Siyaset Bilimci Celil Kaya: Çözüm için silahlar susmalı, silahların susması için çözüm konuşulmalı
“İktidar Kürt sorununda güvenlikçi yaklaşımını sınırötesi harekatlarla sürdürürken bunu muhalefete karşı da kullanıyor. İyi Partinin oylarını kazanmaya çalışıyor”
Fotoğraf: Günhan Özceylan/AA
Birkan BULUT
Ankara
Sınır ötesi harekattan asker cenazeleri geldikçe iktidar "savaşa devam" diyor. “Artık 'kanları yerde kalmayacak' değil kanları akmasın” diyerek iktidarla yan yana gelmeyen CHP ise seçim sürecinde hedef gösteriliyor. Gelişmeleri Evrensel'e değerlendiren Siyaset Bilimci Celil Kaya’ya göre çözüm için silahlar susmalı ama silahların susması için de çözüm konuşulmalı.
İktidar ve ortakları asker cenazeleri üzerinden muhalefeti suçlarken Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici bir adım daha atarak Cumhur İttifakı dışındaki bütün partileri suçladı. Sınır ötesi hareket ve artan ölümlerin ardından yaşanan tartışmalar, yerel seçim sürecinde de benzer bir kutuplaştırma siyasetine işaret ediyor. Siyaset Bilimci Celil Kaya, öncelikle "seçim yaklaşıyor diye askerlerin ölümüne izin verildiği" yönündeki bir yaklaşımın gerçekçi olmadığını belirtiyor. Ancak iktidarın söylem ve politikalarındaki iki yöne dikkat çeken Kaya, “İktidar, Kürt sorununda güvenlikçi yaklaşımı tekrar devreye soktu. Askeri ve yargısal alanda sorunu çözmeye değil susturmaya çalışıyor. Sınır ötesi harekatlarla bu politikasını devam ettiriyor” dedi.
İkinci olarak da iktidarın bu güvenlikçi politikayı muhalefete karşı kullandığını ifade eden Kaya, “Genel seçimlere de güvenlikçi söylemlerle gitmişti. AKP başta İstanbul’da olmak üzere İyi Partinin oylarını kazanmaya çalışıyor. Çünkü DEM Partiye oy verenlerden destek alamayacaklarının bilincindeler. Bu nedenle muhalefet ile arasında ‘vatansever-vatan hani’ denklemi kurmak istiyor” dedi.
"BU SÖYLEM ÇÖZÜM İÇİN ÖNEMLİ"
CHP’deki değişimin bu gelişmelerde kendisini göstermesi ise tartışmaların odağında. Önce Mecliste ortak bildiriye imza atılmaması, son olarak CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Kanları yerde kalmayacak değil kanları akmasın diyeceğiz” çıkışını da Kaya’ya sorduk. CHP’nin bu söyleminin çok önemli olduğunu belirten Kaya, “Çünkü ‘90’lı yılların ortasından beri süren CHP çizgisinin dışında özgürlükçü, çözüme duyarlı bir çizgi. Tabii bunun hayata geçmesi başka bir aksiyon, eylem gerektiriyor. Kürt sorununa çözüm önerilerini Meclis gündemine getirmek, yeni anayasa tartışmalarında yer bulması, Kürtlerin kimlik-kültürel haklarının tanınması, eşit yurttaşlık talebi ve yerel yönetimlerdeki özerkliğin tanınması...”
Öte yandan CHP’nin içinde bugüne kadar hep iki CHP olduğunu söyleyen Kaya, bunların daha güvenlikçi bir CHP ile daha sosyal demokrat bir CHP olduğunu dile getirdi. Kaya, SHP’nin 1989’da bir yandan Kürt raporu çıkarırken öte yandan Paris’te Kürt konferansına katılan ve arasında Ahmet Türk’ün de bulunduğu bazı milletvekillerini ihraç etmesini örnek verdi.
"'ÖNCE SİLAHLAR SUSSUN SONRA KONUŞALIM' DİYEMEYİZ"
Peki akan kan nasıl duracak? Acil çözüm için önce ateşkes ilan edilmeli mi? Kaya’nın bu soruya yanıtı ise şöyle:
“2016’da barış bildirisine imza attığım için 8 yıl akademiden uzaklaştırıldım. Bu nedenle silahların susmasını istememem mümkün değil. Ancak biz ne devletin silahlı kuvvetlerinin ne de PKK’nin bir parçası değiliz. Dolayısıyla bu sürecin askeri analizini yapamayız. Fakat 'önce silahlar sussun ardından konuşalım' diyemeyiz. Çatışmalar durmadığı sürece çözümü konuşmaya çalışırken silahlar sesimizi bastırıyor. Fakat silahları susturacak olan çözümü konuşmaktır. Zaten CHP’nin adımı da bu yüzden önemli.”
MUHALEFET TEZKERELERE İTİRAZ ETMİŞTİ
Irak ve Suriye’ye asker göndermeyi içeren tezkerenin süresi, 2021 ve 2023 yıllarında CHP ve HDP’nin “hayır” oylarına karşı AKP, MHP ve İyi Partinin “evet” oylarıyla 2 yıl daha uzatılmıştı. CHP, tezkeredeki “Türkiye’de yabancı asker bulundurulması” ifadesine itiraz ederken o dönemki adıyla HDP, sınır ötesi operasyonlarla Kürt sorununda çözümsüzlüğün dayatıldığını söylemişti. İyi Parti bazı “çekincelere” rağmen tezkereye "yeşil ışık" yakmıştı.
Öte yandan operasyon bölgesinde 23 Aralık’ta ise 12 askerin hayatını kaybetmesinin ardından AKP, MHP, İyi Parti ve Saadet Partisi ortak bildiri hazırlamıştı. CHP ise, “Sorumluların arkasına dizilmeyeceğiz” diyerek kendi bildirisini hazırladı. CHP, ayrıca Meclisin kapalı oturumla bilgilendirilmesini de talep etmişti.