21 Ocak 2024 15:00

TTB Deprem çalıştayı: Bir halk sağlığı sorunu olarak Marmara Depremi

TTB'nin düzenlediği çalıştayda "İstanbul depremi ve olası sonuçları", "Deprem, afet ve çalışma ortamı" ve "Deprem ve çözümsel yaklaşımlar" başlıklı paneller düzenlendi.

TTB Deprem çalıştayı: Bir halk sağlığı sorunu olarak Marmara Depremi

Fotoğraf: Nisa Sude Demirel/Evrensel

Türk Tabipler Birliğine (TTB) bağlı İstanbul Tabip Odası (İTO) ve İstanbul Barosu 20-21 Ocak tarihlerinde düzenlenen “Öncelikli Bir Halk Sağlığı Sorunu, İstanbul - Marmara Depremi” konulu kongre, son gününde devam etti. İstanbul Barosu’nda gerçekleştirilen etkinlikte ikinci günde “İstanbul depremi ve olası sonuçları”, "Deprem, afet ve çalışma ortamı" ve "Deprem ve çözümsel yaklaşımlar" başlıklı paneller düzenlendi.

"6 SENEMİZ KALMIŞ OLABİLİR"

“İstanbul depremi ve olası sonuçları” panelinde oturum başkanlığını Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş yaptı.

Oturumda TTB Olağan Dışı Durumlarda Sağlık Hizmeti Kolundan Uzm. Dr. Seçkin Kara, "Beklenen İstanbul Depremi ve Kriz Yönetimi" başlıklı sunumunu yapmak için kürsüye çıktı. 6 Şubat depremlerinde TTB’nin kriz masasında görev alan Kara, depremin ardından deprem bölgesinde gitmekte çok zorlandıklarını, iktidarın insanların bölgeye gidişini engellediğini ve kamu kurumlarının ise bölgeye vaktinde ulaşamadığını vurguladı.

Olağan dışı durum tanımının kriz ve acil durum ifadelerini de kapsadığını belirten Kara, Deprem öncesinde alınmayan önlemlerin can kaybını artırdığını belirtti. Kara, Krizin uzamasına neden olan etkenleri anlatırken "6 Şubat depremlerinde iletişim ağlarında büyük bir problem çıkmamış olması şanstır ancak bildiğiniz gibi bir bant daralmasına gidildi, bu da krizi uzatan nedenlerden biri” dedi.

AFAD’ın deprem bölgesindeki kentleri afet durumunda birbiriyle kardeş şehir ilan edildiğini hatırlatan Kara, "Bu majör bir hatadır ve krizi uzatmıştır” diye konuştu. 1999 depreminden sonra önlem alınmadığını, rantiye mimaride artış olduğunu, imar affı uygulamasına devam edildiğini belirten Kara, "2000 yılında yapılan bir araştırmaya göre 30 sene içerisinde 7 büyüklüğünün üzerinde bir deprem olma riski yüzde 60. Yani son 6 senemiz kaldı" dedi.

"KİMLİKLENDİRME EKİBİ KURULMALI"

Adli Tıp Uzmanları Derneği’nden Uzm. Dr. Miraç Özdemir de "Kitlesel Felaketlerde Adli Tıp Hizmetleri" başlıklı sunumu gerçekleştirdi. Depremin ikinci gününden itibaren Maraş’ta olan Özdemir, adli tıpın deprem ardından kimliklendirme, defin, kanıtların araştırılması gibi görevleri olduğunu anlattı. "Felaket Kurbanlarının Kimliklendirilmesi" ekibinin kitlesel afetler için çok önemli olduğunu, Türkiye’de böyle bir ekibin henüz kurulmadığını ifade etti. Depremin ardından kayıp olan çocuklara da değinen Özdemir, kimliklendirme işleminin bunun önüne geçilmesinde kritik olduğunu söyledi.

Türk Yoğun Bakım Derneği’nden Prof. Dr. Serdar Epözdemir, "Hastanelerdeki Yoğun Bakım Üniteleri Depreme Hazır mı?" konulu sunumu gerçekleştirdi. Bir afetin felakete dönüp dönmemesinin toplumsal hazırlığa bağlı olduğunu anlatan Epözdemir, afetten her zaman en fazla yoksulların etkilendiğini ifade etti.

Yoğun bakım yatak sayısının yüzde 35’inin özel sektöre ait olduğunu belirten Epözdemir, "Yoğun Bakım Ünitesi çalışanlarının eğitimi çoğu hastanede yetersizdir. Çoklu kayıpların olduğu deprem durumlarına hazırlanmak için YBÜ’de yetkin bir yöneticinin yazılı ve kapsamlı bir protokolü olmalıdır. Doğru işi, doğru kişi, doğru zamanda gerçekleştirmektedir" dedi.

DEPREMDE TOPLUMSAL RUH SAĞLIĞI

Türkiye Psikiyatri Derneği’nden Prof. Dr. Ejder Akgün Yıldırım, "Deprem ve Toplumda Yarattığı Ruhsal Sorunlar" sunumunu yaptı. Türkiye’nin psikiyatri ile 1999 depreminden sonra tanıştığını anlatan Yıldırım, "Bu coğrafyada 100 binden fazla kişi öldü on yıllardır depremlerde. Ancak bize her seferinde yabancı geliyor" ifadelerini kullandı. Yıldırım, yıkılmayan binaların ruh sağlığı açısından önemli olduğunu vurguladı.

“Deprem, afet ve çalışma ortamı” konulu panelin oturum başkanlığını Av. Alev Akbay yaptı. Oturumda İstanbul Barosu Sağlık Hukuku Merkezinden Av. Ayşe Nur Yüzbaşıoğlu, "Deprem Sonrası Sağlık Hakkı ve İdarenin Sorumluluğu" sunumu gerçekleştirdi. Hemşire SES Şişli Şubesinden Ferdane Çakır deprem durumlarında sağlık çalışanlarının durumunu anlattı. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Denizcan Kutlu ise “Deprem ve Halk Sağlığının Gizli Yüzü, İşyerleri” başlıklı sunumunu yaptı.

Etkinliğin son oturumu “Deprem ve çözümsel yaklaşımlar” konulu panel oldu. Oturum başkanlığını Tekirdağ Tabip Odası Başkanı Dr. Şenol Özcan’ın yaptığı oturumda İstanbul Şehir Plancıları Odası Başkanı Pelin Giritlioğlu, “Olası İstanbul Depremi ve Kentsel Dirençlilik” başlıklı sunumu gerçekleştirdi. Elektronik Mühendisi S. Uğur Bayraktar “Acil Durumlarda Tıbbi Teknoloji Yöntemleri” sunumunu, Geomatik Mühendisi Prof. Dr. Himmet Karaman ise “Mekânsal Bilgi Sisteminin Afetlere Yönelik Tasarımı” sunumunu gerçekleştirdi. (İstanbul/EVRENSEL)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen'in tutukluluğuna yapılan itiraz "kaçma şüphesi" gerekçesiyle reddedildi.

Evrensel'i Takip Et