Bir senenin ardından Adıyaman: Unutulan sözler, çamurlu yaşam alanları, su alan prefabrikler
Maraş merkezli depremlerin ardından bir sene geçerken en çok yıkıma uğrayan illerden Adıyaman'da depremzedeler yaşam savaşı vermeye devam ediyor.
Dilan TEMİZ
Adıyaman
Depremlerin üzerinden 1 yıl geçti ancak ne konut sorunu çözüldü ne de depremzedelerin yaşam koşulları iyileştirildi. Adıyaman depremde en çok yıkıma uğrayan illerden. Kentteki depremzedeler hâlâ geçici barınma alanlarında yaşam savaşı veriyor. Bunlardan biri Vartana Prefabrik Evleri. Alanda 2 bin 500 prefabrik ev var. Çadır ve konteyner barınma alanlarıyla karşılaştırarak Vartana üzerinden “Kentteki en iyi barınma alanı” diye reklam yapılıyor. Depremzedelerse “Durum ortada” diyerek prefabriklerin arasındaki çamurlu yolları, su almasın diye prefabriklerin üstüne örttükleri brandaları gösteriyor. Buranın halini görünce konteynerlerin durumunu düşünmeden edemiyor insan.
Güneş Kaya prefabriklerde kalan depremzedelerden biri. Uzun süre çadırda kalmış. 5 çocuğu var, eşi inşaat işçisi. “1 yıl oldu evimiz yok” diyerek sözlerine başlıyor: “Halimiz bu, insan ne diyeceğini bilmiyor. ‘Az hasar’ kaydı tuttukları için, bize kira da vermediler. Kiralar çok uçuk diye sağlam ev de tutamadık. Çocuklarla 5 ay dışarıda kaldık.”
"ACABA BİR GÜN EVİM OLACAK MI?"
“Allah’ım acaba bir gün ben de bir eve girebilecek miyim?” diye soran Kaya, konteynerde yaşamın çok zor olduğuna dikkat çekerek şu an tek isteğinin küçük de olsa bir ev olduğunu ifade ediyor. Sıcak havalarda ayrı, soğuk havalarda ayrı dert çektiklerini anlatan Kaya, dertlerini anlatacak bir yetkili bile bulamadıklarını ifade ediyor. Geçen bir yılda sadece gıda yardımı alabilen Kaya, sosyal kartı sorduklarında ise sürekli “Bekleyin” yanıtı almış. Eşinin yağmurlu günlerde çalışamadığı için yevmiye alamadığını söyleyen Kaya “Şu an tek şükürlük şeyimiz depremde zarar görmememiz. Bir yerden sonra kabullenemiyorsun bu yaşamı” diye devam ediyor.
"ÇAMUR VE PİSLİK İÇİNDEYİZ"
Vartana’da çamura bata çıka yürürken Zeynep Kaz sesleniyor ardımızdan: “Halimizi görüyorsunuz, çekin buraları, çekin.” Ardından başlıyor anlatmaya: “Geldiğimden beri çamurun ve pisliğin içinde yaşıyorum. Her yere şikayet ettik; valilik, AFAD, belediye… Kimse ilgilenmiyor.” Ev vaadinin “Bugün, yarın…” diye geçiştirildiğini söyleyen Kaz, “1 senede koşullarımız değişmedi. Ne olacağını bilmiyoruz. Bir an önce ev çıksın artık” diyor.
Depremlerde eşini, kızını ve oğlunu kaybeden depremzede Özlem Güneş ise bir senedir berbat bir yaşam sürdüklerini söylüyor. Güneş, “Oğlum depremlerde yaralandı. Hastane hastane dolaştırıyorum tedavisi için. Buraya sığındık, burada da halimizi görüyorsunuz. Ne bir yardım ne bir şey var. Esenkart diye bir kart verildi onunla geçinmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Burada yaşam nasıl gidiyor diye sorunca “Söylememe gerek var mı? Görüyorsunuz. Benim kendi evim vardı, depremde yıkıldı ama TOKİ bana ev vermedi, başvurumu reddetti. Para yok, ev yok, gidecek yer yok” cevabını veriyor.
"YAŞADIĞIMIZ YER GÖZ ÖNÜNDE"
Hemen ileride oturan Hanım isimli bir kadın ile konuşuyoruz. “Bir yılın ardından işte hayatımız” diyerek koşullarını anlatmaya çalışıyor. Hanım’ın annesi kanser hastası, babası ise parkinson hastası. Yaşam onlar için çok zor: “Depremin birinci yılını geride bırakacağız şu halimize bakın. En basiti yaşadığımız yer, göz önünde şu çamur, şu pislik. Yağmurun içeri girmesi, su basması. Hâlâ düzene girmeyen altyapı var. Şuraya kapımızın önüne bile bir toprak döktürtene kadar kaç ay geçti. Onu da çamurlu döktüler.”
"NE YAPTILAR, KOŞULLARIMIZ NEREDE İYİLEŞTİRİLDİ"
Hanım depremzedeler için yardımların yapılmadığını belirterek, “Kıt kanaat geçiniyoruz. Annemle babama bakmam gerekiyor, çalışamıyorum. Babamın emeklisiyle geçiniyoruz 13 bin lira. 1 koli yumurtanın bile hesabını yaparak yaşıyoruz. Depremzedeler için ne yapmışlar, koşullarımız nerede iyileştirilmiş?” diye soruyor.
Evrensel'i Takip Et