzere soykırımı önlemek için elimizden geleni yapma yükümlülüğümüz karşısında Güney Afrika hükümeti bu davayı açmıştır. Dava ortak insanlığımızın özünün altını çiziyor”

"BU DAVA, İNSANLIĞIMIZIN ORTAK ÖZÜNÜ VURGULAYAN BİR DAVADIR"

Bakanın ardından Güney Afrika’nın davasını temsil eden Avukat Adila Hassim söz aldı:

“Bu dava, Soykırım Sözleşmesi’nin giriş bölümünde ifade edildiği üzere, ortak insanlığımızın özünü vurgulayan bir davadır. Güney Afrika, İsrail’in soykırım tanımına giren eylemlerde bulunarak sözleşmenin 2. Maddesini ihlal ettiğini iddia etmektedir. Bu eylemler, soykırımın çıkarılabileceği sistematik davranış kalıplarını göstermektedir.

Hassim, “İlk soykırım eyleminin Gazze’deki Filistinlilerin toplu katliamı olduğunu” söyleyerek “çoğu zaman kimliği belirlenemeyen” cesetlerin gömüldüğü toplu mezarların fotoğraflarını gösterdi.

“İsrail haftada 6 bin bomba kullandı. En az 200 kez, güvenli olarak tanımladığı Gazze’nin güneyine 2 bin poundluk (907kg) bombalar yerleştirdi. Kimsenin canı bağışlanmadı. Yeni doğmuş bebekler bile. BM şefleri burayı çocuklar için bir mezarlık olarak tanımladı” dedi.

Hassim Gazze haritası göstererek, “Gazze, 1967’den beri İsrail tarafından işgal altında tutulan Filistin topraklarının iki kurucu bölgesinden biridir. Yaklaşık 365 kilometrekarelik dar bir şerittir. İsrail, karasuları, kara geçişleri, su, elektrik ve elektromanyetik alan ile Gazze’deki altyapının bir kısmı ve kilit hükümet işlevleri üzerinde kontrol sahibi olmaya devam etmektedir. Gazze’ye hava ve deniz yoluyla giriş ve çıkışlar yasaklanmış olup, İsrail sadece iki geçiş noktasını işletmektedir. Dünyanın en yoğun nüfuslu yerlerinden biri olan Gazze, neredeyse yarısı çocuk olmak üzere yaklaşık 2,3 milyon Filistinliye ev sahipliği yapmaktadır” dedi.  

FİLİSTİN HALKININ ÇEKTİĞİ ACILAR İNKAR EDİLEMEZ

Hassim “İsrail’in ikinci soykırım eylemi” olarak tanımladığı konuyu ise şöyle aktardı:

  • İsrail’in Gazze’deki Filistinlilere ciddi bedensel veya zihinsel zarar vermesi Soykırım Sözleşmesinin 2B Maddesini ihlal etmektedir.
  • İsrail’in saldırıları, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 60 bine yakın Filistinlinin yaralanmasına ve sakat kalmasına neden olmuştur. Tüm bunlar sağlık sisteminin neredeyse çöktüğü koşullarda gerçekleşmiştir.
  • Aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda Filistinli sivil tutuklanmakta, gözleri bağlanmakta, soyunmaya zorlanmakta ve kamyonlara bindirilerek bilinmeyen yerlere götürülmektedir.
  • Filistin halkının çektiği fiziksel ve ruhsal acılar inkâr edilemez.

İSRAİL’İN LİDERLERİ SİSTEMATİK OLARAK SOYKIRIM NİYETLERİNİ AÇIKÇA BELLİ ETTİLER

Güney Afrika’yı temsil eden ikinci avukat Tembeka Ngcukaitobi de şu noktalara değildi:

  • İsrail’in Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırım söylemine dikkat çeken Güney Afrika yalnız değildir. On beş BM özel raportörü ve 21 BM çalışma grubu üyesi, Gazze’de yaşananların bir soykırıma işaret ettiği konusunda uyarıda bulunmuştur.
  • Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırım niyeti, İsrail’in askeri saldırılarının yürütülme biçiminden açıkça anlaşılmaktadır.
  • Ayrıca aile evlerinin ve sivil altyapının hedef alınması ve Gazze’nin geniş alanlarının yerle bir edilmesine yönelik açık bir model söz konusudur.
  • Gazze’deki Filistin nüfusunun yüzde biri sistematik olarak yok edildi ve 7 Ekim’den bu yana her dört kişiden biri yaralandı.

Ngcukaitobi sözlerine şöyle devam etti: “İsrail’in siyasi liderleri, askeri komutanları ve resmi görevlerde bulunan kişiler sistematik olarak ve açıkça soykırım niyetlerini beyan etmişlerdir. Bu açıklamalar daha sonra Gazze’de Filistinlileri ve Gazze’nin fiziksel altyapısını yok ederken sahadaki askerler tarafından da tekrarlandı.”

Ngcukaitobi, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun 28 Ekim 2023 tarihinde Gazze’ye girmeye hazırlanan kara birliklerine “Amalek’in size ne yaptığını hatırlayın” çağrısında bulunduğuna dikkat çekti. Avukat, “Bu, İncil’de Tanrı’nın Saul’a bütün bir halkın misilleme olarak yok edilmesi için verdiği emre atıfta bulunuyor” dedi: “Amalek’e yapılan soykırım çağrısı Sayın Netanyahu tarafından 3 Kasım 2023 tarihinde İsrail silahlı kuvvetlerine gönderilen bir mektupta tekrarlanmıştır” dedi ve başbakanın bu çağrısının İsrail askerleri tarafından Gazze’de sivillerin öldürülmesini haklı göstermek için kullanıldığına dikkat çekti.

İSRAİL MECLİSİ ÜYELERİ DEFALARCA GAZZE’NİN YOK EDİLMESİ ÇAĞRISI YAPTI

Ngcukaitobi daha sonra sosyal medyada paylaşılan ve askerlerin “Gazze silinsin” diye slogan atıp şarkı söylerken görüntülendiği bir videoyu gösterdi. Avukat şöyle devam etti:

  • Soykırım söylemi İsrail Knesset’inde (Meclisinde) sıradan bir söylemdir.
  • Knesset üyeleri defalarca Gazze’nin yok edilmesi, dümdüz edilmesi, silinmesi ve ezilmesi çağrısında bulundu.
  • Gazze’de masum olmadığını defalarca iddia ederek, olaya karışmayan Gazzeliler için üzülen herkesi kınadılar.
  • İsrailli milletvekilleri acımasızca havadan bombalama çağrısında bulundu ve bazıları nükleer silahların kullanılmasını savundu.
  • Gazeteciler ve yorumcular kadınların, hamile kadınların ve bebeklerin de düşman olduğunu ve Gazze Şeridi’nin bir mezbahaya dönüştürülmesi gerektiğini duyurdular.
  • İsrail’in bu tür soykırım kışkırtmalarını kasıtlı olarak kınamaması, engellememesi ve cezalandırmaması başlı başına Soykırım Sözleşmesinin ağır bir ihlalini teşkil etmektedir.
  • Askerler bu dilin ve eylemlerinin kabul edilebilir olduğuna inanıyor çünkü Gazze’de Filistinlilerin yaşamının yok edilmesi açıkça ifade edilen bir devlet politikası.
  • Üst düzey siyasi ve askeri yetkililer, 1948 yılında Filistinlilere karşı gerçekleştirilen Deir Yassin katliamında gazi olan 95 yaşındaki İsrail Ordusu yedek subayı Ezra Yahin’i, Gazze’ye kara harekâtı öncesinde askerlerle konuşması için teşvik etti.
  • Konuşmasında, İsrail ordusuna ait bir araçla ve İsrail ordusu kıyafetleriyle dolaştırılırken de aynı düşünceyi tekrarladı: ‘Muzaffer olun ve onların işini bitirin ve geride kimseyi bırakmayın. Onların anısını silin. Onları, ailelerini, annelerini ve çocuklarını silin. Bu hayvanlar artık yaşayamaz. Eğer bir Arap komşunuz varsa, beklemeyin, evine gidin ve onu vurun. Eskisi gibi işgal etmek istemiyoruz. Girmek ve önümüzde ne varsa yok etmek istiyoruz. Evleri yıkın, sonra tüm güçlerimizle bir sonrakini yıkın, tamamen yok edin. Girin ve yok edin’.

DEVLETLER SOYKIRIMI ÖNLEMEKLE YÜKÜMLÜDÜR

Güney Afrika’yı temsilen konuşan hukukçulardan Profesör John Dugard da duruşmada söz aldı.

Soykırım Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerin “erga omnes, bir bütün olarak uluslararası topluma karşı borçlu olunan yükümlülükler” olduğunu hatırlattı. Dugard, “Bu sözleşmeye taraf olan devletler sadece soykırım eylemlerinden vazgeçmekle değil, aynı zamanda bunları önlemekle de yükümlüdürler” diye ekledi.

“Bir devleti soykırım yapmakla suçlamak ve bunu böylesine güçlü bir dille kınamak büyük bir eylemdir” diyen Dugard, Güney Afrika’nın davayı açmadan önce büyükelçilik aracılığıyla İsrail hükümetine ulaşmaya çalıştığını da sözlerine ekledi.

Kısa bir aranın ardından devam eden davada Güney Afrika adına konuşan bir başka avukat olan

Vaughan Lowe, “Güney Afrika neden Hamas'a karşı mahkeme kararı istemiyor?​” sorusunu yanıtladığı konuşmasında şu vurguları yaptı:

  • Bu dava, İsrail'in, BM Güvenlik Konseyinin üç hafta önce İsrail tarafından “1967’de işgal edilen bölgenin ayrılmaz bir parçası” olduğunu vurguladığı bölge olan Gazze’deki eylemleriyle ilgilidir.
  • Mahkemenin de bildiği gibi Hamas bir devlet değildir ve Soykırım Sözleşmesi’ne taraf olamaz, bu yargılamalara da taraf olamaz.
  • Sözleşme uyarınca hukuk gereği Güney Afrika bu mahkemeden Hamas aleyhine bir emir talep edemez.

ACİL TEDBİR TALEPLERİ

Oturumun kapanışında Güney Afrika Büyükelçisi Muzi Madonesela, Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanından talep ettiği geçici tedbirleri okudu:

  1. İsrail devleti Gazze içinde ve Gazze'ye karşı olan askeri operasyonlarını derhal durdurmalıdır.
  2. İsrail kontrolü altındaki herhangi bir askeri organın soykırım suçlarını sürdürmesini engellemekle yükümlüdür.
  3. İsrail soykırımı önlemek için mümkün olan tüm makul adımları atacaktır. 
  4. İsrail, sözleşmeyi ihlal ettiği düşünülen tüm eylemlerden vazgeçecektir. 
  5. İsrail Gazze halkının evlerinden sürülmeleri, yiyecek, su, giyecek, hijyen ve tıbbi malzemelere erişimlerinin engellenmesi gibi tüm fiillere son verir ve bunların yaşanmaması için gereken önlemleri alır.
  6. İsrail, ordusunun ya da diğer askeri birimlerinin diğer tedbirler kapsamında tanımlanmış ve soykırıma teşebbüs yahut çağrı da dahil olmak üzere uluslararası soykırım düzenlemelerini ihlal eden herhangi bir eylemde bulunmamasını sağlamakla yükümlü tutulmalıdır.
  7. İsrail, soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılması yükümlülüğünün gereği olarak tüm delilleri korumakla yükümlü kılınmalıdır. Aynı zamanda bağımsız gözlemcilerin ülkeye girişleri sağlanmalıdır.
  8. İsrail, tüm bu tedbirlere uymak için attığı adımları gösteren bir raporu mahkemeye sunmak zorunda olmalıdır.
  9. İsrail, bu uyuşmazlığın çözümünü zorlaştıracak ya da ağırlaştıracak her türlü eylemden kaçınacaktır.

Yarınki duruşma İsrail heyetinin savunmasını ile devam edecek.

DURUŞMA CANLI YAYIMLANDI

Halka açık yapılan duruşma canlı yayımlandı.

(DIŞ HABERLER)

ÖNCEKİ HABER

Yeni yıl, öğrenciye zamla geldi | Erciyes Üniversitesinde yemek ücretlerine yüzde 100 zam

SONRAKİ HABER

Kamu işçilerinin talebi ek protokol

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa