05 Şubat 2024 04:55

Güzelbahçe konteyner kenti kaderine terk edildi | "Burada AFAD’ın görüntüsü var sesi yok"

6 Şubat depremlerinin üzerinden geçen bir yılda vatandaşların sorunları çözülmedi. AFAD dışında kurulan konteyner kentler ise AFAD’ın hizmetlerinden mahrum. Yurttaşlar ayrımcılık yapılmasına tepkili.

Fotoğraf: Elif Ekin Saltık/Evrensel

Paylaş

Elif Ekin SALTIK
Malatya

6 Şubat depremlerinin ardından Malatya’da İzmir Güzelbahçe Belediyesi tarafından kurulan konteyner kentteyiz. CHP’li bir belediyenin alanı kurmuş olmasından dolayı AFAD burada kalan vatandaşlara gıda kolisi dışında herhangi bir yardımda bulunmuyor. Konteynerlerde kalan vatandaşlar yaşadıkları her türlü sorunu kendi imkanlarıyla çözmek zorunda.

Konteyner kente vardığımızda kapının önünde sigara içen bir anne ve kızla karşılaşıyoruz. “Yaşamınız nasıl, idare edebiliyor musunuz?​” sorumuza “İdare ediyoruz ama sonuçta ev gibi olmuyor” cevabını alıyoruz.

Devam ediyor anne: 2 göz yer, düşünün dolanamıyoruz bile. Çadıra göre binlerce şükür yine. Yemek de yapamıyoruz içeride, çok koku oluyor. Bir de lağım suları, lağım kokusu çok fazla. Buralarda da hayat bir yere kadar. Bir evimiz olmasını istiyoruz.

"AYRIMCILIK YAPILIYOR"

Hava buz gibi soğuk, kadınlar soğukta daha fazla bekleyemiyor. Ayrılıyoruz yanlarından. Başka bir konteynere gidiyoruz. Ali ve eşi yaşıyor burada. Onlar kaldıkları konteyneri kendi imkanlarıyla getirmiş. “İçindeki her şeyi biz kendimiz aldık, karşıladık” diyor Ali.

CHP’li bir belediyenin kurduğu ve çoğunlukla Alevilerin, sosyal demokratların yaşadığı bir alan olduğu için AFAD’ın ayrımcılık yaptığını şu sözlerle anlatıyor: Biz geldikten sonra şunu çok net gördük ki AFAD’ın kurduğu konteynerlerle buradaki mevcut konteynerler arasında müthiş bir ayrımcılık var. Buranın iç dizaynı açısından biz evimizden kurtardığımız malzemeleri getirebildik, fakat televizyon, buzdolabı, şofben vb. gibi şeyler yoktu. Onları da kendimiz sağladık. Başka yerlere bu imkanı sağladılar ama.

Özellikle genel şeçimden sonraki süreçte bir kez gıda kolisi bir kez de küçük bir temizlik malzemesi kolisi dağıtılmış burada. AFAD kontrolündeki yerlerde kalan vatandaşlara sorduklarını dile getiren Ali: AFAD kurarken devlet imkanlarıyla kurulduğu için her tür donanımını yapıp vatandaşlara öyle teslim etmiş. İkincisi su boruları dışarıda kaldığı için soğukta donuyor. Buradaki insanlar hep kendi imkanlarıyla kapattı o boruları. Yetkililer geldi birkaç boruyu kapattı sonradan, çünkü insanların çoğu yapmıştı. Yine başka yerlerin altyapısı biraz daha dizayn edilmiş, düzenlenmiş. Mesela asfalt dökülmüş ya da kilit taşı döşenmiş. Daha sağlıklı, bir şey haline getirmişler yani, buralarda yok. Sadece çöp konteyneri koymuşlar buraya. Bir tane de güvenlik için konteyner, iki kişi koymuşlar oraya da. Görüntü var ses yok anlayacağın.

"MUHALEFET DE SINIFTA KALDI"

Burada insanların yalnız bırakıldığını düşünüyor Ali. Muhalefetin de bu konuda sınıfta kaldığına vurgu yapıyor:

"Sadece asbest konusunda bir açıklama yapıldı buralarda. Sorunları gündemleştiremedik, insanlar kendi haline bırakıldı. Devlet bir kentsel dönüşüm yasası çıkardı. Şimdi depremin yıktığı yerleri rezerv alan ilan ediyor. Oralara konut yapacak. Oralarda mülk sahibi olanlara da ‘Şehrin dışına gidin’ diyecek. Burada da uygulanan yöntem o, diyelim bizi İkizce’ye taşıyacaklar, 15 km. Battalgazi Çamurlu’ya taşıyacaklar, şehir merkezine 15 km. Halk tabiriyle söyleyeyim, değerli yerlere çökecekler., oralarda iş yerleri yapacaklar, insanlara milyonlarca liraya satacaklar. Bu kentsel dönüşüm yasasına karşı çıkma konusunda da muhalefet bir bütün olarak sınıfta kaldı. Görünen o ki bizim gibi ödemede sıkıntı yaşayan, gelir seviyesi düşük insanları şehrin dışına atacaklar, orta sınıf dediğimiz biraz varlıklı insanları şehrin merkezine getirip çökecekler.”

"BESLENME SORUNUMUZ VAR"

Altı aydır doyurucu yemekler yapıp yiyemediklerini, konteynerde bunun mümkün olmadığını söylüyor Ali: Öğün yemekse evet ama vücudun gıda ihtiyacını karşılayacak yemekler yapamıyoruz. Çünkü biz burada yemek yaptığımızda her 10 dakikada bir kapıyı açmak zorundayız. Yani bir taraftan beslenme sorunu da var, bir taraftan 21 metrekare alan. Yan tarafta ne konuşuluyor ben hepsini duyuyorum. Özel hayat diye bir şey yok, bir arkadaşın gelse rahat rahat konuşup tartışamıyorsun. Öyle düzenli bir yaşamın yok burada…

"ÇOCUKLARA HARÇLIK VEREMİYORUZ, BİR ÖĞÜN YEMEK VERSİNLER"

Malatya Bağcılar Belediyesi Geçici Konaklama Merkezi oluyor sonraki durağımız. Fatma’ya konuk oluyoruz. 7 çocuğu var, okuyanlar, başka illerde olanlar var. Okula giden 2 kızı konteynerde kendisiyle kalıyor, 2 oğlu kayınvalidesinde yaşıyor. Eşi inşaat işçisi, iş çıktıkça çalışıyor. Fatma özellikle konteynerin su almasından şikayetçi. “Çadırdan iyi ama burada da zorluk çektik, uzun süre yaşanmaz, 7-8 kişi kalanlar var. Silikon vurduk, ne yaptık ama su geliyor. Bu sene hastalıktan hiç kurtulmadık” diyor.

Fatma’yı burada en çok zorlayan çocukların okula gidip gelmesi. Ortaokula giden kızı çok uzakta bir okulda okuyor. Servise verme imkanları yok ki çocukların cebine harçlık bile koyamıyor. Her gün okula yürüyerek gidip dönüyorlar anne-kız. Fatma, oğlunun okula uzak olsa da öğle arası gelip evde yemek yiyip gittiğini dile getiriyor ve öğrencilere bir öğün yemek talep ediyor: Tüm öğrencilere öğle yemeyi verseler, başka bir şey istemiyorum.

ÖNCEKİ HABER

İsrail Meclisi önünde Gazze'de ateşkes isteyenler eylem yaptı

SONRAKİ HABER

Meclis 'süper talan’ı, partiler adayları konuşacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa