20 Ocak 2024 21:06

Kayseri'den bir kamu işçisi: Ek zam ve seyyanen zam hakkımızı alacağız

"Kamu işçilerinin kendilerinin inisiyatif aldığı noktada karşısındaki iktidarı da sendikayı da titretecektir. Kamu işçilerinin 1990 yılında gerçekleştirdiği eylemler genç işçilere rehber olacaktır."

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Bir kamu işçisi
Kayseri

Kayseri’de Türk-İş’e bağlı Türk Harb-İş üyesi işçilerin çağrısıyla diğer kamu işçilerinin de katıldığı "vergide adalet ve ek zam" talepli eylemine dair izlenimimi paylaşmak istiyorum. Kayseri’de uzun aradan sonra askeri iş kolunda çalışan binlerce mavi önlüklü işçiler bu sefer tüm kamu işçilerine öncülük ediyordu. Çünkü eylemin çağrısını askeri iş kolundaki işçiler yapmıştı ve alanı doldurmuştu. Tüm sendikalardan genç işçilerin katılımı dikkat çekiyordu. Meydanda genç işçiler arasında en çok telaffuz edilen cümle “hakkımızı alacağız" oluyordu.

Yaklaşık 15 gündür kamu işçileri tüm Türkiye’de geçen yıl mayıs ayında imzalanan kamu çerçeve protokolün ocak ayı itibariyle sözleşmenin hükmünü yitirdiğini daha yüksek sesle haykırmaya başlamıştı. Kamu işçilerinin bu yükselen sesini Türk-İş’e bağlı Türk Harb-İş Sendikasına üye işçiler sözleşme imzalandığından bu tarafa ek protokol yapılmalı diye tartışmalar yürüttüler. Tüm Türkiye’de askeri iş kolundaki işçiler sendika genel merkezine bir dizi eylem kararı aldırdı. Bu başarı sendikaların değil, işçilerin tabandan baskısı sonucu gerçekleşti.

Bu alınan kararlar neticesinde 18 Ocak’ta tüm ülkede ve ilimiz Kayseri’de askeri iş kolundan yüzde doksan katılımla bir eylem gerçekleşti. Tüm kamu işçilerini kapsayan sözleşmenin ocak ayına çekilmesi, ek zam, seyyanen zam ve vergide adalet talebiyle kamu iş yerlerinde kaynama vardı. Kamu iş yerlerinde kaynamanın yansımasını ilimiz Kayseri’de sendikal bürokrasinin tüm engelleme girişimleri karşısında üyelerin sesini dinlemek zorunda kalıp, işçilerin eylemine katılmak zorunda kaldılar. En kalabalık kitleyi askeri iş kolundaki işçiler oluşturuyordu. Mesai çıkışında tüm servislerin eyleme gelmesi kitlenin giderek kalabalıklaşması işçileri heyecanlandırıyordu. Atölyelerden birbirlerini tanıyan işçiler karşılaştıkça "gelmeseydin iş yerinde ifadeni alacaktım" diyalogları havada uçuşuyordu.

Askeri iş kolunda genç işçilerin sayısının arttığı eyleme yansıyan başka bir  yanıydı. Askeri iş kolundaki genç işçiler aylardan beri sendikalarını eyleme zorladıklarını atılan sloganlara yansıtıyordu. Fakat genç işçilerin eylem tecrübesinin olmamasına rağmen en canlı katılan işçiler olmuştu. Eylemin yetersiz olduğunu ve daha gerçekçi eylem yapılması gerektiğini söyleyen deneyimli, deneyimsiz işçilerde vardı. Askeri işkolunda yasalarla güvence altına alınan "grev yasağı"nı delmek gerektiğini düşünen işçiler "grev" diyordu.

Ankara’da yapılacak eylem işçilerin diline pelesenk olmuşçasına eylem içerisinde kendi aralarında Ankara eyleminin daha önemli olduğu söyleniyordu. Bunu şu sloganla dile getiriyorlardı:  "Ankara Ankara duy sesimizi bu gelen işçisinin ayak sesleri" Eylemin başlangıcında atılan slogan "Harb-İş  işçisi vatan bekçisi” oldu. Az da olsa şehrin en kalabalık yerinden geçerken "şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganı atan işçi kesimlerine başka işçilerden uyarı geldi: "eylemin niyetine uygun hareket edin" Aralarda kısık sesle de olsa işçi bölükleri "hükümet istifa" sloganları attı.

Karayollarında ve il özel idarelerde örgütlü Yol-İş 1 No'lu şubenin 150 kişilik kitlesiyle katılımı dikkat çekti. Karayolu işçilerinin 1 Mayıs ve başka eylemlerdeki tecrübesinden kaynaklı kortejin disiplinli bir şekilde oluşmasında görebildik.  Yol-İş üyesi işçiler "vergiyi tabana, değil tavana yayın", "iş ekmek özgürlük", "ek zam, seyyanen zam ve 696 KHK’nın kaldırılması" talepli dövizlerle başlangıç noktasında toplanmışlardı.

Eyleme rengini veren, kadın işçilerin çoğunlukta olduğu Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanelerinden katılan Sağlık-İş üyesi işçilerdi. Geçtiğimiz yıllarda örgütlenen ve bir dizi eylemler yapan sağlık işçilerinin az katılması da başka dikkat edilmesi gereken bir noktaydı. Yaklaşık 1500 üyesi bulunan Sağlık-İş Sendikası neden bu kadar az üyeyle katılmıştı? Sorulması gereken soru buydu.

Eyleme katılan diğer kamu işçileri Kayseri Üniversitesi ve Erciyes Üniversitesinde idari işlerde çalışan Koop-İş üyesi işçilerdi. Devlet Su İşleri ve Kayseri Elektrik kurumunda çalışan Tes-İş üyesi işçilerde az da olsa katılmışlardı. Eylemin en öne çıkan noktası genç işçilerin Türk-İş Konfederasyonuna olan öfkeydi. Bu öfkenin önümüzdeki günlerde aylarda kopacak fırtınanın habercisiydi. Çünkü kazanım elde edilmemesi durumunda Türk-İş Genel Merkezi kelle koltukta gezmeye başlayabilir.

Ergün Atalay’ın iktidara bilinen yakınlığı işçiler nezdinde daha gözle görünür hale gelmiştir. İktidara yakınlığı işçiler arasında yeter artık söylemlerinin yüksek sesle haykırılmasına sebep oluyor. Kamu işçilerinin başlatmış olduğu ek zam eylemleri sendikal bürokrasinin tüm engellemelerine rağmen sürdürülmektedir. Şunu açıkça belirtmek gerekirse kamu işçilerinin kendilerinin inisiyatif aldığı noktada karşısındaki iktidarı da sendikayı da titretecektir. Kamu işçilerinin 1990 yılında gerçekleştirdiği eylemler genç işçilere rehber olacaktır.

ÖNCEKİ HABER

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İtalya Başbakanı Meloni'yle görüştü

SONRAKİ HABER

Irak'ta ABD askerlerinin bulunduğu Ayn el-Esad Üssü'ne füze saldırısı düzenlendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa