11 Ocak 2024 15:55

DEM Parti-CHP görüşmesi: Kayyum siyasetini net bir dille reddediyoruz

DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel bir araya geldi. Toplantının ana gündemi yerel seçimler oldu.

Fotoğraf: MA

Paylaş

DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, iade-i ziyaret kapsamında CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile CHĞ Genel Merkezinde bir araya geldi. Görüşme sonrası ortak açıklama yapıldı. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Söğütözü’nde bulunan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezi’ne geldi. Eş Genel Başkanlar ve beraberindeki heyet, CHP Genel Başkan Yardımcıları Gül Çiftçi ve Gökhan Zeybek tarafından kapıda karşılandı.  Toplantının ana gündemi 31 Mart Yerel Seçimleri oldu.

DEM Parti eş genel başkanları ile Özel, daha sonra CHP Genel Merkezi’nde ortak açıklama yaptı.

"KAYYUM SİYASETİNİ REDDEDİYORUZ"

Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Geçtiğimiz günlerde biz kongrelerinin ardından kendilerini kutlamak ve başarılar dilemek üzere DEM Parti’nin Genel Merkezi’ndeydik. Onlar da bugün bize iadeyi ziyarette bulundular. Tabii ki bugünkü ziyaret bir nezaket ziyareti olmakla birlikte iki parti arasında partilerin genel merkezleri düzeyinde sürdürülen iletişimin ilk adımlarıdır. Bundan sonraki süreçte de Meclis’te temsil edilen, Meclis’te en çok sandalyesi bulunan üçüncü parti durumunda bulunan DEM Parti ile ilişkilerimizi bundan sonra da kamuoyunun önünde, açık ve şeffaf bir şekilde sürdürmeyi, karşılıklı ziyaretler yapmayı ve Türkiye’nin çok önemli meseleleri konusunda görüş alışverişinde bulunmayı sürdüreceğiz."

"Bugün ülke meselelerini konuştuk. Belki de en çok emekliler açısından yakıcı olan ekonomik krizi ve satın alma güçlüklerini, işsizliği, Türkiye’nin içinde bulunduğu tüm krizleri konuşma imkanı bulduk."

"Bu ziyarette ülke meselelerini konuşurken, işin hem ekonomik boyutunu hem de siyasi boyutlarını konuştuk. Tabii ki bugünü toplantının gündemi yerel seçimler bu kadar yakınken yerel seçimlerden bağımsız değildi. Daha önce de ifade ettiğim bir konuyu burada da ifade etmek isterim ki Cumhuriyet’in 100’üncü yılında, Cumhuriyet’i kurmuş ve çok partili rejimi getirmiş, ülkeye çok partili demokrasiyi getirmekle haklı olarak övünen bir siyasi partinin genel başkanı olarak, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında bazı seçmenlerin kendilerine yerel yönetici seçebildiği, bazılarının yerel yöneticilerini seçemediği, seçseler dahi yönetmelerine izin verilmediği bir ülkeyi kabul etmemiz mümkün değildir. O yüzden bu kayyum siyasetini bir kez daha kesin ve net bir dille reddediyoruz."

"Can Atalay'ın yemin edemediği, Hataylıların seçtikleri milletvekiline "Siz bu sıfatı veremezsiniz, biz talimat alırsak Saraydan onu tutarız ve salmayız' dedikleri bir noktada, Meclis Başkanının da üzerine düşeni yapmadığı bir sürecin içindeyiz. Biz bu meseleyi sadece Can Atalay meselesi olarak görmüyoruz, AYM kararlarının yasama, yürütme, yargı açısından gerçek ve tüzel kişiler açısından bağlayıcı olduğuna ilişkin Anayasa metninin kabul edilmemesinin bir Anayasayı ihlal girişiminden öte bir tek adam anlaşının Anayasal düzene karşı darbe girişimi olarak görüyoruz. Bugün Anayasa Mahkemesi’ni yok sayan yarın Meclis’i yok sayacak. Bir diğer gün diğer mahkemeleri yok sayacak. Bu tüm toplum için mal ve can güvenliğinin de ihlal edildiği bir noktaya evrilmesi muhtemel olacaktır."

Özel, daha sonra CHP'nin pazar günkü Tandoğan Meydanı’ndaki eylemine çağrı yaptı.

HATİMOĞULLARI: HER KESİMİN KUCAKLAŞMASINI SAĞLAYAN ADAYLARI ÖNEMSİYORUZ

Özgür Özel'in ardından HDP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları söz aldı. Hatimoğulları ülkenin içinden geçtiği siyasal süreci, ekonomik sorunları, yargıdaki çatışmayı, antidemokratik uygulamaları ele aldıklarını belirterek şöyle devam etti:

"Yargı krizi öyle derin bir boyuta gelmiş ki, Can Atalay parlamentoda olması gerekirken cezaevinde. HDP'nin eş genel başkanları tamamen siyasi gerekçelerle, bir kumpas davasıyla yargılanmaları devam ediyor. Tahmin ediyoruz ki yakın zamanda da karara bağlanacak. Bunlar yargının anayasayı ve hukuku tanımayana uygulamaları.

Yerel seçimlerin yaklaştığı dönemde belki bu sorunlar az konuşuluyor ama sorunlar mutfağımızda, tenceremizde hissedilirken, bizler bunların görünmez kılınmasına müsaade etmemeliyiz. Buna karşı bir duruş sergilemeliyiz. Bu ülkenin demokratikleşmenin önündeki en temel sorunlardan Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemle çözülmesinin kapılarının aralanmasının önemini bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

100. yılda demokratik cumhuriyeti inşa etmek hepimizin görevidir. Demokrasinin taşlarının yerine oturması için ikinci yüzyılda bu mücadeleyi bütün kesimlerle vermeyi önemsiyoruz.

Değerli arkadaşlar, yerel seçimleri de değerlendirdik. Yerel seçimler bazen genel siyasetin gölgesinde değerlendiriliyor, bu eksik bir şeydir. Yerel seçimleri aynı zamanda kentin kendi dinamikleri üzerinden değerlendirmek zorundayız. Kamuoyuna ilk açıklamamızda kent uzlaşısından bahsettik. Altını özellikle çizmek istediğimizi nokta şudur ki oradaki bütün toplumsal dinamiklere, kadın hareketine, doğa ve insan hakları savunucularına, her kesimin kucaklaşmasını sağlayan adaylarla yola çıkma konusunu önemsiyoruz. Bu konuda neler yapılabileceğimizi. İşbirliği konusunda yöntemler nasıl olabilir konusunda derinlemesine olmasa da bir görüşmeyi gerçekleştirmiş olduk."

BAKIRHAN: İŞ BİRLİĞİ, GÜÇ BİRLİĞİ SEÇENEKLERİ TARTIŞILABİLİR

Daha sonra söz alan Tuncer Bakırhan'ın açıklamaları ise şöyle oldu:

"Elbette ki yerel seçimleri de konuştuk, tartıştık. Türkiye'de hem çözülmemiş bir Kürt sorunu var hem de bölgede ikili hukuk uygulanıyor. İki dönemdir halkımızın iradesine kayyım atanıyor. Bu kayyımlar sadece DEM Partisi'nin, bölgedeki seçmenlerin, Kürtlerin sorunu değil. Bu aynı zamanda Türkiye'de kendisini demokrat, çağdaş, ilerici, sol, sosyal demokrat diyen parti ve kişilerin de temel sorunudur. Önümüzdeki dönem bu kayyım sisteminin, rejiminin son bulmasını istiyoruz. Muhalefetin bu ikili hukuk karşısında tutarlı bir dil ve siyaset ortaya koyması gerektiğini belirtiyoruz.

Dünyanın hiçbir yerinde eşi benzeri görülmemiş bir halk oylaması yapmaya çalışıyoruz. Yerel demokrasiyi, yerinden yönetimi önemseyen bir siyasi parti olarak halkımızın verdiği kararları esas alan bir yöntem izleyeceğiz.

Aynı zamanda batıda hangi nitelikte, özellikte olacağı belli olan adayların seçimini de dikkatle izliyoruz. Kent uzlaşısı çerçevesinde, Türkiye'de demokrat, çoğulcu, şeffaflığı esas alan yöneticilerin seçimi için de hassasiyet içerisinde olacağız. Yerel yönetimler anlayışımızın batıda da karşılık bulması için, iş birliği, güç birliği dahil olmak üzere bu seçeneklerin tartışılabileceğini, tartışılması gerektiğini bugün dile getirdik. Arkadaşlarımız kent uzlaşısının, yerel yönetimlerde işbirliği sağlanacak kentlerin hangileri olduğunu, hangi kentlerde bu çalışmanın yürütülebileceği konusunda bir çalışma yürütecekler. Önümüzdeki dönem yerel seçimlerde emekçilerin, yoksulların iradelerinin yansıdığı halkçı, toplumcu belediyecilik anlayışının kazanması için parti olarak elimizden gelen bütün çabaları ortaya koyacağımızı belirtmek istiyorum."

(HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Kamu işçilerinin talebi ek protokol

SONRAKİ HABER

Kaldırımda yürürken cipin çarptığı ortaokul öğrencisi hayatını kaybetti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa