TEMSA 4 yılda 4 kat büyüdü: Patron kâr katladı, işçi borca battı
MESS kapsamındaki TEMSA, 2020 yılından bugüne kadar avro bazında 4 kat büyürken, işçiler ise borç içinde yaşamaktan kurtulamadıklarını söylüyor.
Temsa tanıtım filminden ekran görüntüsü alınmıştır
Aydın YİĞİT
Adana
150 bin işçiyi ilgilendiren MESS grup toplu iş sözleşmesi, patron örgütü Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile işçi sendikaları Türk Metal, Birleşik Metal-İş ve Özçelik-İş arasında yapılan anlaşmayla geçen hafta sonuçlandı. Her ne kadar ücretlere ortalama yüzde 98 oranında zam yapılsa da, MESS kapsamındaki birçok fabrikada olduğu gibi Özçelik-İş’in örgütlü olduğu Adana’daki TEMSA’da da işçilerin aldığı ücretlerle patronun elde ettiği kâr oranları arasındaki makas kapanmadı.
Kamyonet, midibüs ve otobüs üretimi yapan TEMSA, Otomotiv Sanayi Derneği verilerine göre 2023 yılında bir önceki yılın tam iki katı kadar ihracat yaparken, yine 2023 yılında bir önceki yıldan daha fazla üretim yaptı. 2022 yılında 1092 kamyonet, 734 midibüs ve 631 otobüs üretilen TEMSA’da 2023 yılında 1152 kamyonet, 1119 midibüs ve 961 otobüs üretildi. 2022 yılında 126 midibüs ve 461 otobüs ihraç eden TEMSA, 2023 yılında 52 kamyonet, 349 midibüs ve 760 otobüs ihraç etti.
Bu verilerin yanında TEMSA CEO’su Tolga Kaan Doğancıoğlu, geçtiğimiz hafta bir internet sitesine verdiği röportajda “2020 yılından bugüne kadar avro bazında 4 kat büyüme gerçekleştirdik. 2021’de yüzde 122’lik ciro büyümemiz, 2022’de yüzde 157 ciroya ulaştı. Yani 2020-2022 arası kümülatif olarak baktığımızda yüzde 550’yi aşan bir büyümemiz var. 2023’ün ilk 9 ayında ciro büyümemiz geçen yılın aynı dönemine göre TL bazında yüzde 116 (5.8 milyar TL), dolar bazında ise yüzde 55” ifadelerini kullandı.
İŞÇİNİN PAYINA DÜŞEN DEVEDE KULAK
TEMSA’nın sitesinde yer alan güncel fiyat listesine göre elektrikli belediye otobüsü fiyatı 20 milyon 500 bin lira. Sözleşme imzalanmadan önceki işçi ücretleri skalasına göre, yaklaşık 1300 işçinin çalıştığı fabrikada bir adet elektrikli otobüsün fiyatıyla işçilerin bir aylık ücreti ödenebiliyor. Verilere göre 12 adet elektrikli otobüs satışından bir yıllık işçi ücretleri ödenebilirken, işçiler bu 12 otobüsü yaklaşık üç günde üretiyor. Yani yılın kalan 362 gününde işçiler TEMSA’da yalnızca patron için çalışmış oluyor.
Yine yüksek enflasyon, başta artan döviz kuruna bağlı olarak temel tüketim maddelerine yapılan zamlar ve gelir vergisi kesintisi, işçileri her gün bir önceki güne göre daha çok yoksullaştırırken, aynı şekilde patron satış yaptığı için her gün bir önceki güne göre daha çok kazanmaya devam etti. Kısacası son sözleşmede alınan yüzde 98 zam, patronun bu kârı karşısında deyim yerindeyse devede kulak.
ŞİMDİDEN HESAP YAPILMAYA BAŞLANDI
CEO Tolga Kaan Doğancıoğlu’nun fabrikada yaptığı toplantılarla büyüme rakamlarından bahsettiğini aktaran 9 yıllık bir TEMSA işçisi, “Büyüme olmuş, doğru ama işçi neden büyümedi? Bugün fabrikadaki işçiler 40 bin, 50 bin lira borç içinde. Herkesin kredi borcu var” diyor.
İşçiler imzalanan sözleşmede yüzde 98 zam alınmasını geçici olarak kabul etmiş görünürken kısa bir zaman sonra bu zammın da yeterli olmayacağının farkında. Aynı işçi şunları söylüyor: “Birkaç aya vergi dilimine gireceğiz. Alınan zam yine eriyecek. Yüzde 98 şimdilik iyi görünse de fazla mesaiye kalırsak 3 ay içinde 110 bini göreceğiz vergi dilimine gireceğiz. Ben 6 aydan sonra fazla mesaiye kalacağım o yüzden.”
Kendilerine sürekli kaba davranıldığını ifade eden işçi, “Sesini çıkaran işten çıkarılıyor, sendika da buna ortak oluyor” diyor.
SABANCI’YA KIYAJ İŞÇİYE YÜK
Henüz ücretler ödenmeden işçilerden vergi kesilirken, birçok patron gibi TEMSA’nın sahibi Sabancı Grubuna da birçok vergi muafiyeti tanınıyor. Yani patronlar sadece fabrika içinde değil doğrudan ülkenin ekonomi politikaları sayesinde de işçilerin sırtından kazanmaya devam ediyor. Burada, TEMSA’nın yüzde 50 sahibi Sabancı Holdingin ortaklarından Güler Sabancı’nın, 2018 yılında dönemin Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıklamasıyla patronlara verilen teşviklerin duyurulduğu yeni ekonomi modeli toplantısı sonrası bakana yaptığı övgüleri de hatırlatalım.
SENDİKACILAR NEREDEYDİ?
İşçilerin anlattıklarına dönecek olursak, işçiler ücretlerinin erimesi, çalışma koşullarının ağırlaşmasından sendikacıları da sorumlu tutuyorlar. 2022 yılının ekim ayında işçiler, promosyon talebiyle yaptıkları yürüyüşte sendikacıları da kendilerinin yanında olmaya zorlamıştı ancak sonrasında eylemlere katıldığı gerekçesiyle bir işçi işten atılmıştı. Her ne kadar sözleşme için yapılan eylem, sendikacıların çağrısıyla gerçekleşmiş olsa da bir grup işçi bu işten atmanın tedirginliğini de yaşamıştı. Bir kıdemli işçi, kendilerinin yıllar içinde eriyen ücretlerine atıfta bulunarak, “Biz bunları yaşarken sendika neredeydi? Son sözleşmede patronların grev korkusundan bu kadar alabildik” diyor.
İŞKUR ÜZERİNDEN SIFIR MALİYETLİ İŞÇİ
Metal iş kolunda fabrikalar son yıllarda durmaksızın gençleşiyor. Patronlar bir taraftan kıdemli işçi ücretlerinden kurtulmak için daha düşük ücrete çalışan genç işçileri tercih ederken bir taraftan da çoğu genç olmak üzere İŞKUR üzerinden yüzlerce işçiyi sıfır maliyete çalıştırıyor. Ortalama yüzde 98 olarak imzalandığı açıklanan sözleşmede de 1-2 yıllık işçilerin zam oranı yüzde 98’in altında olduğu anlaşılıyor. Zammın tam olarak kendisine ne kadar yansıdığını bordroyu görünce öğreneceğini söyleyen bir yıllık bir işçi, şunları anlatıyor: “Eylülde eylemlere başlasaydık daha farklı olurdu. Son ana kaldı bizim sendikanın yaptığı eylem. İş bırakma eylemi bile herkesin işi bittikten sonra yapıldı, yani iş bırakma olmadı sayılır. Laf olsun diye eylem yaptı ama yine de bütün fabrika katıldı. İşçilerin isteği fazlaydı. Biz aslında yüzde 98 de almadık genç işçiler olarak. Galiba benim zam oranım yüzde 85 oranında.”
Öte taraftan sendikacıların fabrika içinde yaptığı her toplantıda emeklilik maaşı, promosyon talebi, vergi dilimi gibi bir dizi konu işçiler tarafından dile getiriliyor. Son sözleşme bir nebze de olsa ateşe su dökmüş gibi görünse de işçiler bu rahatlamanın kısa süreceğinin farkında. TEMSA işçileri, pandemi döneminde düşük yoğunluklu üretim dönemlerinin üzerlerine serptiği ölü toprağını atmaya başlamış görünüyor.