27 Ocak 2024 04:29

‘Kıyı deniz kirliliği insan sağlığına zararlı’

Kıyı alanlarının bütünsel politika ve karar alma sürecinin işletilmesi gerektiğini söyleyen Kıyı ve Deniz Mühendisi Dr. Işıkhan Güler ile karasal ve denizel kaynakların korunmasını konuştuk.

Fotoğraf: Ramis Sağlam / Evrensel

Paylaş

Ramis SAĞLAM
İzmir

Küresel ısınmayla birlikte deniz seviyesinin yükselmesi özellikle kıyı alanlarda yaşayanlar açısından şimdiden tehlike oluşturmaya başladı. Türkiye’de yerleşik ülke nüfusunun yüzde 60’ına yakını 8 bin kilometrelik kıyı şeridine sahip kıyı kentlerde yaşamanı sürdürüyor. Uzmanlar, deniz seviyesinin 1 metre yükselmesi sonucunda 150 milyon insanın etkilenerek göç etmek zorunda kalacaklarını söylüyor.

Kıyı alanlarının uyumlu, dengeli kullanılması, bütünsel politika ve karar alma sürecinin işletilmesi gerektiğini söyleyen Kıyı ve Deniz Mühendisi Dr. Işıkhan Güler ile karasal ve denizel kaynakların korunmasını konuştuk. Karasal ve denizel kaynakları korumanın ve kullanım dengesinin yerel ekonomik ve toplumsal kalkınmaya hizmet etmesi gerektiğini belirten Güler, “Kıyı deniz kirliliği, deniz canlıları ve insan yaşamını olumsuz etkiliyor. Deniz seviyesinin yükselmesi, erozyon vse kıyı alanlarındaki yaşam ortamı üzerindeki olumsuz etkileri, kıyı alanlarında doğal kaynak kaybına neden oluyor. Arkeolojik, tarihi ve kültürel değerlerin bozulması, bitki örtüsü ve yaban hayatının zarar görmesi yaşanan sorunlar arasında yer alıyor” diye konuştu.

‘ULUSLARARASI DENEYİMLERDEN FAYDALANILMALI’

Kıyı alanlarının mevcut ve planlanan kullanımlarını ve bunların karşılıklı etkilerini belirlemek gerektiğinin altını çizen Güler, önemli projelerin etkilerinin önceden değerlendirilmesi ve sistematik biçimde gözlenmesi de dahil olmak üzere, proje planlamasında ve uygulamasında kıyı kaynaklarını koruyucu ve ihtiyati yaklaşımların kullanılması gerektiğini vurguladı. 

Uluslararası deneyimlerden faydalanılması gerektiğini ifade eden Güler, “Çevre ve deniz ortamı kirliliği, kıyı erozyonu, kıyı kaynaklarının kaybı ve yaşam ortamının tahrip olması da dahil olmak üzere ön plana çıkıyor. Kıyı ve deniz alanlarının kullanımı sonucunda meydana gelen değer değişikliklerini yansıtan, ulusal kaynak ve çevre muhasebesi gibi yöntemlerin geliştirilmesini ve uygulanmasını teşvik etmek gerekir” dedi.

‘GEDİZ DELTASI’NDA DEPREM RİSKİ VAR’

İzmir Gediz Deltası’nın özellikle önemli tehlike ve riskler barındırdığı bilgisini paylaşan Güler, “Birinci derece deprem bölgesinde olan kıyı bölgelerinin zemin yapısı nedeniyle depremden etkilenme olasılığı çok yüksektir. Tsunami riski düşük düzeyde olmasına rağmen, akarsu ağızları, alçak kıyılar, tekne barınakları ve limanlar tsunamiden etkilenebilir yerlerdir. Deniz seviyesi yükselmesinden ve Gediz Irmağı boyunca kum ve askıda sediman akımının engellenmesinden dolayı etkilenme olasılığı ve toprak kaybı, kıyı erozyonu, yer altı su kaynaklarında tuzluluk artışı, biyoçeşitlilik kaybı yaşanabilir” diye ekledi.

Deltayı bekleyen önemli tehlikelerden birinin de havzadaki sanayi atıklar, tarımsal gübre ve ilaçlamadan kaynaklanan toprak, su ve deniz kirliliği olduğunu ifade eden Güler, Gediz Nehri’ndeki barajlar ve sulama nedeniyle deltaya ulaşan suyun azalmasıyla hem kıyı morfolojisinin hem de ekosistemin etkilenmesi riskini dile getirdi.  

KIYI DOLGULARINDAKİ SORUNLAR

İzmir’in merkez kent bölgesini kapsayan (Karşıyaka, Bayraklı, Konak Balçova) alanda, iş alanları, yapılı çevrenin önündeki iç körfezi kapsayan merkez kent bölgesinde kıyıların yüzde 81’inde, rekreatif amaçla düzenlenmiş dolgu alanları ile liman tesisleri, vapur iskeleleri, balıkçı barınağı, yat limanı, askeri tersane ve iskeleler vb. kıyı dolguları ve yapıları yer alıyor.  

Bu bölgedeki tehlikeleri de değerlendiren Güler, “Tüm bölge kapsamında, denizdeki çevresel parametrelerin zamansal ve alansal değişimleri ve deniz canlıları yaşamının sürekli izlenmesi ve çevresel yönetim planı içinde gerektiğinde önlemler alınması gerekiyor. Deniz araçları ve deniz kazalarının körfezi kirletme olasılığına karşı seyir güvenliği ve acil durum müdahale planlarının yapılarak hayata geçirilmesi çok önemli. Körfez kıyılarında küçük boyda yatların barınması için tekne barınakları, yolcu indirme bindirme iskeleleri yapılarak denizin halk tarafından yaygın kullanımı sağlanmalı” dedi.

KIYI ARKASI GELİŞME STRATEJİLERİ 

Kıyı arkasındaki gelişmelerin kıyı kullanımları ve faaliyetler ile uyumlu biçimde planlanması. Kentsel kıyının rekreasyon kültür ve turizm amaçlı kullanımına yönelik projelerin geliştirilmesi.  Sahil yolu, demir yolu vb. eşiklerin kent- kıyı ilişkisini kestiği alt bölgelerde kıyıya sınırsız erişimin sağlanması için projeler geliştirilmesi.  Körfez içi deniz ulaşımının geliştirilmesi.  Alsancak liman arkasından Bayraklı’ya uzanan İzmir yeni kent merkezi planlarında kıyıya erişim ve kentlilerin kıyı ile buluşacakları mekanların düzenlemeleri.  Liman ile ilişkili lojistik merkez planlanması.  Balçova turizm merkezinin, İnciraltı kıyılarının doğal yapısını koruyacak ve kentlilerin kıyıyı kullanımlarına olanak sağlayacak biçimde planlanması. 

ÖNCEKİ HABER

Diyarbakır Barosu: Cezaevindeki kız çocuklarına işkence yapıldı

SONRAKİ HABER

TEPAV: Ekonominin istihdam yaratma kapasitesi düşüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa