Hataylı depremzedeler: Enkazdan çıkan tahtaları yakarak ısınıyoruz
Hatay Defne’de sık sık elektrik kesintileri yaşanıyor. Konteyner ve çadırlarda yaşayanlar elektrikle ısınmak zorunda. Evinin önünde tahta kıran Sibel, “Enkazlardan çıkan tahtalarla ısınıyoruz" dedi
Volkan PEKAL
Hatay
Depremin üzerinden bir yıla yakın zaman geçmesine rağmen birçok soruna çözüm bulunmuş değil. Aradan geçen bir yılda Toroslar EDAŞ’ın hizmet verdiği kentte elektrik kesintileri yurttaşı isyan etme noktasına getirdi.
Konteyner ve çadırlarda yaşayan çok sayıda yurttaş odun sobası tehlikeli olduğu için elektrikle ısınmak zorunda. Evlerinde elektrikle ısınan yurttaşların sayısı da az değil. Hatay’ın Defne ilçesi Harbiye Mahallesi de sık sık yaşanan elektrik kesintilerinden nasibini alıyor. Yurttaşlar aradığında Toroslar EDAŞ, “kaçak elektrik kullanımı” bahanesine sığınsa da eski tip demir direklerde adeta düğüm olmuş görüntüsü yaratan kabloların akımı karşılayacak durumda olmadığı gözle görülüyor. Yurttaşların ısınabilmek için termostatları yükseltmesi sonucu elektrik telleri kopuyor ve haneler hem karanlıkta hem de soğukta kalıyor.
Mahallenin eski muhtarlarından Süleyman Şehla, yıllardır yaşadıkları elektrik sorununun depremde daha da derinleştiğini anlattı. Kendilerine kabloların geçtiği yerlerde bulunan ağaçların ya da kaçak kullanımların bahane edildiğini anlatan Şehla, “Kablolar akımı kaldırmıyor. Sıkıntı büyük. 30 defa arıyorsun, o saat, bu saat diye diye 24 saat geçiyor. 1.5 gündür elektrik kesildi. Çocuklarımız ders çalışamıyor, akşam oluyor ısınamıyoruz” dedi.
"ÇOCUKLAR BATTANİYE ALTINDA, KARNELER ZAYIF"
Soğukta geçen gecenin ardından sabah saatlerinde evinin önünde yakmak üzere tahta kırarken bulduğumuz Sibel, depremin ilk gününden itibaren aynı şeyleri yaşadıklarını anlatıyor. Aylardır türlü dertlerin üzerinden gelmek zorunda kalan Sibel, “Yeter çektiğimiz. Depremden çektiğimiz yetmiyor mu? Bir elektrik mi kaldı çekmediğimiz? Kış hazırlığı için koyduğumuz erzaklarımız bozuldu. Su çamurlu geliyor, elektrik kesik. Böyle yaşam olur mu? Yeter, çözsünler artık, Hatay üvey evlat değil. Bir yılda devletten pirinç ve bulgurdan başka bir şey görmedik. Erzak sorunumuzu çözmüyor. Erzak istemiyoruz. Gelip bizi burada sorsunlar istiyoruz. Ben kalp hastasıyım, ısınamıyorum. Hasta halimle burada odun kırmak zorunda kalıyorum. Enkazlardan çıkan tahtalarla ısınıyoruz. Devletimiz sağ olsun(!)” diye anlatıyor çektiklerini.
Çocukların deprem tedirginliği içinde derslerine kendini veremediğini anlatan Sibel, “Üstüne internete giremiyorlar, elektrik kesiliyor, ders çalışamıyorlar. Karanlıkta nasıl ders çalışacak? Nasıl derse odaklanacak? Şimdi yarıyıl tatili. Günleri battaniye altında geçiyor. Ve dersleri iyi olan çocuğun karneleri artık zayıf. Bu psikolojide ne olacaktı?” diyor.
"TAZİYEYE GELENLER OLUYOR, BİR SOBA YAKAMIYORUM"
Sümer Mahallesi’ndeki evi yıkıldıktan sonra şehir dışına giden Hadiye Erarslan, şehir dışında barınma imkanları ortadan kalkınca Hatay’da yakınlarının yanına gelmiş. Enkazdan çıktığını ancak yaşamanın hiç de kolay olmadığını anlatan Erarslan, “15 gün önce eşimi kaybettim. Yanıma geliyorlar ama giyecek çorabım bile yok. Haberlerde her şey veriyoruz diyorlar ama yalan, biz Defne’de hiçbir şey görmedik. Bir sobam yok. Yanıma gelen giden var, bir soba yakamıyorum” şeklinde konuşuyor.
ASTIM HASTALARI ÇARESİZ
90 yaşında annesi astım hastası olduğu için günde 4 kere buhar vermek zorunda olduğunu anlatan Aysel Küçükrecep, “Ama sürekli elektrik kesiliyor. Dün gece 3’te kötüleşti ama buhar makinesini çalıştıramadım. Komşularımız 3 gündür elektriksiz. Elektriğimizi istiyoruz” diye anlatıyor. Sami Küçükrecep isimli yurttaş da uyku apnesi olduğu için buhar makinesi kullanmak zorunda ancak elektrik kesintileri nedeniyle buhar makinesini kullanamayan yurttaşlardan. Makine olmadan uyuyamadığını ifade eden Küçükrecep, “Toroslar EDAŞ’ı aradım. Bir çözüm bulamadılar. Deprem olduğundan beri korku içinde yatıyoruz üzerine bir de elektrik kesiliyor” diyor.
"HAYATIMIZIN NORMALLEŞMESİNİ İSTİYORUZ"
Konteynerde kalan Cemile isimli kadın, konteynerde odun sobası kullanamadıklarını belirterek “Kanser hastasıyım. Burada elektrik kesilince ısınamıyoruz. Üşüyoruz, komşulara gidiyoruz. Odunlu soba yakamam. Normal bir hayat istiyoruz, elektrik istiyoruz, su istiyoruz. Depremzedeyiz, her şeye bakmaları gerekirken üvey evlat muamelesi görüyoruz. Gelsinler, burayı görsünler” diye yakındı.