28 Ocak 2024 04:48

Özel Sektör öğretmenleri 29 Ocak'ta Ankara'da olacak: Taban maaş uygulansın, güvencesizliğe son verilsin

Özel okul patronlarının insanca yaşama ve çalışma koşullarından mahrum bıraktığı özel sektör öğretmenleri sendikalarıyla 29 Ocak’ta Ankara’dan seslenecek: “Asgari ücret düzenine son verilsin.”

Fotoğraf: Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası'nın videosundan ekran görüntüsü alınmıştır.

Paylaş

Murat UYSAL
İstanbul

Özel sektörde öğretmenlere düşük ücret, güvencesiz ve angarya çalışma dayatmasına karşı kurulan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, özel okul patronlarının baskılarına karşı öğretmenlerin taleplerini savunmak için mücadele ediyor. Sendika 29 Ocak’ta, özel okullardaki kölelik dayatmasına karşı asgari ücret düzenine son verilmesi ve taban maaş talebiyle Ankara’da ses yükseltecek. Ankara’daki geniş katılımlı buluşma öncesi konuştuğumuz Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Genel Başkanı Eren Edebali, güvencesiz çalışmaya son verilmesi ve taban maaş taleplerini yetkililere duyurmak için Ankara’da olacaklarını söyledi.

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası hangi ihtiyaçlarla kuruldu?

“10 numaralı iş kolunda faaliyet yürüten sendikaların, özel öğretim kurumlarında, vakıf üniversitelerinde çalışan eğitim çalışanlarını örgütleyebilecek yeteneğe sahip değiller diye düşündük, bunu tartıştık. Bu noktada çalışmalara başladık. 10 numaralı iş kolu geniş, örgütlenmesi zor. Bu alandaki sendikalar özel öğretmenlere odaklanmak istemiyorlar. Özel sektör öğretmenleri süreli sözleşmeyle çalışan bir kitle, mücadele anlamında az deneyime sahip. Bu kitlenin örgütlenebilmesi, bu alanın bilinmesiyle, tanınmasıyla olur. Biz politika belirlerken kendi sorunlarımızı fark edip aynı zamanda bu sorunları yaratan faktörleri tartışıyoruz. Bizim alanımız özgün bir alan, özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin sorunları çok özgün ve bu anlamıyla özgün bir örgütlenme gerektiriyor. Mevcut sendikalar maalesef bu özgünlüğü sağlayamadı. Bu gerekçelerle sendikamızı kurduk”

Özel okul öğretmenlerinin sorun ve talepleri neler? Bu sorunlara karşı bir dizi eylem yaptınız sendika olarak.  Devlet yetkilileriyle sorunlarınızın çözümüne dair görüşebildiniz mi?

Öncelikle özel sektör öğretmenlerinin koşullarının iyi olduğu, yüksek maaş aldığı algısı tamamen yanlış. Zaten yaptığımız eylemler de bu algıyı değiştirdi. Ancak yetkililer konunun muhatabı öğretmenlerle görüşmek yerine özel okul patronlarının kurduğu birliklerle görüşüyor. Sorunlar tartışılıyor ancak muhatap patronlar olunca, patronların penceresinden bakılıyor. Sorunun merdiven altı kurumlar olduğu söyleniyor ama köklü diyebileceğimiz okullarda da ekonomik talepli eylemler olunca bu defa da patronlar kendilerini rahatlatacak çözüm önerileri sundular. KDV’nin kaldırılmasını, vergilerin indirilmesini istediler. Ama bizim taleplerimiz konuşulmadı. Özel okul patronları, ‘Bize daha fazla teşvik verin ki biz de maaş verebilelim’ diyorlar. Bunlarla beraber sendikamızın yaptığı eylemlerle elde edilen kazanımlar da az değil. Öğretmenler, süreli sözleşmelerle geriye dönük hiçbir hakkını alamıyordu. Kimi yerlerde bunun önüne geçmeyi başardık. Öğretmenlerin izin haklarının gasbedilmesinin ve bazı okullarda ücret artışları elde ettik. Artık özel okul sektöründe bir sendika gerçekliği var ve bu biliniyor.

"SENDİKA OLMASIN DİYE İŞ KOLU İCAT ETMİŞLER"

Mevcut iş kolunuzun değişmesi gibi bir talebiniz var. 10 No’lu iş kolunda ne gibi sorunlar yaşıyorsunuz?

10 numaralı iş kolunda bugün 4 milyonun üzerinde çalışan var. Burası torba bir iş kolu ve açıkçası patronlar için bir kaçış iş kolu. Yani diğer iş kollarında faaliyet yürüten şirketler sırf işçiler sendikalı olmasın diye iş kolunu 10 numaralı iş koluna çekiyor. Biz de bu iş kolundayız. Sendika barajı sorunu burada en büyük dert. Barajı aşabilmiş olan toplu iş sözleşme yapabilen iki sendika var ve bu iki sendika da aynı konfederasyona bağlı. Bu sendikalar da tepeden inme örgütlenmelerle çoğunlukla kamuda örgütleniyorlar. Özel sektöre odaklanan bu alanın sorunlarına yönelik çalışan sendika değiller. 10 numaralı iş kolunda yaşanan sorunlar sadece özel sektör öğretmenlerini ilgilendirmiyor. Bu iş koluna karşı topyekün bir mücadele örülmeli. Ancak bu şekilde bu iş kolunu dağıtabiliriz.

Bu koşullarda çalışan özel sektör öğretmenleri örgütlenmeye nasıl bakıyorlar?

Sonuçta büyük bir kitleden söz ediyoruz. Ancak bir buçuk senede önemli aşama katettiğimizi düşünüyoruz. Özel sektör öğretmenlerinin sendikaya bir ilgisi var. Bu sendikanın mücadele anlayışının da bir karşılığı elbette. Bu kitlenin örgütlenmeye açık bir kitle olduğunu düşünüyoruz ancak kaygıların, korkuların da fazla olduğu bir kitle var. Bunları aşmaya çalışıyoruz, sendika olarak büyük sorunlar yaşayan binlerce eğitim işçisi olduğunu biliyoruz ve ne olursa olsun bu arkadaşlarımızı örgütlemeye adayız, kararlıyız, ısrarcıyız.

"KAZANIMLARIMIZI MÜCADELEYELE ELDE ETTİK"

Sendika, hak gasbına uğranıldığında başvurulan bir yer mi yoksa öğretmenler mücadeleyi sahiplenerek sendikanın örgütleyicisi olarak mı yer alıyor?

Öğretmenler arasında mevcut iş yerinde yaşadığı sorunu çözmek için sendikaya üye olan hukuki anlamda destek talep eden öğretmenler var. Bu öğretmenleri kalıcı mücadelenin içerisine çekmek için çaba gösteriyoruz.  Başta İstanbul olmak üzere ülkenin her yerinde iş yeri meclisleri kurmaya çalışıyoruz. Baraj sorunu yaşadığımız ve toplu sözleşme yapamadığımız için bizi ayakta tutacak şeyin bu olduğunu düşünüyoruz. Boş bırakılan mücadeleden uzak kalan öğretmen kitlesinin mücadele edecek ve kendisinin de bir parçası olabileceğini düşündüğü bir sendikanın ortaya çıkmasıyla birlikte buraya yöneldiği bir gerçeklik var. Bunu fiili mücadele hattıyla biz sağladık. Bunu bürokrasiyle uzlaşarak yapmadık. Zor olanı yaptık, fiili mücadeleyle kazanımlar elde ettik.

Öğretmenler 29 Ocak’ta Ankara’daki eyleme hangi taleplerle gidiyor?

Ankara’ya güvencesizliği durdurmak, öğretmen emeği üzerindeki saldırıları sonlandırmak, öğretmenlik mesleğinin itibar kaybının önüne geçmek ve eşit işe eşit ücret talebimizi meydanlara taşımak için gidiyoruz. Bu doğrultuda kampanya sloganımızı ‘Taban maaş hakkını geri alacağız’ olarak belirledik. Asgari ücrete çalışan öğretmenler yaratan sistemin uygulamalarını ortadan kaldıracağız. Taban maaş talebi bugün sadece öğretmenler için değil birçok iş kolunda uygulanması gerekiyor. Asgari ücret henüz belirlenmişken böyle bir eylemin işçi sınıfı için de yol gösterici olduğunu düşünüyoruz.

"TEK BAŞIMIZA EV TUTAMIYORUZ"

Peki özel sektör öğretmenleri nasıl geçiniyor, asgari ücret civarındaki ücretlerle ne koşullarda yaşıyor?

Edebali ile yaptığımız görüşmeye eşlik eden Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenler de çalışma koşullarını, yaşadıkları sorunları bir bir sıralıyor:

  • Barınma en büyük sorunumuz. Aldığımız ücretler kiraya yetmiyor. Çoğu semtteki ortalama kira fiyatı kadar ücret alıyoruz. Bu durumu çalıştığımız okulun yönetimiyle konuştuğumuzda, ‘Ev arkadaşı bulun’, ‘Aile evine dön’ diyerek alay eder gibi teklifler sunuluyor.  Tek başımıza ev tutamıyoruz.  Öğrenci hayatı öğretmen olarak işe başladıktan sonra da devam ediyor. Gelecek kurmak ise hayal artık.
  • Geçinebilmek için birçok öğretmen ek iş yapmak zorunda kalıyor. Özel dersler bu ek işlerin en iyisi. Boya badana yapan, pazar yerlerinde inşaatta çalışan öğretmen de var. Balıkesir temsilcimiz taksi şoförü olarak, Bursa temsilcimiz inşaatta, İstanbul temsilcimiz kamyon şoförlüğü yapıyor. Bu durum öğretmenlerin genel halini yansıtıyor.
  • İlk haftadan eriyen biten maaşlara çalışıyoruz. Bu sene sadece eşimin doğum gününde tiyatroya gidebildik. Sinemaya en son ne zaman gittiğimi hatırlamıyorum. Öğretmenler sosyal ve kültürel olarak da kendisini geliştirme imkanı bulamıyor. Belirli süreli sözleşmeye sahip çalışanlar olduğumuz için geleceğe dönük plan yapamamanın kaygısını da yaşıyoruz. Seneye burada çalışıp çalışmayacağım belli değil.
ÖNCEKİ HABER

"30 yılda tarım alanları Türkiye geneli yüzde 13, Antalya'da yüzde 15 azaldı"

SONRAKİ HABER

Ayşegül Çınar adlı kadın eski erkek arkadaşı tarafından öldürüldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa