Tanıtımın egemenliği
Evrensel Gazetesi’nin deneyimli Sinema Eleştirmeni Çağdaş Günerbüyük sinemada eleştirinin bulunduğu durum üzerine sorularımızı yanıtladı.Sinema alanında bir eleştiri var mı yoksa büyük paraların döndüğü bir sektörün ihtiyacına yönelik reklam ve takdimden mi söz edilebilir?Piyasanın ihtiya&cce
Çağdaş Günerbüyük
Sinema alanında bir eleştiri var mı yoksa büyük paraların döndüğü bir sektörün ihtiyacına yönelik reklam ve takdimden mi söz edilebilir?
Piyasanın ihtiyaçları hayatın her alanında belirleyici, sanat da bundan azade değil. Eleştiri de, geniş anlamıyla eleştiri, bu piyasa egemenliğini alt edecek kadar kuvvetli olsa, filmlere, düzene, hayata dair daha ümitvar konuşurduk. Ama bu soruya da iyimser bir cevap vermek güç, başka sorulara da. Tanıtımın egemenliği, elbette sinema yazınında da etkili. Yine de, özellikle diğer sanat dallarıyla karşılaştırılınca, sinemanın eleştirinin görece varlık gösterebildiği bir alan olduğu söylenebilir. Gazetelerde, dergilerde, internette -içeriği tartışılır mutlaka ama- sinema eleştirinin konusu gene. Bunun popülist sebepleri var, yani filmleri önermek, tartışmak, başka açılardan bakmak gibi eleştiriyi var eden amaçlardan bazıları sinema sektörünün de yayın sektörünün de işine gelebilir. Bu, gazetelerde derinlikli eleştiri yazılarının çıkması anlamına falan gelmez haliyle, ancak birkaç bin vuruşta konuyu, kimlere hitap ettiğini, nesine dikkat edilebileceğini falan söyleyip çekilen eleştirmen makbul sayılır. Yani özetle tanıtımın eleştiriye fazlaca karıştığı doğruysa böyle bir seyir izlediğindendir. Diğer yandan, onlarca yıldır eleştiri uğraşını var eden, bu mesleğin ustaları sayılacak kişilerin yazmayı sürdürüyor olması gibi bu gerçeğin olumlu yanları da var.
ANLAMLI AMA YETERSİZ
Bugün dergiler ve gazetelerde sinema eserleri üzerine pek çok yazı çıkıyor. Sizce buralarda nesnel bir eleştiri yapılıyor mu?
Gazete ve dergilerde eleştirinin içeriği, okurunu epeyce dikkate almakla belirlenir oldu. Bu da gazetede büyük ölçüde kısa, sade, popüler olanı öne çıkaran bir yazılar silsilesi demek. Tabii ki anlamlı ama yetersizdir. Dergilerde ise daha çok sinefil denen meraklı okuru tatmine yönelik, sinemayla ilgili olma halinin yeniden üretilmesini sağlayacak bir detaycılık öne çıkıyor. İnternette daha kişisel ve acımasız izlenimlerin bolca paylaşılması giderek yaygınlaşıyor. Hepsi bundan ibaret değil, başka örnekler de var. Ama filmlerin sinema ve dünya içindeki anlamını daha geniş bir açıyla didikleyip tartışmaya niyetlenen yazıların, çok daha seyrek bulunabildiğini üzülerek kabul etmeli.
Sinemada eleştirinin kriterleri nedir?
Eleştirinin kriterleri eleştirmene, ekolüne, yayınına, filmine göre değişebilir ama okurun sinema tartışmasına katkıda bulunduğu ölçüde anlamlı olduğu fikrindeyim. Sinemayı sade bir eğlence, vakit geçirme aracı ya da kendi kendinden menkul bir ışık oyunu olarak konuşmanın kısıtlı bir yararı olabilir. Oysa hareketli görüntü ve sesi, hayatı, dünyayı, insanı büyüten, zenginleştiren, anlamaya ve daha güzelini istemeye ilham veren bir büyülü gösteri olarak hayatımızda var etmek, ne büyük mutluluk. Eleştiri de, sinemanın seyircisine ilham vermesine yardımcı oldukça kıymetlenir.
*Sinema Yazarı
Hazırlayan: Erkan ARAZ
[email protected]
evrensel.net