Dünya Sulak Alanlar Günü: Sulak alanlarımıza sahip çıkacağız
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nin çağrısıyla, Edremit Dalyan Sulak Alanı’nda yapılan Dünya Sulak Alanlar Günü açıklamasında; “Sulak alanlarımıza sahip çıkacağız” denildi.
Fotoğraf: Evrensel
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği' nin çağrısı ile biraraya yaşam alanı savunucuları basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına Çevre dernekleri ve çevre gönüllüleri, Emek Partisi, Sol Parti ve TİP katılarak destek verdi. Kazdağı Koruma Derneği adına basın açıklamasını Ömür İlgör ve Sinan arkadaş okudu.
“SULAK ALANLAR SU KITLIĞI İLE BAŞA ÇIKMANIN TEMİNATIDIR”
Sulak alanların, dünyanın en zengin ve üretken ekosistemlerinden birini oluşturduğu ve sadece bulundukları ülkeler için değil, tüm dünya için doğal zenginlik kaynağı olduğu vurgulanan açıklamada; “Sulak alanların yok edilmesi yalnızca ekosistemlerin değil, çevresindeki sosyoekonomik ve sosyokültürel yaşamın da tehlikeye girmesine sebep olmaktadır. Sulak alanlar, yağmur ormanlarından sonra atmosferik karbonu en çok bağlayan doğal yaşam ortamlarıdır. Bir diğer taraftan Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı gibi kıyısal sulak alanlar küresel iklim değişikliğine bağlı deniz seviyesi yükselmesine karşı iç kesimleri koruyan doğal bariyerlerdir. Kıyı sulak alanları yeraltı suyu beslenimini sağlayarak tuzlu su -tatlı su karmasının iç kesimlere ilerlemesini engeller ve böylelikle içme, kullanma ve sulama suyunun tedarik edildiği akiferlere deniz suyunun karışmasını engeller. Bu sebeple sağlıklı sulak alanlar gelecekte su kıtlığı ile başa çıkmanın teminatıdır” denildi.
“AKÇAY SAZLIĞI VE SULAK ALANINI KORUMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Akçay Sazlığı ve Sulak Alanının belirli bir seviyede doğal yapısından uzaklaşmış olsa da rehabilitasyon potansiyeli yüksek sulak alanlar arasında olduğunun altı çizilen açıklamada şöyle denildi; “Bizler, 2021 yılından bu yana dernek olarak dikkat çektiğimiz ve korunması için mücadele ettiğimiz Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı’nda çalışmalar yürütmeye devam etmekteyiz. Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı, Edremit Körfezi’ne dökülen Kızılkeçili Çayı, Zeytinli Çayı, EdremitÇayı, Kadıncık Deresi, Havran Çayı başta olmak üzere çeşitli yüzeysel drenajların yüzyıllar boyunca sürdürdüğü hareketlerin bir sonucu olarak var oluşunu sürdürmektedir. Toplamda 148 hektarlık bir alana yayılmış olan sulak alanın mutlak koruma alanı ve sulak alan olarak tescili için mücadele ettik. Uzmanlarla hazırladığımız Ekosistem Değerlendirme Raporu’nu ilgili kurumlara göndererek, Mahalli Sulak Alan Komisyonu toplantılarına katılarak, alanın yaklaşık 50 hektarlık kısmının Mahalli Sulak Alan olarak tescil edilmesini sağladık. Bu bölüm aynı zamanda Mutlak korunan alan olarak da daha önce Cumhurbaşkanlığı tarafından tescil edildi. Ayrıca sulak alan olarak tescil edilmeyen bazı bölümler, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından “nitelikli korunan alan” ve “sürdürülebilir korunan alan” olarak da tescil edildi.
Sulak alanın dışarda tutularak tescil edilmeyen önemli bir bölümü Edremit Tarım İhtisas Organize Sanayi Bölgesi alanıdır. Ne yazık ki söz konusu alana tahsis yapılırken sulak alan özelliği görmezden gelinmiş ve yasalara ve yönetmeliklere aykırı davranılarak suç işlenmiştir. Söz konusu proje ile ilgili 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı Değişikliği ve 1000’lik ve 5000’lik imar planlarının iptali için açtığımız davalar devam etmektedir. Sulak alan sınırları içerisinde Edremit Belediyesi tarafından geçerli imar planı olmaksızın usulsüz olarak verilen Enginkent Konut Alanı Projesi inşaat ruhsatları için Edremit Belediyesi aleyhine açtığımız davayı kazandık ve ruhsatları iptal ettirerek alanı büyük bir yapılaşmadan koruduk. Dava sürerken kaçak olarak yapılan 7 adet villayı da en kısa sürede yıktıracağız. Akçay Sazlığı ve sulak alanı ne yazık ki hala ciddi bir kirlilik ve insan baskısı altındadır. Molozlar dökülmekte, kaçak temeller atılmaya çalışılmakta, yollar yapılmaktadır. Bugün, Dünya Sulak Alanlar Günü'nde, sulak alanların değerini hatırlayarak, bu önemli ekosistemleri korumak için kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Gelecek kuşaklara temiz su, biyolojik çeşitlilik ve sağlıklı bir çevre bırakmak için birlikte hareket etmeye devam edeceğiz.”
“AKÇAY SAZLIĞI VE SULAK ALANI’NIN KAYBEDİLMESİ DURUMUNDA NELER OLUR”
Açıklamada Akçay Sazlığı ve Sulak Alanının kaybedilmesi halinde yaşanacak çevre felaketleri şöyle sıralandı;
- “Bu alanda varlığı saptanan 1294 hayvan ve bitki türünü artık bölgede göremeyeceğiz.
- Alanda gözlemlenen ve kayıt altına alınan ve Türkiye’deki toplam kuş türünün yüzde 34’ü olan 165 kuş türünün beslenme ve barınma ortamları yok olacaktır.
- Küresel ölçekte nesli yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan Yılan balığının beslenme ve barınma ortamları yok olacaktır.
- Önemli bir karbon yutak alanı daha yok olacak ve iklim değişikliğinin daha fazla artışına neden olunacak.
- Temiz su kaynakları yok olacaktır.
- Sellerin etkileri daha da artacaktır.”
“SULAK ALANI ÇEVRESİNDE YAPILAŞMA İNSANLIK SUÇUDUR”
Akçay Sazlığı ve Sulak alanı üzerinde ve civarında yapılaşma planlanmasının, insan hayatının hiçe sayılması, aymazlık ve insanlık suçu olduğu ifade edilen açıklamada; “Edremit, Burhaniye ve Balıkesir Büyükşehir Belediyelerini bölge ile ilgili yapılaşma hayallerinden vaz geçmeye davet ediyoruz.
Sulak alanları ve korunan alanları korumak ve yönetmekle yükümlü olan Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü’nü, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nı Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı’nı korumaya ve yönetim planlarını hazırlama ve uygulamaya çağırıyoruz. Sahip olduğumuz değerleri korumak sadece hükümetlerin, resmi kurumların değil, tüm toplumun da ortak sorumluluğudur. Körfez halkını ve kardeş sivil toplum örgütlerini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da dayanışmaya ve desteğe davet ediyoruz. Bilinçli kullanım, koruma bölgelerinin oluşturulması, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ve sulak alanlara verilen zararların önlenmesi konusunda kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verildi. (Balıkesir/EVRENSEL)