05 Şubat 2024 04:47

Mülksüzleştirme bir SMS kadar yakın

Sermayeye kaynak aktarma nasıl işleyecek yenilenmiş afet yasasıyla? TMMOB Şehir Plancıları Odasının verdiği bilgiler oldukça çarpıcı... Peki böyle mi olmalı?

Fotoğraf: Elif Görgü/Evrensel

Paylaş

Antakya ve Defne’de rezerv alan olarak belirlenen alan tam 207 hektar. 8 mahalle: Akdeniz, Armutlu, Elektrik, Cebrail, Akevler, Gazi, General Şükrü Kanatlı ve Cumhuriyet. Bunun insan karşılığı 50 bin hak sahibi. Aileleriyle birlikte yüz binler… Daha rezerv alan gündeme gelir gelmez endişeler de başladı. Yıkımdan kurtulmak, ayağa kalkmak isterken elindekinden olmak. Endişeler büyüktü.

Örneğin Uğur Mumcu Bulvarı üzerinde konutu bulunan Bereket Sert, evlerinin depreme dayanıklı yapıldığını ama yine de yıkılıp yıkılmayacağını bilmediğini söylüyordu tepkiyle: “Yok rezerv alan yok şu, yok bu, bunu kabul etmem. Ben yıllarca eşimle çalışıp bu binayı yaptım.” Bir diğeri Armutlu’dan. Selim Büyükdaş, depremde gelini, torunu ve bir çocuğu can vermiş. Başta depremde kolunu kaybeden kızı olmak üzere kalanlar için mücadeleye devam ediyor. İnşaat işçisi: “Depremde her şeyimi kaybettim. Şimdi elimde kalan arsamı da almak istiyorlar.”

Endişeler haklı çıktı. Tapu Müdürlüğü tarafından hak sahiplerine ardı ardına SMS’ler gitmeye başladı: “Adınıza kayıtlı taşınmaz üzerinde *** Tapu Müdürlüğünde *** sıra no ile 6306 sayılı Kanun’un 6/A maddesi uyarınca hazineye devir işlemleri yapılmaktadır.” İtiraz hakkı yok. Sonrası en az el konulması kadar acımasız: Yeni imar planı hazırlanacak. Mülk sahiplerinin mülklerine değer biçilecek. Sonra plan dahilinde yeni binalar inşa edilecek. Devamında da mülküne el konulanlara “Senin evinin/arsanın değeri şu kadardı, biz aldık, bunları yaptık. Artık buranın değeri daha fazla. Ya aradaki farkı öde ya da 100 liranı ödeyelim, sen de git buradan!” denilecek. Normal kamulaştırmada, ücret hemen ödenir. Ama deprem bölgesinde üç yıla yayılarak. İstisnalar da yok değil. Yine Emek Partisi raporuna göre kimi köylerde tarım ve yaşam alanları acele kamulaştırma kararı ile istimlak edilirken, bu kararlar AKP’li yöneticilerin villa ve arazilerini ise teğet geçiyor.

HATAY’DAN SONRA HER YER…

Hatay’ın ardından, hızla diğer bölgelere yayıldı rezerv alan uygulaması. Malatya’nın Battalgazi ilçesindeki Dabakhane, Yenihamam ve Halfettin Mahalleleri, Adıyaman’da hemen protestoyla karşılanan 60 bin metrekare rezerv alan bölgesi, Maraş merkezde Zübeyde Hanım Caddesi, Pazarcık ilçesinde Otogar, Kızılay, PTT ve İlçe Jandarma Bölük Komutanlığı çevresi… Tarım alanları, sahiller, tarihi ve kültürel mirası taşıyan alanlar…

EMEP’in deprem raporunda, Hatay’da belirlenen 207 hektarlık alana dair şu tespit, rezerv alan tercihlerine dair önemli bir ipucu veriyor: “Yakın geçmişteki tecrübeler ve uygulamalar Antakya merkezinin de bir ‘turizm destinasyonu’ olarak görüldüğüne dair şüpheleri güçlendirmektedir. Nitekim neyin, kim tarafından, nasıl inşa edileceğine dair hiçbir resmi açıklama yapılmamaktadır. Kaldı ki, kentin yüzde 70’ine yakınının tamamen yıkıldığı halde neden belli bir bölgenin ‘riskli alan’ olarak işaretlendiğinin yanıtı da verilmemiştir.”

Rezerv alan uygulamasının kapsamının genişletildiği kasım 2023’te değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Fuat Ercan’ın değerlendirmesi de benzer: “Bu yasa tükenmiş, sermayenin önemli bir kısmını kaybetmiş iktidarın doğrudan kamusuna yönelerek kaynak yaratma çabasıdır.”

ADIM ADIM EL KOYACAKLAR

Peki sermayeye kaynak aktarma nasıl işleyecek yenilenmiş afet yasasıyla? TMMOB Şehir Plancıları Odasının verdiği bilgiler oldukça çarpıcı:

  • Geçmişte, yerleşik alanlardaki riskli yapıları güvenli hale getirmek gerekçesiyle, bu yapılarda oturan yurttaşların ikamet edeceği yeni yerleşim alanları oluşturmak amacıyla ilan edilen rezerv yapı alanlarının, mevcut yapılaşmış alanlarda da belirlenmesinin önü açıldı.
  • Yani, geçmişte çoğunlukla kamu mülkiyetindeki boş araziler rezerv yapı alanı olarak ilan edilirken artık eviniz, oturduğunuz sokak, ikamet ettiğiniz mahalle rezerv yapı alanı olarak belirlenebilecek. Böylelikle, belki de on yıllardır oturduğunuz evinizi 90 gün içinde boşaltmanız gerektiği “yasal” olarak sizlere tebliğ edilerek kullanılabilecek.
  • Bakanlık veya ilgili idare sizin talebiniz olmadan, ikamet ettiğiniz konuta dair riskli yapı tespitinde bulunabilecek. Buna karşı koymaya çalıştığınızda, kolluk kuvvetleri eliyle bu tespit zorla yaptırılabilecek.
  • Riskli yapı tespitine ilişkin ilgili mercilere, çok kısıtlı hale getirilen sürelerde yaptığınız itiraz reddedildiğinde ise, konutunuz riskli yapı olarak ilan edilecek ve belirtilen süre içerisinde boşaltmazsanız yine kolluk kuvvetleri aracılığıyla zorla evinizden tahliye edileceksiniz.
  • Binanızın riskli olduğunu düşünen taraftasınız ama binanın yıkım ve yeniden inşa süreci sonrasında ortaya çıkacak maliyeti karşılayacak gelire sahip değilseniz, yani yoksulsanız; Bakanlık konutunuza ortak olacak, gerektiğinde sizi borçlandıracak ve üstelik eğer borcunuzu ödemezseniz mülkiyetinizin tamamına el koyup size yalnızca, mirasçılarınıza devretmenizin mümkün olmadığı “oturma izni” verecek.

BÖYLE OLMAK ZORUNDA DEĞİL

Peki böyle mi olmalı? “Milyonlarca emekçinin hayatı bir avuç asalak burjuvanın hayatından değerlidir” denilen Emek Partisi açıklamasında buna “hayır” deniyor ve şu taleplere yer veriliyor:

  • Depremlerden ve diğer doğa olaylarından rant sağlanması amacıyla yürürlüğe konan bütün düzenleme ve uygulamalar geri çekilmeli,
  • Rant için değil; sağlıklı ve güvenli barınma hakkına uygun, depreme dirençli yaşanılabilir kentler için şehir planlamaları yapılmalı,
  • Kamuya ait taşınmazların özelleştirilmesi, el konularak emekçi semtlerinin sermaye birikimine açılması ve emekçilerin yaşadıkları bölgelerden şehir dışına itilmesine ilişkin düzenlemeler geri çekilmeli,
  • Bilim insanlarının, meslek odalarının, üniversitelerin, sendikaların ve bilimin dahil olduğu bir uygulamayla herkese eşit, sağlıklı, güvenlikli yaşama koşulları sunulmalı.

Bunun ise kendiliğinden olmayacağı açık. Mimar mühendis odaları da, emek ve demokrasiden yana partiler de aynı çağrıyı yapıyor: Sağlıklı ve güvenli çalışmak, yaşamak için örgütlenme ve mücadele!

ÖNCEKİ HABER

Almanya'da yüz binlerce kişi yine aşırı sağa karşı eylem yaptı: Nazilere yer yok

SONRAKİ HABER

Depremden üç gün sonra işçiler işe çağrılırken neredeydiler?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa