Dr. Ahmet Murat Aytaç: Mevcut güç ilişkileri yeniden onaylandı
Dr. Ahmet Murat Aytaç, "daha adil bir dünya" diyen Erdoğan'ın her seferinde mevcut dengeleri sarsacak bir yönelimde olmadığını, yürürlükte olan güç ilişkilerini yeniden onayladığını belirtti.
Fotoğraf, Ahmet Murat Aytaç'ın kişisel arşivinden alınmıştır.
Şerif KARATAŞ
İstanbul
NATO’nun bu dönem yayılma stratejisini ve Türkiye’nin pozisyonunu gazetemize değerlendiren Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden Dr. Ahmet Murat Aytaç, “Erdoğan her fırsatta ‘daha adil bir dünya’ talebini ileri sürüyor. Ancak aktüel politik gelişmeler karşısında verdiği tepkiler, mevcut dengeleri sarsacak bir yönelimde olmak şöyle dursun, yürürlükte olan güç ilişkilerini yeniden onaylamanın ötesine geçemiyor" dedi.
Putin’in, Ukrayna’nın işgaliyle doruğa çıkan Rusya’nın saldırgan tutumunu açıklarken, “90’larda bize NATO’nun bir milim bile doğuya ilerlemeyeceği sözünü vermiştiniz. Bizi arsızca kandırdınız” sözlerini hatırlatan Ahmet Murat Aytaç, “Rusya askeri yayılmasını NATO’nun genişlemesine verilmiş bir tepki olarak formüle ediyor” dedi. Yeltsin döneminden bu yana NATO’nun 14 doğu ve güneydoğu Avrupa ülkesini üyeliğe kabul ettiğini hatırlatan Aytaç, “İşin ilginç tarafı, Putin’in NATO’nun Ukrayna’yı içererek genişlemesine dönük tepkisi amacının tersi bir sonuç üreterek, İsveç gibi tarihsel olarak tarafsız ülke olma konumuyla özdeşlemiş bir ülkeyi bile NATO’ya doğru itti” diye konuştu.
NATO’nun uluslararası ilişkilerde üstlendiği tarihsel işlevin basitçe “ABD’yi oyuna sokmak, Rusya’yı dışarıda tutmak ve Almanya’yı kontrol altında tutmak” diye formüle edilebileceğini dile getiren Aytaç’a göre “Soğuk Savaş döneminde SSCB’ye karşı uygulanan ‘çevreleme’ politikası, NATO açısından temel bir stratejik hedef olarak işlev görüyordu. Bugünkü genişleme de en azından Rusya tarafından benzer bir izolasyon süreci olarak algılanmaktadır. Mevcut çatışmanın esasını uluslararası ilişkilerdeki bu hiyerarşik yapılanmayı anlamadan açıklayamayız.”
"KONFORMİST VE OPORTÜNİST BİR SİYASET İZLENİYOR"
Türkiye’nin Ukrayna’nın işgaliyle ortaya çıkan krizi ve bunu takip eden NATO genişlemesine verdiği tepkisinin, görünüşte durumu kendi lehine fırsata dönüştürme çabası izlenimi uyandırsa da derindeki bu uluslararası güç rekabetine meydan okuyan bir nitelikte olmadığını söyleyen Aytaç, “Erdoğan her fırsatta ‘daha adil bir dünya’ talebini ileri sürüyor. Ancak aktüel politik gelişmeler karşısında verdiği tepkiler, mevcut dengeleri sarsacak bir yönelimde olmak şöyle dursun, yürürlükte olan güç ilişkilerini yeniden onaylamanın ötesine geçemiyor. Bir süredir yürütmekte oldukları ve ‘Türkiye ekseni’ adını verdikleri dış politika stratejisi, temelde fırsatçı ve dengeci bir yaklaşımı uygulamaya koymanın ötesine geçemiyor. Yani görünüşte çizilen radikal ve eleştirel tablonun aksine konformist ve oportünist bir siyaset izleniyor. Şimdi NATO’nun genişlemesi konusunda vardığımız yer bunu açıkça gösteriyor” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye F16’lar karşılığında ve aldığı kimi tavizler karşılığında İsveç’in NATO’ya katılımına Meclisten onay verildiğini belirten Aytaç, “NATO ile taraf ülke arasındaki ilişkilerin hükümet değişikliklerinden etkilenmemesi için benimsenen bir NATO kuralı. Eğer böyle olmasaydı, Erdoğan durumu pekâlâ bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle de sonuca bağlayabilirdi” diye konuştu.