ÇocukÇA üyesi Necla Korkmaz: Çocuklar evde, okulda ve sokakta güvenlik riski yaşıyor
Kayyumların çocuklar için açılan kreş ve merkezleri kapattığını belirten ÇocukÇA üyesi Necla Korkmaz, "Çocuklar evde, okulda ve sokakta güvenlik riski yaşıyor" dedi.
Fotoğraf: MA
Çocuk Çalışmaları Derneği (ÇocukÇA) Dayanışma Kurulu üyesi Necla Korkmaz, kayyumun gelmesiyle birlikte kentlerde çocuklar için alan bırakılmadığını belirterek, güvenlikçi politikaların çocuklara yansımalarını Mezopotamya Ajansından Eylem Akdağ'a değerlendirdi.
"ZIRHLI ARAÇLAR TEHLİKE DUYGUSUNU GÜÇLÜ TUTUYOR"
Korkmaz, sokağa çıkma yasaklarından sonra çocukların travmatik süreçler yaşadığını belirterek, Diyarbakır'ın Sur ilçesinden örnek verdi. Korkmaz, “Sürekli zırhlı araçların alanlarda bulunması, tehlike duygusunu güçlü tutuyor ve insanların gündelik yaşamlarını, rutinlerini gerçekleştirirken bile kaygılı yaşamalarına neden oluyor” dedi. Zırhlı araçların sokaklarda sıklıkla geçtiğine dikkat çeken Korkmaz, "Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelere rağmen en fazla ihlal ettiği alanlardan biri çocuk haklarıdır. Çocuğun güvenli alanlarda yaşamasını sağlamak zorundayken, ‘güvenlikçi politikalarla’ sürekli tehdit altında yaşamak zorunda bırakılıyor” ifadelerini kullandı.
"KAYYUMUN ÇOCUKLARA ALAN YARATMAYA PRATİĞİ OLMADI"
Sokağa çıkma yasakları sonrasında kentte harabe, metruk evin çoğaldığını, madde bağımlılığının arttığını ve kent yoksullaşmasının en üst düzeylere çıktığını aktaran Korkmaz, bu olumsuz tablonun da çocuklara yansımasının ağır olduğunu ifade etti. Yıkılan ev ve harabelerin tamamının “bir suç alanına” dönüştürüldüğüne dikkat çeken Korkmaz, "Sur’da çocukların nitelikli zaman geçirebilecekleri mekânlar neredeyse yok. Parklar çok sınırlı sayıda ve sadece küçük yaş grubunu kapsıyor. Mahalle içerisinde çocukların top oynayabileceği kendi enerjilerini aktarabilecekleri bir alan yok. Harabelere zaman zaman top oynamak için gittiklerinde karşılaştıkları riskler nedeniyle aileler ayrıca tutucu davranmak durumunda kalıyor. Çocuk hem evde hem dışarıda hem okulda hem de sokakta o güvenlik riskini sürekli yaşıyor. O açıdan kayyumun burada çocuklara dair bir alan yaratmak gibi bir pratiği olmadı” dedi.
"NEHİRLERDE ÇOCUKLARIN BOĞULMA RİSKİ ÇOK"
Korkmaz, Sur ilçesinden örnekler vermeyi sürdürerek, "Kız çocuklarını kapsamayan, engelli çocuğu dahil etmeyen bir çok alan var. Çocuklar için alan olmadığı için yüzmek için Anzele’yi tercih ediyorlar. Burası çocuklar için risk barındırıyor. Biraz daha ergen grup için konuşacak olursak, 14 yaş üstü grubu da Dicle Nehri’ne gitmeyi tercih ediyor ve maalesef orada da yaşanan rantlar nedeniyle (kum ocaklarının yoğun olduğunu biliyoruz) çocukların çok fazla boğulma riski gerçekleşiyor” diye belirtti.
"ÇOCUK MECLİSLERİ KURULMALI"
Çocukların göz ardı edildiğini belirten Korkmaz, "Çocuk derneği olarak işin öznesi olan çocuklar adına konuşmayı çok doğru bulmuyoruz. Zaman zaman çocuklarla yapılan atölyelerden yine çocukların kendi aralarında gerçekleştirdiği diyaloglardan yola çıkarsak, her şeyden önce beklentimiz biran önce kent meclislerinin, çocuk meclislerinin oluşturulmasıdır. Meclislerde oluşturulacak atölyelerin sonucunda elde edilen sonuçlar değerlendirilmeli. Bütün çalışmaların çocukların ‘dört şemsiye haklar’ diye ifade ettiğimiz; yaşama, gelişme, ayrımcılık yapmama, çocuğun üstün yararı gibi ilkeler çerçevesinde planlaması gerekiyor” şeklinde konuştu.
"ÖZGÜN BÜTÇELERİ OLMALI"
Eğitim destek evlerinin önemini vurgulayan Korkmaz, çocuklar için anadilinde, akademik ve uygulamalı çalışmaların başlatılması gerektiğini söyledi. Korkmaz, “Daha önce biliyorsunuz Zarokistan pratikleri vardı, olumlu sonuçları oldu. Yine çocuk oyun alanlarının arttırılması gerekiyor, sadece parklardan bahsetmiyorum, çocukların kendilerini zihinsel özelliklerine göre geliştirebilecekleri alanların inşa edilmesi gerekiyor. Toplumsal cinsiyet perspektifinin zayıf olması nedeniyle kız çocuklarının katılımı çok az. Bu anlamda farkındalık çalışmaları gerekiyor. Tüm belediyelerimizde çocuklara, çocuk çalışmalarına dair özgün bir bütçenin ayrılması gerekiyor. Çocuk müdürlüklerinin de kurulması gerekiyor. Kent dediğimiz şey bir katılım hakkıysa, çocukları da artık bu katılımın temel öznelerinden biri olarak öne çıkarıp, çalışmaları bu odakta ilerletmek gerekiyor” dedi.
Diyarbakır'da Kürtçe hizmet veren Zarokistan ile Xalxalok kreşleri Türkçe eğitime geçerken Cizre'de kreş hizmeti veren merkez kayyum tarafından yıktırıldı. Gürpınar Belediyesi kayyumu tarafından kapatılan çocuk kreşi ise Kuran Kursu’na dönüştürüldü. Wan kayyumu, uyuşturucu ile mücadele için kurulan Hinar Çocuk Yaşam Merkezi’ni kapattı. Edremit Belediyesi kayyumu, "Pêşdibistana Taybet İnan (Taybet İnan Kreşi)” ismini önce tabeladan sildirdi, sonra da kreşe "Aile Destek Evi" tabelası astırdı. (HABER MERKEZİ)