14 Ocak 2024 15:05

Narlıdere'de ÇEDES projesine karşı söyleşi: Laiklik ve demokrasi mücadelesini güçlendirmeliyiz

İzmir’de eğitimin gericileştirilmesine ve ÇEDES projesine karşı, Ekmek ve Gül grupları ile Alevi Bektaşi Kültürünü Tanıtma ve Geliştirme Derneği Narlıdere Cem Evi Kadın Meclisi söyleşi gerçekleştirdi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İzmir’de Ekmek ve Gül Narlıdere ve Balçova Kadın Dayanışma grubu ile Alevi Bektaşi Kültürünü Tanıtma ve Geliştirme Derneği Narlıdere Cem Evi Kadın Meclisi eğitimin gericileştirilmesine ve ÇEDES projesine karşı Narlıdere Cemevi’nde söyleşi gerçekleştirdi.

Söyleşiye konuşmacı olarak BEKEV Yönetim Kurulu Üyesi Hatice Çoruk, İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezinden Avukat Yekta Yavuz Ekici, Eğitim Sen İzmir 6 No’lu Şube Başkanı Bülent Karakaş ve Öv-Der İzmir Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Yüce katıldı.

“ÇOCUK EMEĞİNİN SÖMÜRÜSÜ ARTMIŞTIR”

BEKEV Yönetim Kurulu Üyesi Hatice Çoruk, ÇEDES projesinde gizlenen amaçlar olduğunu hepimiz biliyoruz. Cemaat örgütlenmesine benzer bu değişimler aslında eğitimde 4+4+4 düzenlenmesiyle başlamıştır. Çocuklar Kuran kurslarında, tarikatlarda sözde evlilik adı altında istismara uğramış, evlere hapsedilmiş, çocuk işçilik artmış, MESEM ile çocuk emeğinin sömürüsü artmıştır” dedi.

Geçtiğimiz günlerde EMEP Milletvekilleri Sevda Karaca ve İskender Bayhan’ın “Kayıp çocuklar nerde, MESEM’ler denetleniyor mu” diyerek Meclise soru önergesi verdiğini söyleyen Çoruk, “Onlar ucuz iş gücü yaratmak, kendi istedikleri nesli yaratmak için çabalıyorlar, peki biz neler yapmalıyız. Sadece bilgilendirme değil itiraz sesimizi çıkarmamız gerekli. Geçmişte olumlu deneyimlerimiz oldu, yine yapabiliriz” diye konuştu.

“ÇEDES ANAYASAYA AYKIRI”

İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezinden Avukat Yekta Yavuz Ekici ise Çocuk Hakları Merkezinin ÇEDES’e dair üstlendiği rol ve görevlere ilişkin konuşmasına başlayarak, öncelikle hak ihlalleri durumunda kendilerine ulaşılabilecek 0232 400 00 14 telefon numarasını verdi. Ekici, “ÇEDES Projesinde hukuki boşluklar var bu büyük bir sorun. Bu sorunların en önemlisi de Anayasa’ya aykırılığıdır. Ablalar abilerle yapılacak eğitimlerin neyi amaçladığını hepimiz biliyoruz” dedi.

Çocuk eğitimi konusunda uzman eğitimcilerin görev alması gerektiğini vurgulayan Ekici, verilecek eğitimin niteliğine değindi. ÇEDES projesinde her ne kadar itiraz hakkı olsa da zorunlu bir gönüllülüğün dayatıldığını dile getiren Ekici, “ÇEDES’e hayır” deyip katılmayan öğrencinin bu proje kapsamında yapılan gezi, lunapark eğlencesi vb. etkinliklere de katılamadığını bir şekilde damgalandığını, dışlandığını dolayısıyla itiraz dilekçesi vermenin karşısında da böyle bir sosyal baskının olduğunu ifade etti.

“DİLEKÇE VEREREK ÇOCUKLARIN BU PROJENİN DIŞINDA TUTULMASI ÖNEMLİ”

Eğitim Sen İzmir 6 No’lu Şube Başkanı Bülent Karakaş da ÇEDES projesinin çocukların eğitimi dışında kindar dindar nesil yetiştirme ve eğitim emekçileri arasında kadrolaşma oluşturulması bakımından da çok önemli olduğunu söyledi. Karakaş, “Hükümetin birinci hedefi ailedir, bunu da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı üzerinden yürütmektedir. İkincisi yeni bir insan figürü yaratmaktır ki bunu da MEB üzerinden yürütmektedir” dedi. Toplumun yeniden dizayn edilmesi amacıyla izlenen uygulamalara ve bu uygulamalara karşı yürütülen mücadelelere örnekler veren Karakaş, bilgilendirme etkinliklerinin önemine dikkat çekti. “Laiklik ve demokrasi mücadelesi için birbirimizi güçlendirmemiz cesaretlendirmemiz lazım” diyen Karakaş, dilekçe vererek çocukların bu projenin dışında tutulmasının önemini anlattı.

“BİLİMSEL, LAİK NİTELİKLİ EĞİTİM İÇİN MÜCADELE EDİLMELİ”

Öv-Der’in bu soruna dair neler yaptığında dair gelen sorulara Öv-Der İzmir Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Yüce cevap verdi. Tek başına bir velinin karşı çıkmasının eksik kaldığını ifade eden Yüce yeterli duyarlılık için velilere ulaşılması gerektiğini söyledi.

Bu projenin yaşamsal olduğunu, gelip geçici bir proje olmadığını, çocuğu olmayanları da ilgilendirdiğini, sorunun laiklik sorunu olduğunu anlatan Yüce, “Yıllardır bir şey olmaz diye izledik ama bir şeyler oluyor. Veli, öğretmen ve öğrencilerin ortak mücadelesi önemli. İyi okul, iyi öğretmen aramak yerine bilimsel, laik, nitelikli eğitim için mücadele edilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Söz alan Narlıdere Kent Konseyi Kadın Meclisinden Banu Ufacık, kendisinin ortaokul döneminde din derslerinin seçmeli olduğunu ve kendisinin de din dersi almadığını ancak bu nedenle maruz kaldığı ayrımcılığı anlattı. Başka bir veli, velilerin çocukların mimlenmesinden korktukları için tepkisiz kaldığını, aslında böyle bir tepkinin sadece “hayır” demek olduğunu söyledi. İtirazın bir suç teşkil edip etmediğini soran veliye Avukat Ekici, “Fişlenmezsiniz tabi ki ama çocuğunuz damgalanmaya ilişkin sorunlar yaşayabilir. Korku iklimini yok etmenin yolu birlikte mücadeleden geçer. Biz sizinle birlikte omuz omuza mücadele etmekten şeref duyarız, yapılması gereken her şeyi yaparız” dedi. Söz alan bir esnaf ise okul aile birliklerinde yer almanın öğrenciler ve veliler lehine sonuçları olabileceğine dikkat çekerek, parasız eğitim talebiyle bilimsel ve laik eğitim taleplerinin bir aradalığına işaret etti.

Söyleşi etkinliğinin sonunda salondan çıkan sonuç; ÇEDES vb. uygulamalara karşı yürütülen mücadelenin gerçek laiklik, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin önemli bir parçası olduğu ve bu sorunun ne yalnız eğitimciler ne hukukçular ne kadın örgütleri ne de velilerle çözülebileceği; tüm emek ve demokrasi güçlerinin birleşik ortak mücadelesinin gerektiği oldu.

(İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Giresun'da kadın cinayeti: Şengül Yeşilkaya işyerinde öldürüldü

SONRAKİ HABER

İsrail: Hayfa Limanı'ndaki patlamanın sebebi teknik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa