27 Ocak 2024 04:00

İnci Taneleri | Çok PR hareketler bunlar

Fragmanıyla "reklam kokan hareketler" yorumlarına sebep olan İnci Taneleri dizisinin ilk bölümü yayınlandı.

İnci Taneleri (Tanıtım görseli)

Paylaş

Gözde TÜZER

Klasik bir Türk dizisine daha ‘merhaba’ dedik. Uzun bakışmalar, ağır sahneler, aynı cümlelerin sürekli tekrarlanması, müzikle ve “dans”la doldurulan bolca klip, aile dramaları ile 3 saati tamamlamak İnci Taneleri için zor olmayacak. Her ne kadar Kanal D’nin İnci Taneleri bölümünde “Ters köşe yaptı” denilse de kadın cinayetlerinin yüzlerce olduğu bir dönemde “Senin aşığın olmak kadar, failin olmak da varmış” cümlesi hâlâ tepki topluyor.

"FAİLİN OLMAK"

Senaryosunu Yılmaz Erdoğan’ın yazdığı, yapımcılığını Necati Akpınar’ın yaptığı İnci Taneleri 25 Ocak akşamı yayımlandı. BKM imzalı İnci Taneleri’nde Yılmaz Erdoğan ile birlikte Hazar Ergüçlü, Selma Ergeç, Kubilay Aka, Güven Kıraç ve Yasemin Baştan yer aldı. Yönetmen koltuğunda ise Şenol Sönmez oturdu. Dizi sosyal medyada TT listesinde yer alırken, reytinglerde de birinci oldu.

Dizinin açılış cümlesi ise “Yağmur her yere yağar ama yıldırım bir noktaya düşer…” oldu. Dalaman Açık Ceza İnfaz Kurumundan İstanbul’a gelen Azem “Eskiden şapkası vardı A’nın şimdi kaldırdılar” diyerek izbe bir otele yerleşiyor.

Ve hemen sonra elinde sarı papatyalarla, ilk fragmanıyla da reklamın iyisi kötüsü olmaz diyerek yola çıkan Yılmaz Erdoğan’ın “Senin aşığın olmak kadar failin olmak da varmış” sözlerinin yer aldığı sahne geliyor.

TERS KÖŞE Mİ?

Bunun “çok reklam hareketler” olduğu fragmanda da anlaşılmıştı ancak yine de yüzlerce kadın cinayetinin yaşandığı Türkiye’de böyle bir cümlenin “güzellemesinin” yapılması bile sorun teşkil edebiliyordu. Edebiyat öğretmeni olan Azem meğer bütün şiirlerini önce karısına okuyormuş. Ve cezaevinde de Ali Fuat takma adıyla “fail” isimli bir kitap çıkarmış.

Dizinin ilk fragmanının bir reklam hilesi olduğu ve katilin Yılmaz Erdoğan olmadığını zaten hemen herkes tahmin etmişti. Her ne kadar dizinin internet sitesinde “Eleştirenler ters köşe oldu” dese de durumun PR (public relations - halkla ilişkiler) çalışması olduğu biliniyordu. Eleştiriler de zaten dizinin konusunda azade, bir katilin ağzından şiirsel bir edayla okunan yazılaraydı.

AİLE DRAMLARI

Cezaevinden çıkan Azem’in eski arkadaşlarından biriyle görüştüğünde anlıyoruz ki aslında kendisi katil değil. Arkadaşının “Bize yüklediğin şey bizi perişan etti. Senin aleyhinde konuşan insanlara gerçekleri söyleyememek, susmak zorunda kalmak çok zordu” diyordu arkadaşına. Parçalanmış aile hikayelerine bolca yer verileceğini de böylece anlamış olduk. Yani tek başına Azem’in değil, diğer karakterlerin de dramlarını yoğun bir şekilde göreceğiz. İncinin taneleri çocuklar olunca, aile dramaları da kaçınılmaz oluyor tabii. Çocuklarını arayan Edebiyat Öğretmeni Azem, zengin ailenin ders çalışmayan ve öğretmenlerinden nefret eden sorunlu çocuğu, aynı ailenin anlaşamayan 3 kardeşi, 18 yaşında zorla evlendirilen ve evlendirildiği erkeğe para veren bir kadın, arkeoloji okuyan bir gencin okumak için çalışmak zorunda kalması… Yani kısaca onlarca aile sorunu…

AH DİLBER…

Ve tabii Dilber… Maalesef Dilber’in hikayesi Türkiye’de pek çok kadının yaşadığı bir gerçeklik. 18 yaşında sevmediği bir adam ile zorla evlendirilen Dilber, başından geçenleri Azem’e anlatırken öğrendik ki yıllardır boşanmak istiyor ancak boşanamıyor ve hâlâ kocası Zahir’in tacizine maruz kalıyor. Ve ona sürekli para göndermek zorunda kalıyor.

Dizide, Dilberli tanıtım Türkiye’nin gündemine oturmuş ve çok konuşulmuştu. Hatta reklamın iyisi kötü olmak anlayışı burada da devam etmiş, kırk yıllık Ankara havası “pavyon dansı” olmuş, bu nedenle “pavyon dansı kurslarına yoğun ilgi” haberleri yapılmıştı.

Dizinin ilk bölümünde romantize edilen pavyon sahnelerinin gerçeği yansıtmağı da konuşulanlar arasında. Pavyonda, sahnede dans eden ve “konsa çıkmak istemeyen” kadınlar, beyaz ışıklar, neşe, kahkaha… Ancak kadın bedeninin metalaştırıldığı, “erkek”liğin yüceltildiği, şiddetin kol gezdiği, tacizin ve hatta tecavüzün “normalleştiği” mekanlardaki kadınların yaşadıkları da ilerleyen bölümlerde de gündeme gelecektir (umarım). Ama bu haliyle “gerçeklikten” uzak olduğunu söylemek mümkün.

Kısaca bolca Yılmaz Erdoğan’dan göndermeler izleyeceğimiz, anekdotları hemen gündem olacak, uzun bakışmalı dizimiz hayırlı olsun.

ÖNCEKİ HABER

TEPAV: Ekonominin istihdam yaratma kapasitesi düşüyor

SONRAKİ HABER

Özel sektör öğretmenleri, taban maaş için 29 Ocak'ta Meclise gidiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa