‘Milletin parası’ bir bağ naneye yetmiyor
Ankara’da marketlerde yer alan sebze ve meyve fiyatları, pazar fiyatının oldukça üstünde. Marketlerde 40 TL’nin altına düşmeyen sakız kabağın fiyatı pazarda 25...
Fotoğraf: Kübra Kırımlı/Evrensel
Kübra KIRIMLI
Ankara
Yurttaşlar hayat pahalılığı ile baş etmeye çalışıyor. Ankara Sıhhiye pazarı ve çeşitli marketlerde bir araya gelerek geçinme halleri üzerine konuştuğumuz yurttaşlar geçim derdinde olduğunu söyledi. Sıhhiye pazar esnafı emeklilerin artık pazara uğramadığını anlattı. Maydanozları çuvaldan çıkarıp bağ haline getiren bir pazar işçisi ise, “Yeşillik tezgahta kalır mı? Kalıyor. İnsanlar artık nane, maydanoz bile alamıyorlar” dedi. Oysa Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek yakın bir zamanda Ankara’da valilerle bir araya gelip tasarruf etmeyi tembihlemiş, “Babamızın parası değil, milletin parası” demişken; milletin parası dedikleri temel geçim ücretleri olan asgari ve emekli maaşlarının bir bağ naneye yetmediğini gördük.
Aslında bu haberin çıkış noktası yan yana geldiğimiz yoksul yurttaşlar, artık pazar ile market fiyatları arasında fark kalmadığını belirtti. Bu vesile ile Ankara’da bulunan çok sayıda markete girdik. Aynı ürünün neredeyse her markette farklı fiyatlandırılması dikkat çekti. Bu da akla “Daha ucuzu almak için market market geziyoruz” diyen yurttaşları getirdi. Bu fiyatlandırmaya iki örnek vererek devam edelim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın miting meydanlarından yurttaşlara fırlattığı ÇAYKUR’un aynı çeşit siyah çayın yarım kilogramı meşhur 3 harfli marketlerden ikisinden birinde 89.50 TL iken diğerinde 99 TL. Diğer büyük marketlerde ise aynı çayın yarım kilogram fiyatı birinde 94.90 TL iken diğerinde 86.25 TL. Ankara Büyükşehir Belediyesinin açtığı markette aynı marka çay yok. Ancak yine Karadeniz’den gelen 500 gram siyah çayların fiyatı 58.25-69.25 ve 72.25 TL aralığında değişiyor. Bir diğer ele aldığımız ürün ise sıkça zamlanan süt oldu. Gezdiğimiz marketlerde 1 litre sütün fiyat aralığı en düşük 23.25 TL iken en yükseği 37.50 TL.
Marketlerde yer alan sebze ve meyve fiyatları, pazar fiyatının oldukça üstünde. Marketlerde 40 TL’nin altına düşmeyen sakız kabağın fiyatı pazarda 25. Yine 50 ila 70 TL arasında değişen domatesin fiyatı pazarda 20 ila 40 TL arasında değişiyor.
"HAYAT PAHALILIĞI KARŞISINDA AKLA İLK ÇOCUKLAR GELİYOR"
Marketlerden birinde konuştuğumuz asgari ücretle çalıştığını söyleyen Selda, 47 yaşında. “Fiyatları nasıl buluyorsunuz” sorusunu sorduğumda, “Sabah haberlerde söylüyordu; yumurta fiyatı artacak diye. Süt ürünlerine de zam geliyormuş. Süte zam demek peynire ve yoğurda da zam demek. İnsanlar çocukların beslenmesine ne koyacaklar? Bizim evde çocuk yok. Ama bu hayat pahalılığı karşısında ilk akla çocuklar geliyor” dedi. Yanımdan uzaklaştıktan kısa bir süre sonra geri dönen Selda; “Ya bir de 31 Ocak’ta herkese milli piyango çıkmış gibi ürünlere zam geldi değil mi? 1 Ocak’ta bir de baktık ki market ürünleri zamlanmış. Oysa asgari ücrete gelen zam ortada. Madem asgari ücrete yılda iki kez zam geliyor; market ve diğer tüm ürünlere de yılda iki kez zam uygulansın. Hoş milli piyango demişken onun da başına geleni biliyoruz; onu bile çaldılar” diye konuştu.
"HARÇLIĞIM BAZEN BİR KALEM ALMAYA YETMİYOR"
Uğur Mumcu Caddesi’nde yer alan büyük marketlerin birinde konuştuğumuz Betül Can Anadolu Lisesinden bir öğrenci de ekmek reyonundan simit alıyordu. Çoğu zaman simit dahi almakta zorlandığını söyleyen lise öğrencisi, “Arada okula kahvaltı için ekmek arası getirdiğim de oluyor. Harçlığım oluyor ancak masraflarıma yetiyor. Sınava hazırlanıyorum. Bazen cebimdeki para kalem almaya yetmiyor bile” dedi.
SAVCI KAMKAT İSTERSE…
Sıhhıye pazarında satışları nasıl gittiğini sorduğum iki esnaf da işlerin durgun olduğundan bahsediyor. Meyve satışı yapan bir esnaf, “Gökçek gitti. MHP Lideri Bahçeli de istifa edip, Demirtaş da özgürlüğüne kavuşursa biz de rahat ederiz” diyor. Alışveriş yapan bir kadının “siyaset yapma” uyarısı karşısında gülerek yanıt veren esnaf, “Tamam yapmayalım, hadi sen istediğin gibi yap alışverişini yapabiliyor musun? Bir kilo meyve bile alamıyorsun. Neden? Ver tartayım...” diyerek gülmeye devam ediyor. Kadının hemen ardından savcı olduğunu anladığımız bir kadın aynı tezgaha yaklaşıp “Kamkat var mı?” diye soruyor. Bu kez pazarcı, “Portakalı zor satıyoruz sayın savcım. Kimse kamkat almaz” diyor. Savcı “Sen getir ben alırım” diyerek uzaklaşıyor. Esnaf dönerek, “Yanlışımız var mı? Kamkat istiyor. (Gülüyor) Bir kişi kamkat yiyecek diye kamkat getirmemizi istiyorlar, geldiğimiz nokta budur” diyor.
"DÖN PAZARA BİR BAK KAÇ EMEKLİ VAR?"
Tezgahında domates, kabak ve çeşit çeşit biberler bulunan bir esnaf ise günü zor kurtardıklarından bahsediyor: “Zor geçiniyoruz. Git herkese sor, herkes boğazına ne koyacağının derdinde. Milyonlarca insan asgari ücret alıyor değil mi? Asgari ücrete yapılan zam ortada! Eskiden bu pazara emekliler de gelirdi. İyi kötü alışverişlerini yapıp dönerlerdi. Dön bak pazara kaç emekli var? Gelemiyorlar. Onları hepten açlığa mahkum ettiler. Daha yeni zam aldılar neye çare olacak? Markette şu biberin (Sarı-kırmızı renkteki dolmalık biberleri gösteriyor) kilosu 79 TL. Daha sabah markete uğrayıp geldim etiketi yazdım. Ben de kilosu 30 TL. Yine de satış yapamıyoruz. Zor ayakta duruyoruz. Herkesin ama herkesin durumu aynı.”
"YEŞİLLİK TEZGAHTA KALIR MI? KALIYOR"
Büyük bir çuvaldan çıkardığı maydanozları bağ yapan genç bir satıcı da, “Yeşillik tezgahta kalır mı? Kalıyor. İnsanlar artık maydanoz nane bile almıyorlar. Yaptığım bağların yarısı kalıyor” diye konuşuyor. Pazardan ayrılırken Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Ankara’da valilerle yaptığı toplantıdan “Bu babamızın parası değil, milletin parası” sözleri aklıma geliyor. Bir de maydanozun bağının beş liradan alıcı bulamadığı... Yürüyorum.