Hacettepe’de öğrencilere destek veren akademisyenlere soruşturmaya tepki: Talepleri sindirme girişimi
Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinin ‘Okumaya geldik, ölmeye değil’ eylemlerine destek veren akademisyen ve personele soruşturma açıldı. Eğitim Sen, "Talepleri sindirme girişimi" diye tepki gösterdi.
Fotoğraf: Evrensel
Hacettepe Üniversitesi’nde öğrencilerin ‘Okumaya geldik, ölmeye değil’ çağrısıyla düzenlediği eylemlere destek veren 4 akademisyen ve 1 idari personele soruşturma açıldı. Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi tarafından yapılan açıklamada, soruşturmanın demokratik üniversite ve ‘Yaşamak İstiyoruz’ taleplerinin sindirme girişimi olduğu belirtilerek, “Hacettepe Üniversitesi akademik ve idari personellerinin, ayrıca Eğitim-Sen’in bu girişimi dayanışmayla göğüsleyeceğini açıkça ifade ediyoruz” denildi.
Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinin önce Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu’nda asansör ihmali sonucu hayatını kaybeden Zeren Ertaş, ardından da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Elif İzzah Zamir’in yaşamına son vermesiyle ‘Okumaya geldik, ölmeye değil’ çağrısıyla düzenlediği eylemlere destek veren 4 akademisyen, 1 idari personele rektörlük tarafından soruşturma açıldı. Öte yandan soruşturmaların öğrencileri de kapsayacak şekilde arttırılacağı söyleniyor.
Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi tarafından Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsünde gerçekleştirilen açıklamada, öğrencilerin yaptığı basın açıklamasının, ülkenin içinden geçtiği yoksulluk koşullarının üniversitelere yansıması olarak ifade edildi. Açıklamada, “Öğrenci yoksulluğu, kampüsteki barınma ve beslenme olanaklarının ucuzlatılmaması ve yaygınlaştırılmamasıyla birleştiğinde öğrencilerin okuldan kaydının aldırmasıyla sonuçlandığı gün gibi açıktır. Öğrencilerin içinden geçtiği yoksulluk koşulları maddi unsurların fazlaca ötesine geçmiş, depresyon ve intiharlara varan biçimler almıştır. Bugün hâlâ depresyona giren öğrencilerin, intihara meyilli olduklarını açıkça belirterek bölümlerine başvurduklarına dair duyumlar almaya devam etmekteyiz. Demokratik haklarını kullanan öğrencilerin hâlâ saldırı tehdidiyle karşı karşıya kaldıklarını, bu tehditleri sona erdirecek bir atmosferin oluşturulmasında yeterli adımların atılmadığını görüyoruz” denildi.
“SİNDİRME GİRİŞİMİ”
ODTÜ’de 90’ı aşkın öğrenciye disiplin soruşturması yoluyla uygulanan sindirme girişiminin şimdi de Hacettepe’ yapıldığı vurgulanan açıklamada, “Akademik ve idari personele açılan soruşturma ise demokratik üniversite ve ‘Yaşamak İstiyoruz’ taleplerini sindirme girişiminin ölçeğinin büyütülmeye çalışıldığını göstermektedir. Hacettepe Üniversitesi akademik ve idari personellerinin, ayrıca Eğitim-Sen’in bu girişimi dayanışmayla göğüsleyeceğini açıkça ifade ediyoruz. Hacettepe Üniversitesi’nin dördü Eğitim-Senli olmak üzere 4 akademik, 1 idari personeline ve onlarca öğrenciye açtığı disiplin soruşturması, personelin ve öğrencilerin anayasal hakkının hiçe sayıldığı anlamını taşımaktadır. Dahası, üniversite yönetimi, öğrencilerin haklı taleplerini yönetime aktaracakları organik diyalog kanalları açmak yerine bu sesleri susturmayı ve ‘Yaşamak İstiyoruz’ taleplerine ilişkin her türlü sürecin yürütmesini katılımcı olmayan seçeneklerle tekeline almayı tercih etmiştir” ifadelerine yer verildi.
“SORUŞTURMA, SOMUT ADIM AT”
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Öğrencilerin basın açıklamasına katılmak, insan, toplum ve doğa yararına üniversite perspektifini yol haritası kabul eden başta Eğitim-Sen olmak üzere Hacettepe Üniversitesi'nin akademik ve idari personelinin demokratik hakkıdır. Eğitim-Sen olarak, halkın çıkarlarını üniversitede savunmanın, öğrencilerin ‘Yaşamak İstiyoruz’ taleplerine sahip çıkmaktan geçtiğini biliyoruz; buna dayanarak, öğrencilerin hak taleplerini destekliyoruz. Üniversite öğrencilerinin içinden geçtiği olağanüstü yoksulluk koşullarında üniversite yönetimine düşen sorumluluğun ise anayasal haklarına dayanarak beslenme, barınma ve psikolojik destek talep eden öğrencileri soruşturmaya tabi tutmak değil, bu talepleri karşılamak üzere somut adımlar atmak olduğunu üniversite yönetimine hatırlatıyoruz.” (Ankara/EVRENSEL)