Eğitim emekçilerinin karne verdiği Bakan Tekin sınıfta kaldı
Eğitim Sen ilk dönemin son günü MEB'e karnesini verdi. Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, bakanın sınıfta kaldığını söyleyerek, "Yapamıyorsanız ya bırakın ya da kendinize çeki düzen verin" dedi.
Fotoğraf: Kübra Kırımlı/Evrensel
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Ankara Şubeleri, 2023-2024 yarıyılının ilk dönemi karnesini MEB'e verdi. Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, bakanın bu yıl sınıfta kaldığını söyleyerek, "Yapamıyorsanız ya bırakın ya da kendinize çeki düzen verin" dedi. Açıklamayı okuyan Eğitim Sen Ankara 2 Nolu Şube Başkanı Tülay Yıldırım ise, "MEB; yanlış uygulamalardan acilen vazgeçmeli ,belli bir zümrenin değil tüm halkın bakanlığını olduğunu hatırlamalıdır. Çocuklarımızın yüksek çıkarını gözeten; akıldan, bilimden, demokrasi ve eşitlikten yana tutum alarak kendini yeniden yapılandırmalıdır" dedi. Veli-Der Ankara Şube Başkanı Hülya Daran Deveci de en az iki çocuktan birinin aç olduğuna dikkat çekerek, "Sırça köşklerinizden çıkın, makam arabalarınızdan inin ve çocuklara bir öğün ücretsiz yemeği verin" dedi.
Eğitim Sen Ankara Şubelerinin düzenlediği açıklamaya Veli-Der Ankara Şubesi Başkanı Hülya Daran Deveci, İHD MYK üyesi İsmail Boyraz, Sol Parti Başkanlar Kurulu üyesi İlknur Başer'in yanı sıra çok sayıda sendika yöneticisi öğretmen katıldı. MEB önünde yapılan açıklamayı Eğitim Sen Ankara 2 Nolu Şube Başkanı Tülay Yıldırım okudu. "Bugün 2023- 2024 Eğitim yılının birinci dönemi sona erdi, 1 milyon 200 bin öğretmen, 20 milyon öğrenciye karne verdi. Bizler öğretmenler olarak öğrencilerimizden sonra Milli Eğitim Bakanı'na da karne düzenledik. Ancak karneyi vermeden önce bakanlığın yaptıklarına ve yapmadıklarına göz atmak gerekir" diyerek söze başlayan Yıldırım, eğitim öğretim yılının ilk yarısında eğitim alanında yaşanan gelişmelere dair, MEB'in eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek gibi bir derdi olmadığını söyledi.
"EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET İLKESİ İHLAL EDİLİYOR"
Yıllardır ısrarla uygulamaya konan Neo-liberal politikaların ve bu politikalardan biri olan eğitimin piyasalaştırılmasının bedelini emekçilerin ödediğinden söz eden Yıldırım, "Hükümet; kaynakların dağılımında halkı değil, sermaye sınıfını önceliyor. Ücretli, kadrolu, sözleşmeli gibi farklı statülerde öğretmenler çalıştırılarak meslektaşlarımız arasındaki ayrımcılık ve eşitsizlik derinleşiyor. İhtiyaçlarımızı karşılamayan Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmen, uzman öğretmen, başöğretmen gibi sahada karşılığı olmayan apoletler omzumuza yapıştırılarak meslek onurumuz yok sayılıyor. Eşit işe eşit ücret ilkesi ihlal ediliyor" diye konuştu.
"MESEM İLE ÖĞRENCİLER PATRONLARA UCUZ İŞGÜCÜ OLARAK SUNULUYOR"
MESEM projesiyle yoksul halk çocuklarının okullardan çekilerek patronların önüne ucuz işgücü olarak atıldığına da konuşmasında yer veren Yıldırım, "Bu denetimsiz proje içinde çocuk işçilerin ölüm haberlerini okuyoruz sıkça. Liyakat yerine itaat deniyor, atamalardaki usulsüzlükler devam ediyor. Öğretmen atamaları ihtiyacın çok altında kalıyor. Bizlere önlük giydirmeye çalışarak tek tipleştirmeye, kadın bedeni örtülmeye çalışılıyor. Okullarda serbest kıyafet uygulaması sendikamızın uzun süredir savunduğu bir uygulamadır. MEB'in; öğretmenlerin ne giyip ne giymeyeceğine karışma hakkı yoktur" dedi.
"ÇOCUKLAR OKULA AÇ GELİYOR"
Derin yoksulluk nedeniyle öğrencilerin yeterli beslenemediğini ifade eden Yıldırım, "öğrenciler okula aç geliyor; bu durum onların fiziksel, zihinsel ve akademik gelişimlerini olumsuz yönde etkiliyor." dedi. İktidarın kamu okulları yerine özel okulları desteklediğine dikkat çeken Yıldırım, "Eğitim maliyetleri velilerin sırtına yükleniyor. Kalıcı yaz saati uygulaması 7 yıldır devam ediyor. MEB gün doğmadan uyanıp karanlıkta evden çıkmak zorunda kalan öğrencilerin ve velilerin mağduriyetlerini görmezden geliyor" diye ifade etti.
"NİTELİKSİZ OLAN EĞİTİM DAHA DA KÖTÜLEŞTİ"
Açıklamaya, "Okullarda yaşanan yoğun dinselleştirme ve eğitimi ticarileştirme uygulamaları, siyasal-ideolojik hedeflere uygun olarak alınan bilim karşıtı kararlar eşliğinde okullarda hayata geçirilmeye devam ediyor" diyerek devam eden Yıldırım; "Eğitim alanında yaşanan sorunların çözümü için gerekli adımların atılmadığı, eğitime erişimde yaşanan sorunlar başta olmak üzere eğitimde dayatmacı politikaların sürmesi öğretmenlerin esnek, güvencesiz ve angarya çalışmaya zorlandığı, siyasal kadrolaşmanın devam ettiği, eğitim sürecinde farklı dil, kimlik ve inançların dışlandığı, eğitimin zaten sorunlu olan niteliğinin daha da kötüleştiği bir eğitim sisteminin başarılı olması mümkün değildir" diye konuştu. Eğitim Sen olarak sürekli olarak eğitimin bütün kademelerinde eğitimin niteliğini yükseltmek, çocukların özgür ve sağlıklı bireyler olarak yetiştirilmesi için somut adımlar atılması gerektiğini vurguladığını söyleyen Yıldırım, "Ancak MEB, bugüne kadar yaptığı gibi, din ve inanç alanı gibi son derece hassas bir konuda okullarımızı Diyanetin, dini dernek ve vakıfların temel faaliyet alanları haline getirmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile iş birliği içinde yürütülen ÇEDES Projesi kapsamında atılan adımlar laik eğitim anlayışına açıktan bir meydan okuma anlamına gelmektedir. ÇEDES Projesi iktidarın eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik çizgisi doğrultusunda biçimlendirme hedefinin son örneği olmuştur" diye konuştu.
Mecliste 2024 MEB bütçesi görüşmeleri sırasında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in "tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceğiz" sözlerinin yıllardır eğitim sisteminde yaşanan "dinselleşme" uygulamalarının bakanlık politikası olduğunun itirafı olduğunu ifade eden Yıldırım, "Söz konusu konuşmanın hemen ardından ülkenin dört bir yanından doğrudan laik eğitimi ve laik yaşam tarzını hedef alan haberlerin peş peşe gündeme gelmiş olması tesadüf değildir. Eğitim sisteminde yaşanan sorunların ülkedeki ekonomik, toplumsal ve siyasal alanda yaşanan gelişmelerden ayrı ve bağımsız olmadığı açıktır.Türkiye'de uzun süredir eğitim sisteminde ve okullarda siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda yoğun bir dinci kuşatma yaşanmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, iktidar güdümündeki dini vakıf ve derneklerle yapmış olduğu protokollerin sonuçları ülkenin dört bir yanında yaşanan örneklerle ortaya çıkmaya başlamış, çeşitli illerde doğrudan laik eğitimi ve laik yaşam tarzını hedef alan uygulamalar yaşanmıştır" dedi.
Laikliğin varlığının, her inancın kendisiyle ve diğer inançlarla eşit haklar temelinde ilişki kurmasını güvence altına almak açısından önemli olduğunu sözlerinde yer veren Yıldırım, "Devlet, bütün inançlara eşit mesafede ve tarafsız yaklaşmalı, günlük yaşamın her alanında okulda, üniversitede, işyerinde, sokakta, farklı kimlik, inanç ve dünya görüşleri arasında ayrım yapılmamalıdır. MEB, yukarıda belirttiğimiz bu yanlış uygulamalardan acilen vazgeçmeli, belli bir zümrenin değil tüm halkın bakanlığını olduğunu hatırlamalıdır. Çocuklarımızın yüksek çıkarını gözeten, akıldan, bilimden, demokrasiden, eşitlikten yana tutum alarak kendini yeniden yapılandırmalıdır" diye konuştu.
"ÇOCUKLARA BİR ÖĞÜN ÜCRETSİZ YEMEĞİ VERİN"
Yıldırımın ardında Veli-Der Ankara Şube Başkanı Hülya Daran Deveci de söz alarak her iki çocuktan birinin aç olduğuna dikkat çekti. Konuşmasında velilere de seslenen Deveci, bir arada mücadele çağrısı yaparken; bir çağrıyı da MEB'e yöneltti. Deveci, "Sırça köşklerinizden, makam arabalarınızdan inin ve aç çocuklar ile ilgilenin. Halen çocuklar için bir öğün ücretsiz yemek talebimiz sürüyor" dedi.
Ardından Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak söz aldı. Irmak, "Dün basına 6,5 sayfalık bir rapor sunduk. 6,5 sayfada hiç mi bir veride ileri gidilmez? Bu yüzden bu ülkede her şey tepetaklak ancak eğitim yerlerde sürünüyor" dedi. "Bu topraklarda 17 milyon gence farklı kademelerde eğitim sunuluyor. Peki bu eğitimi sunan kurumun başındaki bakan bu eğitimi verirken nelere dikkat ediyor? Biz de bugün kendisine karnesini vermek için toplandık. Evet gördüğünüz gibi bakan bu konuda sınıfta kaldı. Yapamıyorlarsa ya terk etsinler ya da kendilerine çeki düzen versinler" dedi. (Ankara/EVRENSEL)