Hatay: Eski imar planıyla yeniden inşa!
Zemin aynı, yönetmelik ve imar planı da aynı, kat sayısı aynı… Ve isteyen ruhsatını alıp orada inşaat yapabiliyor.
Fotoğraf: Volkan Pekal/ Evrensel
Volkan PEKAL
Hatay
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın depremzedelere yönelik kalıcı konut vaadinin süresi doldu. Kalıcı konutlar bir yana Hatay’da her yoğun yağmurda konteynerler su alıyor, konteyner kentleri lağım suları basıyor. Prefabriklerde çıkan yangınlarda insanlar hayatlarını kaybediyor.
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Hatay Şube Başkanı İnal Büyükaşık, bu sorunların kaynağı olan anlayışın; kenti bileşenleri ile birlikte afetlere karşı yeniden planlamak yerine “Hızla yükselen konutlar” propagandasını öne sürdüğüne dikkat çekiyor.
OHAL ilanları, Cumhurbaşkanı Kararnameleri ile hızlandırılmaya çalışılan inşaatlara rağmen Hatay’da kısa sürede teslim edilebilecek konut sayısı ancak 7 bine yaklaşıyor. TOKİ’nin internet sitesinde paylaşılan afet konutları projeleri arasında Hatay sınırlarında 34 proje bulunuyor. Henüz yapımına başlanmamış çok sayıda proje var ve hepsi tamamlansa dahi yaklaşık 32 bin konut inşa edilecek.
Hatay’da her yağmurda su alan 175 konteyner kentte on binlerce insan yaşıyor. Bir o kadarı da kira yardımından yararlanabilmek, içinde bulunduğu demografik yapıdan kopmamak ya da konteyner kentte yer verilmediği için çadırlarda kalıyor.
Konutların bir yıl içerisinde tamamlanmasının imkansız olduğunu daha ilk günlerden söylediklerini hatırlatan İMO Hatay Şube Başkanı İnal Büyükaşık, 300 bin konut ihtiyacı olan kentte her yıl 30 bin konut yapıldığı varsayılsa bile bu sürecin 10 yılı bulacağına dikkat çekiyor.
"ÖNCE NİTELİKLİ GEÇİCİ BARINMA SAĞLANMALI"
Yerleri yanlış belirlendiği için konteyner kentlerin su içinde yüzdüğünü, elektrik, su problemleri yaşandığını ifade eden Büykaşık, “Mevcut barınma alanları ile devam edilmesi mümkün değil. Depreme dirençli kentler inşa edilebilmenin ilk adımı vatandaşlara nitelikli geçici barınma sağlanması” diye konuştu. Sadece bina yapmaya odaklı anlayışın terk edilmesi gerektiğini dile getiren Büyükaşık; altyapısı, sosyal donatıları ile beraber bir planlama yapmadıktan sonra çözülen tek sorunun barınma olacağını ifade etti.
"YENİ İMAR PLANI YOK"
Kent merkezindeki rezerv alanda TOKİ ve Emlak Konut’un projesinin uygulanacağını ancak projenin paylaşılmadığını ifade eden Büyükaşık, kalan parsellerde ise imar planlarının depremden önceki ile aynı olacağı uyarısında bulundu. Depremden önce de var olan altyapı sorunlarının iyileştirilmeden bir yapılaşma süreci başlatıldığını dile getiren Büyükaşık, “Yerinde Dönüşüm Yasası’yla beraber insanların evlerini yerinde yapmaları olanaklı kılındı. Yeni yapıların en çok yıkıldığı yerlerde bile imar planları olduğu gibi devam ediyor. Odabaşı Mahallesi bu mahallelerden. Zemin aynı zemin, yönetmelik, imar planı aynı, kat sayısı aynı ama isteyen ruhsatını alıp orada inşaat yapabilir” uyarısında bulundu.
"BELEDİYELER İTİRAZI REDDETTİ"
Defne ve Samandağ’da imar planları askıdayken itiraz ettiklerini dile getiren Büyükaşık, “İtirazımız önce ilçe belediyelerinden oy birliği ile, ardından Büyükşehir Belediyesinden oy birliği ile reddedildi. Bizim itirazımız büyük bir depremden sonra afet dirençli bir kent oluşturmak için şehrin yeniden planlanması gerektiğiydi. İki farklı siyasi grup tarafından oy birliğiyle geri çevrildi. Seçimlere giderken afet dirençli bir kent hayal ediyorsak Meclise gidecek insanlar ya da belediyeleri yöneteceklerin bu konudaki yetkinliğini seçmenlerin göz önünde bulundurması gerekiyor” dedi.
"EN KÜÇÜK BİRİM BEDELSİZ OLMALI"
Sosyal devlet anlayışı gereği devletin rezerv alanda olduğu gibi konutlar yapmasının depremzedelerin anayasal hakkı olduğunu ifade eden Büyükaşık, “Ama bunda çekincelerimiz var. Yapılan düzenlemede ‘Rezerv alan içinde gelir getirici yapılar yapılabilir’ deniyor. Projenin ne olduğu konusunda süreci şeffaf, ilkeli bir şekilde yürütürlerse insanların kafasındaki soru işaretlerini de gidermiş olurlar” dedi.
İşyerleri yıkılan, işini kaybeden, evde çalışanların hayatını kaybettiği çok sayıda aile bulunduğunu dile getiren Büyükaşık, “Rezerv alanda yapılacak en küçük konut biriminin her hak sahibine hibe ve kredi desteği ile değil bedelsiz verilmesi gerekiyor. Aksi halde ödeme yapamayacak hak sahipleri bu uygulama ile mülksüzleştirilmiş olacak” dedi.
"EVİ RÜYALARDA GÖRÜYORUZ"
Kentte birçok yurttaş yeniden ev sahibi olma konusunda düşünceli. TOKİ projelerinde 750 bin TL hibe ve 750 bin TL kredi formülü yurttaşın derdine deva olmuyor. Vatandaş 1.5 milyon liraya ev yapabileceğine inanmıyor.
Mehmet Rıza Bulut isimli yurttaş, “Allah var, herkese konteyner verildi ama ne de olsa soğuk hava. Elektrik kesildiği zaman ısınamıyoruz. Barınma sıkıntı oluyor. Konteynerler su alıyor. Bir iki yıl çadırlarda yaşamaya razı olursun ama 10 yıl çok uzun bir süre. Devlet artık nasıl bir çözüm bulacak biz de merak ediyoruz” dedi.
Fırın İşçisi Ekrem Genco, konteyner kentte yaşıyor. Depremden sonra bir kişinin bile hallerini sormadığını ifade eden Genco “Allah’a emanetiz” diyor. Yerel seçimler için “Al birini vur ötekine” diyen Genco ev konusunda da umutsuz: “Depremden önce kiracıydık. Artık kiraları karşılayamadığımız için konteyner kentte kalıyoruz. Bir ev 3.5-4 milyon. Ancak rüyalarda görüyoruz.”