25 Ocak 2024 16:00

Fransa’da çiftçi eylemleri sürüyor: Bizim sonumuz sizin açlığınız olur

Fransa’da Macron hükümetine taleplerini ileten çiftçiler "Üretici köylü yoksa, ülke yok" dedi. Çiftçiler yaşam ve üretim koşulları düzeltilmezse daha sert eylemler yapacaklarını açıkladı.

Fotoğraf: Luc Auffret/AA

Paylaş

Kıvanç DEMİR
Strasbourg

Fransa’da, Ulusal Tarım Çiftçileri Sendikaları Federasyonu (FNSEA), Genç Çiftçiler Sendikası ve Köylü Konfederasyonuna bağlı binlerce çiftçi traktör ve römorklarıyla sokaklara çıktı. 85’in üzerinde bölgede ve Bordeaux, Toulouse, Lyon, Nice, Marseille, Strasbourg, Mulhouse, Bayonne, Rennes, Lille, Nantes gibi birçok şehrin çevresindeki otoyol, otoban veya önemli geçiş yolları bloke edildi. Bugün akşam saatlerinde eylemlere devam edileceği açıklandı.

Çiftçiler soğuk hava koşullarından dolayı traktörlerinin yaktıkları ateş çevresinde kararlı bir bekleyiş içerisinde. Dün temsilci sendikalar tarafından hükümetle görüşmeler başladı ve 100’un üzerinde talep iletildi. Emmanuel Macron hükümetinin talepleri kabul etmemesi durumunda koşulların sertleşeceği belirtiliyor.

Fransız basınında yayımlanan bazı araştırmalara göre halkın yüzden 87’si çiftçilerin eylemlerini haklı buluyor ve destekliyor.

İçişleri Bakanı Gérald Darmanin da, "Çiftçilerin talepleri ve eylemleri meşrudur” dedi. Bakan, valiliklere yaptığı çağrıda kolluk güçlerinin önlemleri sırasında herhangi bir sert müdahalede bulunulmamasına özen gösterilmesi için talimat verdi.

HÜKÜMETİ TELAŞ SARDI

Hükümet telaş içinde ve acil toplanacak. Başbakan Gabrial Attal’ın çağırısıyla bakanlar kurulu bugün başbakanlığa ait Matignon Köşkünde toplantı yaptı. En geç cuma başbakanın kamuoyuna konuyla ilgili bir açıklama yapması bekleniyor.

Sendikalar, gerekirse daha güçlü ve sert eylemlere gidileceğini açıkladı. “Gerekirse Paris komple bloke ederiz” diyen çiftçilerin öfkesi büyük ve kararlılar.

ÇİFTÇİLER NEDEN SOKAKTA

Çiftçiler, son 25 yılda Fransa’daki hükümetlerin tarımdaki reform politikalarından dolayı koşullarının kötüleştiğini belirtiyor, acil çözüm ve tam destek talep ediyor.

Gelir düşüklüğü, iklim sorunundan kaynaklı yaşanan ürün kaybı, emeklerinin karşılığını alamamaları, ürünlerini düşük fiyatlara satmaları, mesleklerinin daha görünür hale gelmesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesinin yanı sıra yeni genç çiftçilere de desteğin artması, tarıma yatırımın yükseltilmesi gibi acil hayata geçmesi gereken 100 kadar talebi hükümete sundular.

Sendikaların öne çıkardığı taleplerin 3 ana başlık olarak "Çiftçilerin çalışma koşullarına saygınlık, çalışma koşullarına göre adil ücretlendirme ve çiftliklerde kabul edilebilir çalışma koşullarının yeniden tesis edilmesine” dikkat çekiliyor.

Çiftçilerin traktörlerine astığı bazı pankartlarda öne çıkan sloganlar ise şöyle: "Ölmek değil, beslemek istiyoruz", "Bizim sonumuz, sizin açlığınız olacak", "Bıktık artık, çiftçiler öfkeli", Üretici köylü olmadan, ülke olmaz."

Hükümetlerin uyguladığı neo-liberal politikalar, çiftçilerin yaşam ve çalışma koşullarını kötüleştirdi.

Le Monde gazetesine demeç veren ve ülke çapında tanınan eski bir çiftçi ve eski Avrupa parlamentosu milletvekili olan José Bové, "Şu anda 1992 tarım politikası reformunun yol açtığı zararın bedelini ödüyoruz" diye belirtiyor. Uzun yıllar, Köylü Konfederasyonu Sendikasında temsilcisi olan Bové, küreselleşmiş serbest ticaret sisteminin aşırılıklarına işaret ediyor. Bové, "1992’den bu yana reformlarla tüm kurallar korkunç bir şekilde değişti" diye ekliyor.

SÖZCÜ: HER HAFTA 200 ÇİFTLİK YOK OLUYOR

Politis gazetesi geçtiğimiz haftalarda Hollanda, Romanya, Polonya, İngiltere ve Almanya’daki çiftçilerin mücadelesine haberinde yer verdi. Köylü Konfederasyonu Sendikası Sözcüsü Laurence Marandola, Politis’e verdiği demeçte şöyle diyor:

"Bu öfke birkaç gündür kamuoyunda yer alıyor, ancak sürpriz değil. Bunun olacağını aylardır tahmin ediyorduk. Çok farklı şikayetler olsa da (sığır çiftliklerini etkileyen epizodik hemorajik hastalıkla ilgili sağlık sorunları, kuş gribi, fırtına ve sellerin sonuçları, sektördeki normlar vs.), ortak bir payda var. O da çiftçilerin yaptığı işin karşılığı olan gelir ve ücret sorunu. Gerçekten de krizlerin, çevresel ve jeopolitik zorlukların, ama hepsinden önemlisi eşitsizlikler yaratan ekonomik zorlukların damgasını vurduğu küresel bir bağlamda bulunuyoruz. Tarım ve gıda sektörünün on yıllar boyunca aşırı liberalleştirilmesi, ticareti koruma ve piyasa düzenlemelerini zayıflatmıştır. Her seferinde, çiftçilerin çalışmaları ve ürünlerinin fiyatı ayarlama değişkeni haline geldi. Fransa’da her hafta 200 çiftlik yok oluyor! Bu rakamın arkasında, hayatları boyunca çok çalışmış ve şimdi kendilerini pes etmeye mahkum edilmiş bulan kadın ve erkekler var. Bu neo-liberal politikalar giderek daha da derinleşiyor ve çiftçileri giderek daha fazla rekabete maruz bırakıyor. Ülkemizdeki bazı çiftlikler uyandığımız her sabah büyümekte ve komşularının çiftliklerini ele geçirmektedir. Bunun er ya da geç Fransa’da, Avrupa’da ve muhtemelen tüm dünyada gerçekleşeceği neredeyse kaçınılmaz bir sonuç."

Bazı verilere göre, 1946’da kurulan FNSEA - Fédération Nationale des Syndicats d’Exploitants Agricoles'in (Ulusal Tarım Çiftçileri Sendikaları Federasyonu) 212 binin üzerinde üyesi bulunuyor ve ülke genelinde çiftçilerin yüzde 55,3’ünden aldıkları destekle 1. sendika konumunda. 1957’lerde kurulan Jeunes Agriculteurs'ın (Genç Çiftçiler Sendikası) 50 binin üzerinde üyesi bulunuyor ve ulusal düzeyde en büyük 2. sendika. 1987’de kurulan Confédération Paysanne'nin de (Köylü Konfederasyonu Sendikası) 10 binin üzerinde üyesi bulunuyor.

ÖNCEKİ HABER

Karabağlar Belediye işçileri ek protokol talep etti

SONRAKİ HABER

Kadosan'daki MESEM'li 'çocuk işçiler' anlatıyor: Burada eli kolu yaralı olmayan birini bulamazsın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa