29 Ocak 2024 02:30

Sanatçı Çağla Köseoğlu, Hatay'da yıkıntılar arasında duvarlara çizim yapıyor

Depremzedelerle dayanışma için Antakya’ya giden Sanatçı Çağla Köseoğlu: Sadece trajik bir olay olarak hatırlayamayız, öfkelenmeliyiz de, bu binaların temel denetimi neden yapılmadı?

Sanatçı Çağla Köseoğlu Hatay'da duvar resmi yaparken | Fotoğraf Köseoğlu'nun kişisel arşivinden alınmıştır

Paylaş

Şeyma AKCAN
İstanbul

Sanatçı Çağla Köseoğlu, Hatay Akademi Senfoni Orkestrasının çağrısıyla depremzedelerle dayanışmak için Antakya’ya giden sanatçılardan biri… Köseoğlu depremin enkaza çevirdiği kentte, yıkıntılar arasında duvarlara çizim yapıyor.

“Antakya benim için ayrı bir yerdeydi, sadece doğduğum yer değil yaşadığımı hissettiğim bir kentti” diyen Köseoğlu, uzun süredir Antakya için ne yapabileceği üzerine düşündüğünü söyledi. Köseoğlu, “Antakya molozlar altında kalmış, kent molozlar altında ama kültürü hâlâ konteyner kentlerde, çadırlarda” diyor.

Köseoğlu, Hatay Akademi Senfoni Orkestrasının ve Onur Bolat’ın (Hikmeti Tabiyeci) çağrılarını görünce umut ve yaşama tutunma isteğine bir şekilde renk katmak istediğini belirtiyor. Amacının oradaki insanların rengine dahil olmak olduğunu aktaran Köseoğlu, “Boyamaya başlayınca duramadım. Bunu hem kente olan gönül borcum hem kendim için yapmaya başladım. İyileştiğimi hissediyorum çizim yaparken. Bir arkadaşım bir fotoğraf göstermişti, yıkıntılar arasında ayçiçekleri… Boyama yaptığımız yerde yıkıntılar arasında bir anda onu görmek hepimize iyi gelir diye düşündüm ve öyle başlamış oldum aslında. Zaten buralıyım; kendime, buraya bir borcum var diyerek duvar boyamaları bittikten sonra da devam ettim” ifadelerini kullanıyor.

"TÜM ŞEHRİ BOYA" DİYORLAR

Sanatçı Çağla Köseoğlu'nun Hatay'da yaptığı duvar resimlerinden biri

Yıllardır dikkat çekilmeyen şehirleşme ve yapılaşma süreciyle ortaya çıkan dönüşüme dikkat çeken Köseoğlu, “Buradaki zeytinlikler, 200 yıllık ağaçların olduğu köyler bir anda şehirleşmeye başladı, hızlı bir yapılaşma oldu son 15-20 yıllık süreçte. Burası kocaman bir ova. Buralar yüksek katlı, süslü süslü, lüks denebilecek binalarla doldu. Daha pencere bantları sökülmemiş binalar insanlara mezar oldu. Bu unutulacak bir şey değil, alışılacak hiç değil. Rönesans Rezidans’ın olduğu mahallede yaşıyorum, 'cennetten bir köşe' diye pazarlanan Rönesans, insanlara kocaman bir mezar oldu. Çevresindeki bütün binalar çöktü, koca bir mezarlık” diyor.

Günebakan resimlerini yıkılan binaların arasına yapan Köseoğlu, bunu ölen tüm insanlar için, oradan geçerken sevdiklerini düşünen insanlara biraz umut olsun diye yaptığını belirtiyor. Boyama yaparken gelip dertleşenlerin, “Düzelir mi?​” diye soranların, “Tüm şehri boya kızım” diyenlerin olduğunu anlatıyor. Paylaştığı fotoğraflardan sonra, “Benim evimin duvarına yapmışsın, eline sağlık çok mutlu olduk” denildiğinde kendisinin de mutlu olduğunu belirten Köseoğlu, “Bir fotoğraf var orkestradan Ayşegül çekmişti, onu ekran görüntüsü yapan bir arkadaş, ‘Zor bir süreçten geçerken içimdeki çiçekleri soldurmamam gerektiğini hatırlıyorum’ demiş” ifadelerini ekliyor.

İHMALLER SONUCU BİR ÇÖKÜŞ: ÖFKELENMELİYİZ

Sanatçı Çağla Köseoğlu'nun Hatay'da yaptığı duvar resimlerinden biri

Yaşatılan çöküşü “trajik bir olay” yerine ihmaller sonucu bir yıkım olarak hatırlamak gerektiğini vurgulayan Köseoğlu, “Bu çöküşün izlerini uzun vadede göreceğiz, duyduklarımız hikaye gibi geliyor ama yaşananlar çok büyük bir trajedi ve tamamen ihmal. Bunu sadece trajik bir olay olarak hatırlayamayız, öfkelenmeliyiz de. Bu binalara beton testi nasıl yapılmadı, temel denetimi neden yapılmadı, kat izinleri nasıl verildi?​” diyor.

"DEMİR TOPLAYARAK GELİR ELDE EDİYORLAR"

Sanatçı Çağla Köseoğlu'nun Hatay'da yaptığı duvar resimlerinden biri

Kentteki güncel duruma da değinen Köseoğlu, “İliklerime kadar acı hikaye duydum. Bunları paylaşarak acıyı pekiştirmeyeceğim ama Hatay’ın sesi duyulmalı, unutulmamalı. Bir yandan da unutulan bir şehir var. Duvar boyadığım alanlar moloz yığınlarının arası, bazen genç veya yaşlı insanlarla karşılaşıyorum, kalan demir parçalarını toplayıp gelir elde etmeye çalışıyorlar. Ciddi bir yoksulluk var, yardımlar ve destek azaldı. Bir sene dolmak üzere ve hâlâ çadırda yaşayan insanlar var. Kimisi kira yardımı almak için çadırda yaşıyor; mecbur çünkü başka geliri yok, işi yok, güvencesi yok” diye anlatıyor.

Her şeye rağmen umudunu yitirmeyen insanların olduğuna da dikkat çekmek isteyen Köseoğlu, “Tüm bunlara rağmen gülümseyen, umutlanan ve Hatay’ı terk etmeyen insanlara hem selam vermek hem de birinci yılında Hatay’ı tekrar hatırlamak gerekiyor. Bakın birinci yıl doluyor ve hâlâ kayıplar var. Ölü sayılacak bu insanlar. Kimsesi kalmayan, uzuvlarını kaybedenler var ve nerede olduğu bilinmeyen insanlar…” diyor.

ÖNCEKİ HABER

İsrail ile Hamas arasında esir takası görüşmelerinin "yapıcı" geçtiği bildirildi

SONRAKİ HABER

EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan: 6 siyasi yapı Dersim İttifakı'nda anlaştı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa