7 Mart 2013 13:45
/
Güncelleme: 13 Aralık 2014 05:33

Sungu Çapan

Cumhuriyet gazetesinin deneyimli Sinema Eleştirmeni Sungu Çapan sinemada eleştiri üzerine sorularımızı yanıtladı.

Sinema eleştirisi ülkemizde hangi boyuttadır? Ciddi bir eleştiri var mıdır, yoksa büyük paraların döndüğü bir sektörün ihtiyaçlarına yönelik ‘reklam ve takdim’lerden mi söz edilebilir?  
Derinlikten yoksun, kişisellikten uzak, suya sabuna dokunmaz ve anonim nitelikte birtakım yazıların film eleştirisi olarak gazete-dergilerde yayımlandığı günümüzde film eleştirimizin, giderek romanımızla çekişen bir çıkış içindeki (Hatta son yıllarda uluslararasına taşan bir canlılık arzeden) sinemamızın tersine, kısır bir dönemde olduğu söylenebilir. Artık ‘büyük paranın döndüğü’ sinema sektörünün zaman zaman dört koldan bastırmasıyla eleştirilerin kimi kez ‘reklam ve takdim’ yazılarına dönüşmesi de olağandan sayılıyor nicedir.

ELEŞTİRİNİN İŞLEVİ YOK

Bugün medyada sinema eserleri üzerine pek çok yazı çıkıyor. Sizce bu yazılarda nesnel eleştiri yapılıyor mu?
Nesnellik şöyle dursun, gitgide tanıtım yazısı halini alan eleştirinin işlevi artık seyirciye sadece kılavuzluk etmekten öteye pek geçemiyor ne yazık ki. Yine de filmi çözümleme ve anlama çabası içeren, kimi ufuk açıcı yazılara Altyazı gibi düzeyli sinema dergilerinde rastlandığı da söylenebilir.

Sinema eleştirisinin kriterleri ne olmalıdır? Yani eleştiri neye göre yapılır?
Bir filmi kişisel görüş, beğeni ve değerlendirme süzgecimden geçirirken, hikayesinden karakterlerine, anlatımından görüntü diline, oyunculuklarından montajına, diyaloglarından, olay örgüsünden temalarına ve mizansenlerine kadar bakarım. Aydınlatmaya, dekor-mekan-kostümlere, ses ve müziklere, sanat yönetimine gereken özen gösterilmiş mi? Bunlara da dikkat ederim. Filme ilişkin renkli bir anekdotla başlarım yazıma, uzun tümcelerle yönetmen hakkındaki bilgi kırıntılarımı saçtıktan sonra, filmin bana çağrıştırdıklarının ardından çeşitli kıyaslamalar yapıp başka filmlerle benzerliklerini, türüne getirdiği (varsa) yenilikleri vurgulayıp genelde filmin anlam ve önemine dair ifadelerle finali bağlarım sonuçta.

İZLEDİKTEN SONRA OKUNMALIDIR

Seyirci-eleştirmen arasındaki ilişki nasıl olmalıdır?
Öncelikle eleştiri, film seyredildikten sonra okunmalıdır derim. Eleştirmen ne düşünüyorsa onu aktardığı yazısıyla kendi beğenisini ve düzeyini sergilerken onun alıcısı olan seyircinin de mutlaka eleştirmenin dediklerine katılması beklenemez tabii ki, seyircinin de kendine özgü bir algısı ve fikri kuşkusuz vardır ve olmalıdır.

*Sinema Eleştirmeni


YARIN: Üstün AKMEN: Tiyatro konusunda ekilen biçilmektedir
Seçkin SELVİ: Eleştiri ne kelime…


HAZIRLAYAN: Erkan Araz [email protected]

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et