27 Ocak 2024 04:26

Hacer Foggo: Yerel yönetimler yoksunluğu anlamalı

Derin Yoksulluk Ağı kurucularından Yazar Hacer Foggo, mahalle mutfağı, toplum merkezleri, yaşlı, kadın ve çocuklara yönelik erişebilir merkezlerin, kamusal alanların çoğalmasının önemini vurguladı.

Hacer Foggo: Yerel yönetimler yoksunluğu anlamalı

Fotoğraf: Ramis Sağlam/Evrensel

Ramis SAĞLAM
İzmir

Derin Yoksulluk Ağı kurucularından Yazar Hacer Foggo yerel seçimlere giderken yoksullukla mücadeleye ilişkin sorularımızı yanıtladı. Fogo, “Yoksunluk aynı zamanda sürekli kaygı, endişe ve yalnızlık demektir. İşte bütün bu halleri anlaması gereken yerel yönetim anlayışı gerekiyor” dedi.

Çocuklara, yaşlılara, kadınlara yönelik toplum merkezleri, kreşler, kütüphaneler gibi çocukların ders çalışabilecekleri ama aynı zamanda sinema ve tiyatro da izleyebilecekleri merkezlerin hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen Foggo, “Daha fazla kamusal alanlara ihtiyaç var. İkincisi halk sağlığı, istatistiklere baktığımızda obezite artıyor, sağlıksız beslenme artıyor, bunun önlenmesi için de halk sağlık merkezleri, diyetisyenlerin, psikologların olduğu ama aynı zamanda aile sağlığı merkezlerinin bu ihtiyaçlara daha duyarlı hale getirilmesi önemli. Aile planlaması hizmetlerinin tüm kadınların erişebileceği şekilde sunulması, ücretsiz dağıtılması gerekiyor. ‘Mahalle mutfağı’, toplum merkezleri, yaşlılara kadınlara, çocuklara gençlere yönelik insanların erişebileceği merkezlerin kamusal alanların çoğalması çok önemli” diye konuştu.

Yani belediyelerin sadece altyapı çalışmaları yapan bir birim olmaması, insan odaklı hizmetler ve projeler üretmesi, insanların sosyal ve kültürel hayatına katkıda bulunması gerektiğini söyleyen Foggo, “Yoksunluk aynı zamanda sürekli kaygı, endişe ve yalnızlık demektir. Yani yalnız bir yaşlının alışverişe tek başına gidememesi, yalnız yaşamaktan dolayı korkusu, gelir nedeniyle bir bakıcısının olmaması gibi. İşte bütün bu halleri anlaması gereken yerel yönetim anlayışı gerekiyor” diye konuştu.

"DAYANIŞMA TEK BAŞINA ÇÖZÜM DEĞİL"

Dayanışmanın adil, eşit olmayana karşı çıkarak birlikte, ortaklaşa adım atmak olduğunu, bu süreçte itaat ve biat etmek olmadığının ön plana çıkarılması gerektiğini ısrarla vurgulayan Foggo, “İnsanların yoksunluktan, yalnızlıktan sıyrılıp haklarına erisebilmesi ve güçlenmesi için bir yöntemdir ama dayanışma da tek başına bir çözüm olamaz. Dayanışma yeni modeller üretmek için kullanılabilir. Mesela dayanışma kooperatifleri, çocuklarla birlikte mahallede bir merkez açmak. Sizin çalışma yaptığınız bir mahallede, sokakta, bir evde yapacağınız bir çalışmada orada yaşayanlarla birlikte ortaya çıkartacağınız bir model belki tüm Türkiye’ye yaygınlaşabilecek bir model haline gelebilir” dedi.

DOĞAL AFETLERE GÖRE PLANLAMA

Yoksunlukları önlemedeki en önemli etkenin belediyelerin takip meselesi olduğunu söyleyen Foggo, “Bir yaşlıyı, bir çocuğu, bir kadını yerel yönetim olarak yakından takip ettiğinizde oradaki sorunu çözer ve önleyebilirsiniz. Farklı alandaki belediye görevlisinin (sosyal hizmet uzmanı, bürokratın, psikolog, temizlik görevlisi, sağlık çalışanı ya da bir zabıta) konu ne ise hızlı takibi ve müdahalesi çok önemli. Ayrıca yerel yönetimlerin sosyal politikalarının, sosyal hizmet modellerinin doğal afetlere ve acil durumlara her an hazır olacak şekilde planlanması da önem taşıyor” diye konuştu.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Onaylamadığımız taslağı masaya koymayın’

‘Onaylamadığımız taslağı masaya koymayın’

Toplu sözleşme sürecinde olan kamu işçilerinin, Türk-İş ve Hak-İş yöneticilerinin üzerinde anlaştığı sözleşme taslağının kendilerinden gizlenmesine tepkisi büyüyor. Bu hafta hükümete sunulması beklenen taslağın onayları alınmadan masaya konmamasını isteyen işçiler, “Biz mücadele etmezsek sözleşmenin sonu belli” diyor.

72 bin 88 TL: Türk-İş’in yoksulluk sınırı

30 bin TL: Kamuda ortalama ücret

58 bin 200 TL: Türk-İş ve Hak-İş’in istediği zamlı ücret

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et