TÜRASAŞ işçisi: Oyalanmaktan bıktık
Demiryol-İş Sendikası şube başkanını protesto eden Eskişehir TÜRASAŞ işçileri, hem şube yönetimini hem de Türk-İş yönetimini istifaya çağırıyor.
Fotoğraf: Hilal Tok/Evrensel
Çağlar KAZAK
Eskişehir
Kamu iş yerlerinde hareketlilik devam ediyor. İşçiden habersiz bir biçimde anlaşan Türk-İş ve Hak-İş yöneticilerine tepkiler sürüyor. Kamuoyuna duyurulan anlaşmanın ardından kamu işçileri Eskişehir TÜRASAŞ’ta sendikacılara tepki göstererek açıklama yaptırmadı. Yemekhanede masalara kaşıkları vurarak Demiryol-İş Sendikası şube başkanını protesto eden işçiler hem şube yönetimini hem de Türk-İş yönetimini istifaya çağırıyor.
"SENDİKACILAR İŞÇİYİ OYALADI"
Uzun yıllardır TÜRASAŞ’ta çalıştığını ifade eden bir işçi, “Genel seçimler sürecinde hem memurlara hem de emeklilere refah payı verilmişti. Biz de sendikacılarla görüşüp ‘Sözleşme dönemine gireceğiz en azından refah payını alalım ‘diye konuşmuştuk. Bize sürekli olarak ‘Alacağız cepte, alacağız rahat olun’ dediler ve bizi oyaladılar” diye konuştu.
Mayıs ayında imzalanan sözleşmeyi sendikacıların yüzyılın sözleşmesi olarak nitelendirdiğini hatırlatan işçi, “O zamanda bu sözleşmeye itiraz etmiştik. Alınan zammın kısa bir sürede eriyeceğini söylemiştik. Gelinen noktada işte ek zam ihtiyacı doğdu. Ek zam gündeme gelince ‘Elimizde sözleşme var bundan sonra bir şey yapamayız’ diyen sendikacılar oldu. İşçiler eylül ayından beri huzursuz, aldıkları maaşlardan memnun değiller. Sesler yükselmeye başlayınca, bir de şehir merkezine yürüyüş olunca sendikacılar da bir şeyler yapmak gerektiğinin farkına vardılar. Bu sefer de oyalama taktikleri gündeme geldi. ‘Şöyle yapacağız, böyle yapacağız’ dendi hiçbir şey yapılmadı. Sadece garın önünde bir basın açıklaması yapıldı. Biz de bu açıklamanın işçinin gazını almak için yapıldığını biliyorduk. Açıklama o kadar sönüktü ki gaz maz hiçbir şey alamadılar. Bizim taleplerimiz belli ve taleplerimizin arkasındayız. İşçiye ya sahip çıksınlar ya istifa etsinler” dedi.
"HAKKIMIZ İÇİN İCRAAT İSTİYORUZ"
Bir başka işçi, Eskişehir kamuoyunda ‘Kamu işçilerinin çok fazla maaş aldığı ve bunu da beğenmeyip eylem yapıyorlar ‘algısının olduğunu söyleyerek bu algıya şöyle cevap verdi: “Eskişehir’de Türasaş işçilerinin dolgun maaşlar aldığına dair söylentiler ve algılar var. Bir kere bunu düzeltmek gerekir. Bizim aldığımız ücretler yoksulluk sınırının altında. Öte yandan bizler kalifiye işçileriz. Milimetrik hesaplar gerektiren işler yapıyoruz. Biz orada bir hata yapsak tren seyahatleri aksar. Yani biz ne eksik ne fazla sadece hakkımız olanı istiyoruz” diye konuştu.
Yemekhanede, sendikacılara karşı eylem yapıldığını söyleyen işçi, “Şube başkanı mikrofonu eline almış konuşma yapmak istiyormuş. Kusura bakma ama o anlaşmadan sonra seni kimse konuşturmaz. Sen bırak konuşmayı senin işçileri dinlemen lazım” dedi. “Sürekli şikayetlerimizi yukarıya ileteceğini söylüyorlar” diyen işçi “Biz şikayetlerimizin yukarıya iletilmesini istemiyoruz. Yukarıdakiler bilmiyor mu kamu işçinin dertlerini. Biz icraat istiyoruz, biz caydırıcı eylemler istiyoruz” İfadelerini kullandı. “Demir Yol-İş şube yönetiminin inisiyatif alacak mecali yok” diyerek sözlerini sürdüren işçi sendikacıların Ergün Atalay’dan çok korktuklarını söyleyerek “O izin vermezse ne oturabilirler ne ayağa kalkabilirler” dedi.
"KİMSENİN MAAŞINDA GÖZÜMÜZ YOK"
Bir başka işçi de fabrika içerisinde iş barışının ve huzurunun giderek bozulduğunu söyledi. “Memur, kadrolu ve taşeron işçilerinin maaşlarının arasındaki makas giderek açılıyor. Bu sebeple içeride birbirimize öfkeleniyoruz. Bazı arkadaşlar öfkelerini yanlış yere yönlendiriyor. Bizim kimsenin maaşında gözümüz yok. Memur arkadaşlar daha da çok alsın. Ancak biz de hakkımız olanı alalım. Bu kadar komik zam oranlarıyla muhatap olmayalım” dedi.
Sadece ücretlerden değil, iş yerindeki koşullardan da şikayetçi işçiler. Yemekhane sorunundan bahseden işçi, “Bize yemek getiren yemek şirketinden memnun değildik. Şirket malzemeden çalmak istemişti, bizim de temsilci arkadaşlarımız buna müsaade etmemişti. Sonrasında sendika bu yemek şirketi ile bir daha anlaşmayacağını söylemişti. Hatta ‘Bu bizim için namus meselesi oldu’ falan demişlerdi. İhale yapıldı bu şirket 4. olmuş. Önündeki 3 şirket daha sonra ihaleden çekiliyor. Dönüp dolaşıp ihaleyi bu şirket alıyor. Biz de sonradan öğreniyoruz ki bu şirketin Cumhurbaşkanının danışmanlarıyla bir ilişkisi varmış” iddiasında bulundu.
"AKP’Yİ SAVUNAN İŞÇİLERİN KAFASI KARIŞIK"
İşçiler ayrıca yaklaşan yerel seçimler ve Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi hakkında da görüşlerini bildirirken AKP’ye oy veren işçilerin kafalarının karışık olduğunu ifade ettiler. CHP’nin Eskişehir’de Ayşe Ünlüce’yi göstererek artı puan topladığını ifade eden işçiler, “Yılmaz Büyükerşen yaşından kaynaklı çok eleştiriliyordu ancak genç ve kadın aday o karamsar tabloyu dağıttı. Fabrikada AKP’ye oy veren işçi arkadaşlarımız var. Onların da kafası karışık, aday olarak Nebi Hatipoğlu’nu beğenmiyorlar. Bir de patron kendisi, işçilerine yaşattıkları da her gün dilden dile dolaşıyor. Bu nedenle Büyükşehir’i CHP alabilir diye düşünüyoruz” dedi. İşçiler ayrıca Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyesi için ise AKP’li adayların zayıf olduğu bu nedenle bu belediyeleri de CHP’nin kazanacağını ifade ettiler.
"CAN ATALAY KARARINI UMURSAMALIYIZ!"
Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi ile ilgili bir işçi şunları söyledi, “Bu Anayasa’ya aykırı bir iş. Buna karşı çıkmak lazım. İşçi arkadaşlar şimdilik bu meseleyi çok umursamıyor ama umursamak lazım diye düşünüyorum. Çünkü ortadan anayasa kalkarsa yarın öbür gün ‘Sizin anlaşma da iptal, sözleşme de iptal’ diyebilirler. Kısacası biz işçileri de alakadar eden bir durum ve hukuksuzluk olduğunu düşünüyorum.”