23 Ocak 2024 05:10

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren: Mülki amir kendini yargı yerine koyamaz

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, İmam M.K.’nin Kaymakam Burak Akeller tarafından darbedilmesinin hukukta yeri olmadığını söyledi, olayı adeta meşru gösteren tutumun kaygı verici olduğunu vurguladı.

Burak Akeller I Fotoğraf: DHA

Paylaş

Elif Ekin SALTIK
Diyarbakır

Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde, Kaymakam Burak Akeller’in cuma namazı için gittiği camide imam M.K’yi mikrofonla darbettiği olaya ilişkin Valilik soruşturma başlatmış, Diyanet İşleri Başkanlığı ise dövülen imam hakkında soruşturma başlattığını duyurmuştu. Kaymakam Akeller, “Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından her hafta okunması gereken hutbede, bu hafta şehitlerimiz ile ilgili olarak rahmet duası vardı. Cami imamı bu kısmı okumadı, ben de hutbeden sonra dışarıda kendisine yüksek sesle tepki gösterdim, kimseyi darbetmedim” savunmasında bulunmuştu. İmam ise darp raporlarını sunmuştu.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da sosyal medya hesabından “Metnin tam okunmasını sağlamıştır” demişti. Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren yaşanan olayı, İçişleri Bakanının tweetini ve mülki amirlerin tutumunu gazetemize değerlendirdi. İçişleri Bakanının attığı tweetten sonra yaşanan olayın seyrinin değiştiğini söyleyen Eren, “İmam ifadesinde çok açık söylüyor, Kaymakamın hutbe esnasında kendisine yönelik sözleri üzerine hutbeyi tekrar okuyor. Burada asıl mesele Kaymakamın koruması vasıtasıyla odanın kapısını kapattırarak İmamı darbetmesi. Bunlar İmamın ifade tutanaklarında var, darbedilmesi, hakaret edilmesi, İmamın tehdide maruz kalması, bir kaymakamın bir imamın yanlış eksik ya da hatalı işlemine karşı o hakkı kendisinde bulması. Bizim itiraz ettiğimiz mesele bir görev suçu, bir ihmal varsa yasal sürecin başlatılması. İmamın maruz kaldığı muamele hukuk düzeninde asla kabul etmeyeceğimiz bir şey” dedi.

"KAYMAKAMIN FİİLİNİ OLUMLAYAN TUTUM GELİŞTİ"

Yasal süreçle birlikte İmam ve ailesiyle sürekli iletişim halinde olduklarını belirten Eren, tanıkların ifadelerinin de alındığını hatırlattı. Olaya ilişkin kaygılarını dile getiren Eren şöyle devam etti: “Kaymakamın işlediği fiili adeta doğru gösteren, olumlayan biri tutum gelişti. İdari anlamda ihmal, eksiklik de olsa, kişilerin davranışları bir suç da teşkil etse yürütülmesi gereken süreç hukuki süreçtir. Ancak buradaki kişinin kendisini yasa yerine ya da kanun koyucu, yargı yerine koyarak kişiyi cezalandırması, kişiye karşı bu tür suç teşkil eden fillerde bulunmasını kabul etmemiz mümkün değil.”

"OLAYIN ‘TERÖRLE MÜCADELE’ ÜZERİNDEN TARTIŞILMASI KAYGI VERİCİ"

Özellikle bölge illerindeki kolluk güçlerinin, mülki amirlerin suç oluşturan davranışlarına karşı sürdürülen cezasızlık politikalarına da değinen Eren, “En çok üzerinde durduğumuz kamu görevlilerinin işlediği suçlardan kaynaklı yargının cezasızlık politikasının verdiği cesaret. İtiraz ettiğimiz hukuksuz davranışların özellikle ‘terörle mücadele’ adı altında meşru ya da doğru görülmesi veyahut aklanması. Şahsi yorumum İmamın kardeşi polis olmamış olsaydı ya da babası koruculuktan emekli olmamış olsaydı inanın o İmam çoktan gözaltına alınmıştı. Bu tür dosyalarda bugüne kadar gördük ki, bir algı oluşturulur, yaratılan algı ile birlikte kişiye bir linç kampanyası başlar ve kişi bir şekilde yargı tehdidi ve taciziyle karşı karşıya kalır. Kaymakamın icra ettiği davranışların terörle mücadele mantığıyla kamuoyunda tartışılması kaygı verici. Bu da biraz cezasızlık politikasından kaynaklanan bir cesaret” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

İsrail ordusu, Gazze'de görev yapan Kfir Tugayı'nın geri çekildiğini duyurdu

SONRAKİ HABER

Ana dili herkes için haktır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa